yazı yazamıyorum ilk başta evde bilgisayarım yok, işte ise kırk çeşit iş giriyor araya...
aslında evde ya da işte başka meşguliyete zaman buluyorum nasılsa; ders çalışmak, senet yatırmak, annemi doktora götürmek, yemek yapmak...
az önce "hah şimdi bana ait bir saat" dedim, oturdum ekran başına ve elektrik kesildi...
atalet van'daki bebeler için atkı bere örme kampanyası başlattı, "varım" dedim, iki
akşamdır olmadık meşguliyet çıkıyor, elime yün yumağı değmedi henüz...
verdiğim sözler askıda kalıyor mesela, yazı yazacağım viyana'yı anlatacağım, nerdeee!?
cumartesi günü babamı kaybedişimizin otuzbeşinci senesiydi, eskiler sene-i devriyesi derler, değil mi?
annem menisküs oldu, tedavisi sürüyor mezarlığa gelemedi, kardeşim ve ben gittik.
hava ne kadar da güzeldi! bu seneki şurubi dokunuşlu, ışıltısı bol sonbaharın en güzel günlerinden biriydi.
mezarlığın adres bilicisi, bekçisi, herşeyi mustafa oradaydı yine; annemin hatırını sordu, selam söyledi.
kabristan sessiz, huzurlu...
içime babam doldu sanki.
Baban huzurla uyusun Ekmekçim. Şaşırtıcı ama bazen mezarlıkta ben de huzurla dolabiliyorum...
YanıtlaSilSağol Leylakcığım.
YanıtlaSilO sırada çevrede bir cenaze defin töreni ve onun hüznü olmadığı sürece, öyle sakin yerler ki...
ışıklar içinde uyusun...
YanıtlaSilSağol Şulem, senin babacığın da...
YanıtlaSil