Marion Cotillard'ı ilk kez La môme'da izlemiş ve hayran kalmıştım.
Sonradan izlediğim ilk filmleri ve yenileri hep ona olan ilk hayranlığımı pekiştirdi.
İki haftadır sinemada oynayan "Pas ve Kemik"i içim acıyarak ve diğer yandan da hayran kalarak seyrettim.
Filmin özetinin ilk cümlesi şöyle:
"Katil balina eğitmeni olan Stephanie ile 5 yaşındaki oğluyla kimsesiz, evsiz ve parasız kalan Ali'nin yolları bir gece kulübünde çıkan kavga sonrası tesadüfen kesişir.
Aslında tamamen ayrı dünyaların insanı olan Stephanie ve Ali'ye kader bir oyun daha oynar...."
Devamını anlatmayacağım, filmden sonra bir kez yaptım, "eee?" soruları nedeniyle filmin tamamını anlatmak zorunda kaldım.
Burada, filmle ilgili güzel bir yazı var.
Aşağıdaki ise, Marion'la ilgili... Okuyunuz, seyrediniz!
Bu hafta Pas ve Kemik'te kariyerinin en zor performanslarından biriyle çıkıyor karşımıza Cotillard. Bir kazada bacaklarını kaybeden katil balina eğitmeni rolünde, son 10 senedir sıklıkla yaptığı gibi nefes kesiyor. Onun neden ve nasıl nefes kestiğini Moreau'nun yukarıdaki sahnesi veciz bir biçimde özetliyor aslında. Cotillard'da 'eski Fransız kadınlarına' değilse de 'eski Fransız filmlerindeki kadınlara' benzeyen bir yan var. Gülümseyince insanın yanına gidesi, bir kahve ısmarlayası geliyor. Moreau'nun 1950'lerden itibaren oynadığı Louis Malle, François Truffaut veya Antonioni imzalı filmlerindeki karakterlere yaklaşan bir pırıltı taşıyor Cotillard. Ve bu pırıltıya siz de biraz bulanmak istiyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz!