Salı, Mayıs 18, 2010
"İNTİKAMLARIN EN ASİLİ AFFETMEKTİR!" *
İki adam anlatacağım size, şimdi.
Birinci adam Fransız, ama İngilizler hayran! Öyle ki adına şarkı söylüyorlar, "Eric the King" diyorlar, Kral Eric!
Adam futbolcu, ama bir yandan da oldum olası sahne adamı, şimdi tiyatroda oynuyor, film çevirmiş.
İspanyol anne, İtalyan baba, göçmen olarak Fransa'da yaşama, derken üstüne İngiltere, o da bişey mi Manchesther United hatta! O efsane kulübün efsane taraftarlarının, efsane oyuncusu: Eric Cantona.
İkinci adam İngiliz, Oxford'ta hukuk okumuş, ama film yönetiyor.
Politik film yapmanın asla asık suratlı ve didaktik olmak anlamına gelmediğinin alfabesini yazmış bir yönetmen.Sıradan insanların gündelik hayatlarını, epik birer destan gibi anlatabilen bir yönetmen.
Başarılarının onu yolundan çevirmesine, yörüngesine saptırmasına izin vermemiş bir yönetmen.
Üretken, her yeni filmi bu defa ne anlatıyor merakıyla beklenen bir yönetmen: Ken Loach.
İyi güzel de bu iki adamın birbiriyle ne ilgisi var, ne işi var Cantona'nın bir Ken Loach filminde? diyebilirsiniz. Ben demiştim nitekim.
Ken Loach sondan bir önceki filmi Looking for Eric'de -geçen sene Cannes'da yarıştığı bu filmde- bir postacıyı anlatıyor:
Postacının eski sevgilisini, üvey çocuklarını, iş arkadaşlarını, futbol, daha doğrusu Cantona sevgisini, durduk yerde başlarına geleni, hayatlarının küçük ayrıntılarını...
Bunu, teatral ve efsanevi Cantona'yı tamamen filmin parçası yaparak, üstelik inanılmaz olanı, sahiciliğinden hiç şüphe düşülmeyecek şekilde anlatarak yapıyor.
Kaçırmayın derim, seyredin.
Bir an bile ilginiz dağılmayacak; futbolsa futbol, maceraysa macera, felsefeyse felsefe, olmadı aşksa aradığınız o da var.
Haa, bizde "Hayatını Çalımla" adıyla gösteriyorlar. Huylandım bu isimden ya, hadi hadise çıkarmak gerekmez şimdi.
*Başlıktaki sözü, filmde Eric Cantona söylüyor, filmimizin diğer kahramanı postacı Eric'e...
Bayıldım, bittim!
.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bugünün en güzel hediyesi olarak hediye ettim kendime bu filmi. 21.30 itibarıyla sinema koltuğuna kurulacağım. Cantona, Ken Loach ve çocukluk fenomenim postacılar... bu üçü aynı filmde buluşur ve ben kaçırır mıyım, asla:)
YanıtlaSilEminim çok zevk alacaksın, o zaman. Ne yazacağını merakla beklemekteyim.
YanıtlaSilİyi seyirler!
:))