Bugünlerde zaman nasıl geçiyor anlamıyorum.
Son senelerde hep olduğu gibi hızlı geçiyor, konu o değil.
Etrafımı kuşatan coğrafyadaki, memleketimizdeki acayip gelişmeler bizi kalbur eleğine çevirdi.
Böyle olunca, kişisel hayattaki atlamalı zıplamalı geçişlerin etkisi katlanarak etki ediyor bünyeye.
Hah dur, şunu yazayım derken araya bir sarsıcı gündem giriyor, o projeler çöp oluyor, bir kenarda kalakalıyor.
Aşağıdaki manzara geçen haftanın Berkin çocuğun ölüm ve cenaze günlerine denk gelen gri havasının yansıması.
Fotoğraf yine iyi çıkmış, o gün herşey ama herşey grinin soluksuz bırakan derin kuyusuna çekilmişti.
Son zamanlarda kızım yaptığım ekmeklere muhalefet bayrağı açtı.
Şöyle fırında satılan gibi, çıtır beyaz ekmeklerin peşinde.
Oysa annesi içine yulaf, çavdar unları karıştırılmış yemesi zahmetli ekmekler yapıp durmakta.
Peki, o halde sana fırından çıtır francala alırım.
Nasılsa arkadaşlardan lezzetli ekmek yemeğe merakında olan birkaç fedakar kişi çıkıyor.
Onlar da afiyetle yesinler.
Yazıdaki ekmek konusu son derece kişisel bir olayı anlatıyor, belirtmeliyim.
YanıtlaSil