Bu halk, Hrant o kaldırıma düştüğünde, hiçbir evladına ağlamadığı kadar ağlamışsa iki sebebi vardır.
Birincisi, kanlı zalimler hep atlı, devletliyken, o attan düşmüş, yoksul ve yaya kalmıştır. İspatı da altı delik ayakkabısıdır.
İkincisi, bizim İsfahan zalimleri gibi davranmamız sonucunda kavuşamayacağını, kavuşturulmayacağını bile bile, bir Kerem yüreği ile ‘su çatlağını bulana kadar’ sevmeye devam etmiştir.*
Radikal değiştiğinden beri, bir türlü ısınamadım yeni haline. Biçimine değil de, yeni haline...
Nerdeyse tek iyi değişiklik Süreyya Sırrı Önder'in Radikal'de yazmaya başlaması oldu.
Çok güzel yazılar yazıyor, kimi kez gülmekten iki büklüm ediyor, bazen arpacı kumrusu gibi düşündürüyor. Bu defa okuyunca offf ve oyyy dedim.
Hem Hırant Dink'e, hem S. S. Önder'in anlattıklarına...
*İlk paragrafa tıklarsanız, yazının tümünü okuyabilirsiniz..
Çok güzel yazmış, hani ne yazdığını, yazdığının içindeki gerçeğin acılığını bile anlamıyor insan yazının güzelliğinden. kerem öldürmeyen aşıklardan olmak bu ülkede çok zor. bizim hikayelerde keremler hep ölüyor, hep ölüyor.
YanıtlaSilO sipahi hiç gelmeyecek ve bu hikayenin/hikayelerin sonu hiç iyi bitmeyecek ne yazık ki!
YanıtlaSilÇok etkileyici gerçekten. Çok acı bir ölümdü Hrant Dink'in ölümü, düşününce hala içim cız eder. Ve haklısın, Radikal'in yeni haline ben de ısınamadım...
YanıtlaSilElektracım,
YanıtlaSil"Umut fakirin ekmeği, ye Memmet ye!" derler ya, işte, bizimkisi de o hesap!
Bekliyoruz...
Gamlı komşum,
YanıtlaSilŞimdiye kadarki hikayeler hep öyle oldu, belki bu defa bir masal gerçek olur!?
Tijenciğim,
YanıtlaSilBir oturmamışlık hatta bir samiyetsizlik var gazetenin duruşunda, sevmediğim o!
Dediğin gibi bekliyoruz başka kayıplar vermeden olur umarım.
YanıtlaSilNe fena değil mi Ebrucuğum,
YanıtlaSilbir yandan hepimiz de umutsuzuz!
:((