Salı, Ocak 13, 2009

UGG ANLAŞMASI

Peki.
Madem sinema yazınca okumuyorsunuz, ben de size imzamı çakıp, kendimi bağladığım bir anlaşmayı yazarım.

.........................


UGG ANLAŞMASI*

Bu anlaşmanın tarafları, Ekmekcikız ve onun Çiçekkız'ıdır.
Taraflardan Çiçekkız, kendisine ugg alınmasını istemektedir. Ancak, bu istek Ekmekcikız ve Çiçekkız'ın belirleyeceği şartlar altında gerçekleşebilecektir.
Şartlar, sonradan değiştirilebilir.

Şartlar

1- Çiçekkız sadece ihtiyacı olduğu zaman yeni bir giysi alacaktır. İhtiyacı olmadığı zamanlarda kendi parasıyla alacaktır.
2- Çiçekkız giysiye ihtiyaç duyduğunda sosyete markası olan bir giysi alabilecektir ama bu giysinin çok pahalı olmaması gerekmektedir.
3- Çiçekkız, Ekmekcikız ile Bağdat Caddesi'ne çıktığında her seferinde Style'a gitmek istemeyecektir.

Bu şartlar altında Çiçekkız'a birktirdiği paralardan Ugg alınabilir.

İmza / İmza
Çiçekkız/ Ekmekcikız


.........................


Kendim ettim, kendim buldum.
Çocuklara aralarında anlaşmazlık çıktığında, arabulma yöntemi olarak meseleyi yazıp, sonra da çözümünü maddeler halinde sıralamayı ben öğretmiştim.
İşte, buyur bakalım, gün gelir sana karşı da kullanılır.

Ben ne kadar "ne yaptım da bu çocuğun kafası alışveriş, moda, giysi takıntısıyla doldu?" diye kendimi duvarlara çarpayım (!) o ayı yavrusu ayağı görüntülü çizme zımbırtısı illa-billa alınacak.
Kızı benimkinden birkaç yaş büyük olan arkadaşlarım, "merak etme, bu da bir dönem ve geçiyor" diyorsa da, durum vahim, umutsuzluğa kapılıyorum. Umarım, geçiyordur.

Ne de olsa, "şartlar sonradan değiştirilebilir" yazmış. Şartların, bunun gülünç bir anı olması yönünde değişmesini, dilerim.


*Anlaşma sevgili kızım tarafından yazıldığı şekliyle buraya aktarılmıştır.

.

20 yorum:

  1. ama bence süper bir anlaşma olmuş. çiçekkız'ı gözlerinden öpüyor, annesi ekmekçikız'a sabırlar diliyorum :P

    YanıtlaSil
  2. Nassı yani. Kim okumuyor. Ne bakıyosun sessiz durduğumuza alala:)

    Ekmekçikız'cım bugünlerde geçiyor, kendini fazla yıpratma lütfen. Kızımın şu an ki hali; Boynunda Filistin poşusu, yetmişlerin parkalarının modernize hali bir kaban, ayağında Cat tarzı yerli malı botlar. Çok değil bir yıl önce, okul formasının içinde film yıldızı gibi bakımlı makyajlı, küçük bir kadın görünümüne dayanamayıp eleştirdiğimde tınlamazken, saçlarını her gün sabahın köründe o düzleştirici zımbırtısıyla hırpalamadan, doğal dalgasıyla bırakıp, sıfır makyajla harika göründüğünün kendi de farkına vardı. İşte böyle:)

    YanıtlaSil
  3. "o ayı yavrusu ayağı görüntülü çizme zımbırtısı"
    Ben de bunlar birşeye benziyor ama neye derken senin teşbihi okudum,çok güldüm çok.
    Çiçekkız da güle güle giysin :)

    YanıtlaSil
  4. İtiraf ediyorum: O çizmelere ben de bayılıyorum:)

    YanıtlaSil
  5. Şulecim,
    Gece ben Golden Globe'a takılırken, bizimki oturmuş anlaşmayı yazmış. Ensemde boza pişirdiği için, azıcık terslenmiştim. Usulca bırakıp, kaçtı. Taa TV'yi kapattıktan sonra okudum ve gülmekten helak oldum. Öyle içten ve öyle çok istiyor ki...
    Kimse, çocuk yetiştirmek kolay dememişti. Geçeceğiz bu yollardan. :))

    YanıtlaSil
  6. Öyle tatlı ve masumane ki.Yıllar sonra kızın koskoca bir genç kız olunca gülerek hatırlayacaksınız bu antlaşmayı.Çok güzel şeyler bunlar insan yaşarken anlamıyor.www.hupce.blogspot.com "Herkes Aynı" yazısını okursan beni daha iyi anlarsın.Eskiden biz de yaşadık çünkü.Güzel günlerdi...

    YanıtlaSil
  7. Zeynepcim,
    İnan yüreğime su serptin. :))
    Demek ki, iki-üç sene dişimi sıkarsam atlatacağız? Harika!

    O "okumuyorsunuz" sözü size sitemden ziyade kendimle konuşma gibiydi. Ooo! Öyle bir derdim olsa, habire yazar mıyım?
    :))

    YanıtlaSil
  8. Serpilciğim,
    Bizde bu kızlardan iki tane daha var; yeğenlerim. Onlar da taktılar ya, ayaklarına o ayı yavrusu patilerini, artık benim mazeretler bitti. Üstelik, bilmem neredeki bilmem ne dükkanında ucuzluk da yapmışlarmış. Pöff!
    :))

    YanıtlaSil
  9. Arzuuuu!
    Bak biz burda "ergenlerimizle" uğraşıyoruz.
    Coşturma şimdi onları, külahları değişiriz!
    :PP
    Giy canım, sana yakışır.:))

    YanıtlaSil
  10. Sevgili Malla,
    İyi! Zeynep'ten sonra, senin desteğini de aldım.:)) Tamam,artık kızımın kendini maskara etme girişimlerine bozulmayacağım.
    Sağol.
    :))

    YanıtlaSil
  11. kim demiş okumuyoruz diye . .. okuyorum, okuyacağım.. yavrukuş çok güzel istemiş ama, ben şahsen dayanamazdım bu istek karşısında, doğum günü filan yakınsa yapar annesi bir güzellik bence :)

    YanıtlaSil
  12. :) gurum benim, ben golden globe yazısı beklerken senden, fırçayı da yemişiz arada:) ben okuyorum demeye gerek bile duymuyorum, biliyorsun yani ne olduğunu, ilham perim, gurum dedim, daha ne diyeyim:)
    o ayı yavrusu ayağı şeyler pek şeker, benim öğrencilerde çeşit çeşit ,hiç itirazım yok, alsınlar, giysinler yakışıyor keretalara. ammaaaa, ama pek pahalı imiş sanırım. bu nedenle herkes oricinalini alamıyormuş, taklitleri çıkmışmış. aralarında taklit giyenlere dair yaptıkları konuşmalara kulak misafiri oldum geçende, canımı bir sıktı bu, fırçaladım ikisini, aldım karşıma bir güzel benzettim. sonra da taklidini giyenlere kızdım, niye yaaa, alamıyorsan alamıyorsun, şu alanların ağzına malzeme olmaktan daha mı önemli taklidini olsa giymek:(((( neyse, bu anlaşmanın sana yarar tek tarafı üçüncü madde gibi geldi, ne dersin?:)))

    YanıtlaSil
  13. Fundacığım,
    Yok yahu, okuduğunuzu biliyorum yazıları. Ben, biraz sinema yazıları için kuşkuluydum. Hadi bari, düzelteyim ve sinemaları okuyor ama yazmıyorsunuz diyeyim de, zevahiri kurtarmaya çalışayım.
    :))
    Yavru kız kuşların bu yaştaki isteklerinin nasıl sonsuz kuvvetinde olduğunu bilsen...
    İnsanda, güzellik yapacak takat kalmıyor.
    :)

    YanıtlaSil
  14. Yaw Elektram, ağzımdan çıkmış bi kere, şimdi döndür çevir nereye kadar? Yüzüme vurdunuz, ödeştik, tamam mı?
    :P
    O üçüncü madde en şahanesi de, dikkat et bak, her seferinde diyor. Buradan arada sırada isteyebilir, sonucu da çıkabilir.
    Ki, uyanık bunlar biliyorsun!
    :)))

    YanıtlaSil
  15. Ekmekçikızcım,
    bana gelen emaillerden biri şöyle diyor bu botlar için;

    Moda olan, koyun derisinden yapılan 'Ugg' botları için uyarı: Bilek ağrısına yol açıp ayak şeklini bozabilir..

    Dünyada olduğu kadar Türkiye'de de son dönemde genci yaşlısı pek çok insanın, ama özellikle de kadınların büyük rağbet gösterdiği koyun derisinden yapılma botlar için uzmanlardan çarpıcı uyarı: Ayak sağlığınızı kaybedebilirsiniz!.. Küçük yaştaki çocuklardan Hollywood yıldızlarına kadar bir anda çok sayıda kişi arasında moda haline gelen ve Ugg adı verilen yumuşak botlar için yapılan "Ergonomik değil" uyarısı hayli yankı buldu.

    MANTAR RİSKİ DE VAR
    Uzmanlar, yumuşak koyun derisinden yapılan bu botların bilek ağrısına yol açtığı, enfeksiyon oluşumlarını tetiklediği ve yumuşak yapısından dolayı ayak şekline zarar verdiğini belirtti. Ayak hastalıkları uzmanlarından Linda Hawkins, "Topukları olmayan koyun derisi botlarla uzun süre yürümek bilek ağrılarına yol açabilir" derken, eczacı Hasan Ukra da İngiliz The Sun gazetesine yaptığı açaklamada, bu ayakkabıları uzun süre giymenin ayaklarda mantar riskini artırabilceği uyarısında bulundu.


    Şimdi yaptığınız anlaşmayı sabote etmek istemem ama zaten hep çok rahatsızmışlar gibi görünüyordu bana bu botlar. en azından uzun süre giymez belki diye kulağına çıtlatsan mı acaba. tabi eğer anlaşmayı bozmaya çalıştığını düşünmezse. ay zor bu işler harbiden.

    YanıtlaSil
  16. Pelinciğim,
    Zahmet edip, konuyla ilgili (çoğundan benim de kuşku duyduğum) bilgileri eklediğin için, sağol.
    Hemen, bizim Çiçekkız'a gösterdim.
    Onun okumasını sağladım. Tabii, tahmin ettiğin gibi sonuç değişmedi, ama, olsun şimdi aklında bir bilgi ve şüphe var en azından.
    Asıl önemlisi bu bilgi "anne" dışında güvenilir bir kaynaktan geliyor.
    Sağolasın.
    :)))

    YanıtlaSil
  17. Benim yeğenim (13 yaşında şu an) geçen sene abercrombie'ye takmıştı. Annesinin aldıkları yetmemiş, hala istiyordu, tabii annesi de yetsin artık diye almıyordu. Ben de doğum gününde istediği sweat shirt'i almaya söz verdim. Bir sweat shirt ne kadar pahalı olabilir diye düşünüyordum bu sözü verirken. Kasada "280 ytl" dedikleri anda bir nevi delirdim, çünkü bunun adam kazıklamaktan başka hiç bir açıklaması olamaz. Allahın penye sweat shirt'ü... Düşüncelerimi aynen böyle dile getirdim kasada da(bir taraftan da almam lazım çünkü mağazada renk seçimi ve beden konusunda yeğenimi aradım, "tamam teyzem istediğin rengi ve bedeni buldum alıyorum şu an" dedim), kasadakiler bu şarlamamın üstüne anında 200'ytl ye indiler, şaştım kaldım, daha da bastırdım, sonuçta yine de pahalı ve gereksiz bir şey ama satıcıların üzerine nasıl insafsızca kar bindirdiklerini görmek açısından iyi oldu. Yeğenim bu sene itibariyle aber-maber unuttu gitti tabii:) Ben de sevindim, süslü ama çok şükür marka takıntısı yokmuş diye:)

    YanıtlaSil
  18. Yok yaşa Başakcığım!
    Durumumu aynen ve tatmıyla anlatmışsın.
    O acayip fiyatları görünce deliriyorum, ben de. :(((
    Benim Çiçekkız, bu sene, senin yeğenin geçen seneki hali gibi. Akıllı mantıklı açıklamaları dinliyor, anlamış gibi yapıyor ve sadece "1" dakika sonra, aynen tüm hikaye yeniden başlıyor. İnanılır gibi değil!
    Dediğim gibi, "bu bir dönem, geçecek" diye bekliyorum.
    :))

    YanıtlaSil
  19. geçecektir, nitekim ben kendi ergenliğimi hatırladım. her ne kadar bizim isteklerimiz ultra masum kalmışsa da , ergenlikte tüm gençler böyle, illaki birbirlerine benzemek istiyorlar:)

    YanıtlaSil
  20. Yahu, bir biz ergen olmamışız galiba!
    Bzim zamanımızda diye başlıycam da, çok övünülecek bir hal değildi, doğrusu...
    :))

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!