Ben de İstanbul'a, sonra Aslı'nın treniyle aynı istasyonda durunca birbirimizi pencereden görüp iner, istasyon büfesinde çay içtikten sonra geri dönerdik, o İstanbul'a, ben Ankara'ya. Maksadımız görüşmek değil miydi zaten:))) Yalnız bir sorun var, Aslııı benim yakamda kırmızı karanfil olcak oradan tanırsın, sen de saçına mor kurdele tak:))
Ebrucuğum, Biliyor musun bir tren yolunun iki rayı gibi olmak, sevgilisi olan için aslında hiç kavuşamamak demek. Hep yanyana uzanıp, hiç birbirine dokunamamak... Şair biliyormuş; son istasyon yakın olsa da kavuşulamayacak!
Kediciğim, Evet, uzayıp giden tren yollarının ve kulağımızı dolduran demir tekerlek tıkırtısının biteviyeliğinin böyle bir etki yarattığını düşünüyorum: Gitmek gitmek gitmek...
Fundacım, Neden "ah bu sen"? Tabii ki İstanbul olacak o yolun ucundaki. Tadını aldın bir kez, efsunu seni de sardı İstanbul'un onsuz olur mu? :)) Gel! :)
Leylaam, Hayır, plan şu: Biz Aslım ve Şulem'le Ankara'ya geliyoruz, sen bizi orada karşılayıp, kentinizin güzide yerlerinde çayımızı, kahvemizi içiriyorsun. Sonra hep birlikte trene atlayıp İstanbul'a geliyoruz, bu defa Boğaz civarında balık ekmek yiyoruz, ya da Vefa'da boza içiyoruz, olmadı Sultanahmet'te simit-çay şeysi yapıyoruz. Nasıl plan? :))
ehehhe, ben sanki leylaaamı şimdi sokakta görsem tanırım gibi geliyor. pozitif pozitif bööle. hafif gülümseyen bir ifadeyle gezen bir kadın (içten içe etrafla dalga geçtiği için). sömestr ankara'sı hayatımda duyduğum en iyi şey. bu hafta içinde organizasyona başlayayım ben.
Eneee (Bu anaaanın Antalyalıcası) gızlar yaşasın, sahiden geliyonuz mu Ankara'ya, pek yahşi olur pek:) Vallah gezerik, tozarık, çay, kahve, gazoz, ayran, boza ve dahi salep içerik, herkese benden bi Lezzo yaparık, ne gözel ne gözel... Dönüş kısmında size uyamam ama devamını yaza getiririm, biliyosun Ekmekçim kocaman bir organizasyonun baş karakter oyuncusuyum bu aralar:))
Şiire:)
YanıtlaSil'İki rayı gibiyiz
Bir tren yolunun
Yakın olması
Neyi değiştirir
Son istasyonun'
Çoooookkk uzaklara...
YanıtlaSilbu bana sorulur mu? tabi ki ankara :)
YanıtlaSilGitmek yeterdi bana sanıyorum. Nereye olduğunu önemsemeden gitmek gitmek gitmek...
YanıtlaSilhiç yakınlaşmıyor ay
YanıtlaSilraylar koştukça
ısrar ediyor uzaklığında.
hiç yakınlaşmıyor raylar birbirine,
yol bitse de
ayrı kalacak yolu bitiren bu ayrılık...
ben gibi ray
sen gibi ay...
d..f..
iyi akşamlar diliyorum...
belki de en iyisi bilmemek varılacak noktayı...
YanıtlaSilankara ;)
YanıtlaSilistanbula :)
YanıtlaSilah bu ben dimi :))
YanıtlaSilBen de İstanbul'a, sonra Aslı'nın treniyle aynı istasyonda durunca birbirimizi pencereden görüp iner, istasyon büfesinde çay içtikten sonra geri dönerdik, o İstanbul'a, ben Ankara'ya. Maksadımız görüşmek değil miydi zaten:)))
YanıtlaSilYalnız bir sorun var, Aslııı benim yakamda kırmızı karanfil olcak oradan tanırsın, sen de saçına mor kurdele tak:))
Ebrucuğum,
YanıtlaSilBiliyor musun bir tren yolunun iki rayı gibi olmak, sevgilisi olan için aslında hiç kavuşamamak demek. Hep yanyana uzanıp, hiç birbirine dokunamamak...
Şair biliyormuş; son istasyon yakın olsa da kavuşulamayacak!
Arseliceciğim,
YanıtlaSilFotoğraftaki rayların ufka doğru uzanması bende de aynı uzaklara gitmek çağrışımını yaptı.
Şulem,
YanıtlaSilAnkara'ya iyi ki trenle de gidilebiliyor.
Bizi de götürsene!?
:)
Kediciğim,
YanıtlaSilEvet, uzayıp giden tren yollarının ve kulağımızı dolduran demir tekerlek tıkırtısının biteviyeliğinin böyle bir etki yarattığını düşünüyorum:
Gitmek gitmek gitmek...
Fatmacığım,
YanıtlaSilManzara sana ilham vermiş, ne güzel!
:)
Fakat bir kavuşamama hali olması güzel değil. :(
Gugukcuğum,
YanıtlaSilVarılacak noktayı bilsek de, bu defa yeni bir varma noktası belirleyebiliriz, değil mi?
İş ki yeni yollara hevesimiz hiç bitmesin.
:)
Aslım,
YanıtlaSilGidiciiz hayvanım, gidiciiz! Sömestre ne dersin?
Hıı?
:)
Fundacım,
YanıtlaSilNeden "ah bu sen"?
Tabii ki İstanbul olacak o yolun ucundaki. Tadını aldın bir kez, efsunu seni de sardı İstanbul'un onsuz olur mu? :))
Gel! :)
Leylaam,
YanıtlaSilHayır, plan şu:
Biz Aslım ve Şulem'le Ankara'ya geliyoruz, sen bizi orada karşılayıp, kentinizin güzide yerlerinde çayımızı, kahvemizi içiriyorsun. Sonra hep birlikte trene atlayıp İstanbul'a geliyoruz, bu defa Boğaz civarında balık ekmek yiyoruz, ya da Vefa'da boza içiyoruz, olmadı Sultanahmet'te simit-çay şeysi yapıyoruz.
Nasıl plan?
:))
ehehhe, ben sanki leylaaamı şimdi sokakta görsem tanırım gibi geliyor. pozitif pozitif bööle. hafif gülümseyen bir ifadeyle gezen bir kadın (içten içe etrafla dalga geçtiği için). sömestr ankara'sı hayatımda duyduğum en iyi şey. bu hafta içinde organizasyona başlayayım ben.
YanıtlaSilBenimki İzmir'e giderdi. Çıtır çıtır yana şöminenin sıcaklığında sevilen bir kuytuda keyif uykusu uyumaya...
YanıtlaSilEneee (Bu anaaanın Antalyalıcası) gızlar yaşasın, sahiden geliyonuz mu Ankara'ya, pek yahşi olur pek:)
YanıtlaSilVallah gezerik, tozarık, çay, kahve, gazoz, ayran, boza ve dahi salep içerik, herkese benden bi Lezzo yaparık, ne gözel ne gözel...
Dönüş kısmında size uyamam ama devamını yaza getiririm, biliyosun Ekmekçim kocaman bir organizasyonun baş karakter oyuncusuyum bu aralar:))
Aslım,
YanıtlaSilÇalış bakalım da ver raporunu!
:))
Komşum,
YanıtlaSilŞahane bir proje valla, değerlendirelim, onu da!
:))
Leylağım,
YanıtlaSilBaşkarakterim,
Kolay gelsin sana, gelip bi ucundan dutarıh biz de!
:))
paris'e:)
YanıtlaSilTolga,
YanıtlaSilParis mi?
Şahane derim!
:))