Bİ ZAHMET DOĞRU ANLASANIZ, SÖYLESENİZ, YAZSANIZ, ÖĞRENSENİZ, OLMA MI?
Bakın yine aynı şey oldu.
Az önce.
Hayır, ben alışkınım bu saçmalığa, aslında.
Bazen, sinirim oynuyor demek ki, yine de.
Kardeşim, kulağınızı bir açın.
Sorduğunuz soruya cevap verirken, ne diyor bu kadın?
Hemen alıştığınız yaftaları yapıştırmayın.
Farklı bir ses duyunca, anlamadıysanız tekrar edin, tekrar ettirin.
Uydurmayın!
Benim adım kırmızı!
Açık pembe değil, eflatun değil, yavru ağzı da değil.
Hele son zamanlarda moda olan mor filan hiç değil.
Doğru duyun! Doğru öğrenin! Doğru yazın!
Aman be yavv!
.
???
YanıtlaSilKırmızı Defter???
YanıtlaSilhttp://www.trdinle.com/Kimseye_Etmem_Sikayet-26018.html
YanıtlaSilTürk Sanat Müziği ..İlaç gibi..Evet,ilaç gibi,her derde,her hale,herşeye,her ruha şifa..Kolay,basit,bilmeyen de mırıldanır..yapısı bu alır içine sürükler de sürükler ki mırıldandırır.Dünyada eşi benzeri var mı,var mı onun gibi içe işleyen,gönül yarasına,günlük morale,neş'e de kıvançta üzüntüde bizimle olan?..
YanıtlaSilAma hangi kirmizi?
YanıtlaSilMetin Bey,
YanıtlaSilİş çıkışının ve akşam ev hallerinin telaşesi bitince, şimdi okudum da yazdıklarımı, merakınızı haklı buldum; öyle muğlak bir yazı olmuş ki...
Eh, tabii olur! Akşamüstü sinirle acele yazar, çıkarsan, tabii...
Neyse, mesele şu ki, oldum olası adımı yanlış anlar, söyler ve yazarlar. Doğru söylenmesi gerekli yer ve zamanlar için özel anlatma teknikleri geliştirdim, yıllar boyunca. Buna rağmen türlü çeşitli acayiplik olur.
Bugün, işle ilgili bir yerde, bu defa daha da komik bir şey oldu. Adımı doğru yazdılar ve fakat soyadım için, büronun adıyla karmaştırıp bir şey icat etmişler ve yazmışlar.
Şimdi gülüyorum da, o an tepem atmıştı.
Durum budur.
Yoksa Orhan Pamuk'luğa özenip, demedim o "Benim adım Kırmızı"yı.
:))
Zafer Bey,
YanıtlaSilÖneriniz için çok teşekkür ederim.
Sahiden Türk Sanat Müziği iyi gelir, yıpranmış sinirlere.
Bazen hüzünlendirir, bazen neşelendirir, her halde de ruhu okşar.
Şarkının kanun taksimi ayrıca güzel, tekrar teşekkürler.
:))
Eleştirel Bey,
YanıtlaSilKızgınlık göstergesi olduğuna göre, koyu bir kırmızı olmalı.
Belki de, nar çiçeğinin bağıran kırmızısıdır, ya da bordo şarabının ışığı içinde duru kırmızısıdır.
Şimdiki ruh halime bakarsanız, gün batımındaki şurubi kırmızıya daha yatkınım.
:)))
Aklıma Orhan Pamuk geldi:))
YanıtlaSilÖyle bir hava yaratmışım, di mi?
YanıtlaSil:P
Ben seni okumaktan çok keyif alıyorum nedendir ki:)
YanıtlaSilBilmem ki Ebrucuğum, nedendir? :))
YanıtlaSilOrasını sen daha iyi bilirsin de, benim bildiğim, bunu okuduğumda suratımda bir gülücük yayıldığı...
:)))
Bilmiyorum ama garip bir şey var sende sayfalarında yani en azından benim açımdan bu hissi bırakıyorsun. Çare ve çaresizlik, öfkeyle dinginlik, neşeyle hüzün kol kola sanki de sen parmaklarını şıklatınca isteğini yapabiliyorsun. Olumlusun çok hem de ve bu çok hoş yansıyor buralara.
YanıtlaSilİnan ben doğuştan böyleyim!
YanıtlaSilSonradan olma değil!
İflah olmam yani...
:P
İflah olma. Kal böyle.
YanıtlaSilİyi de bitanem neden kırmızı?????o anki öfkenin rengiydi ondan mı :-)))
YanıtlaSilBen ne yaptığımı biliyom mu, hakim beg? :P
YanıtlaSilÖyleydi zaar, unuttum bile...
:))