Dün akşam Tiyatro Festivali'nde Yedi /Seven isimli oyunu izledim. Oyun aslında bir okuma tiyatrosuydu.
Okuma tiyatrosuydu, ama, sahnede metinlerdeki kadınlara ses veren sanatçıları; Zeliha Berksoy'u, Meral Çetinkaya'yı, Derya Alabora'yı, Can Dündar'ı (evet, bir erkek okuyucu da vardı!) izlemek, oyun izlemek kadar etkileyiciydi. Onlar adeta, öyküsünü okudukları kadının sesi oldular.
Yönetmen Hedda Krausz Sjögren, dünyanın yedi ayrı ülkesinden yedi kadınla yapılan röportajlara dayanılarak yedi ayrı yazar tarafından yazılmış metinleri, sahnede okunması için kurgusal bir sırayla yorumlamış.
Bu kadınların kimi, şiddete karşı tek başına destek hattı açmış, kimi Taliban baskısına rağmen okumuş, sağlık hizmeti vermiş, kimi tecavüze aşağılanmaya rağmen direnmiş, okul açmış, kimi din kavgasına rağmen karşı taraftan birisiyle evlenmiş, ...
Hepsi gerçek, hepsi acı öyküler, yaşamlar; insanın içini "birşeyler yapmalıyım" arzusuyla dolduran...
Oyun, yaşadıkları yerde, kendi hayatlarında değişime, gelişime neden olacak öncü davranışları, tavırları, işleri olan kadınları destekleyen Vital Voices tarafından da destekleniyor.
2008'den beri dünyanın dört bir tarafında okunuyor. Amerika'daki okumalardan birinde Meryl Strep varmış, bir defasında İsveç'te sadece erkek parlamenterlerden oluşan bir grup okumuş.
Umarım, festivalden sonra yine sahnelenir.
Bu şarkı kaç gündür dilimde, aklımda.
Şimdi size dinleteyim istedim.
İşte böyle zamanlarda İstanbul'da olmayı çok istiyorum. Orada olmayı çok isterdim.
YanıtlaSilNe güzel... Yazdıkların güzel, oyun eminim güzeldir, şarkı güzel, sen hep güzelsin, güzelliklerle dolu bir hafta sonu diliyorum.
YanıtlaSilÖzlemciğim,
YanıtlaSilKeşke şu "ışınlanma" teknolojisini biz yaşarken başarsalar da...
:))
Bilgekuzusunun Annesi,
YanıtlaSilÇok güzel bir hafta sonu dilerim size.
Bizimki yağmurlu olacakmış, ama, umarım sizin güneşiniz bol olur.
:))