...bu zaten tabağındaki porsiyon...

...dedi arkadaşım.
sabah 05:50 uyanmış -uyanmak yeterli değil, ayağa kalkmış- ve kızım hazırlanırken önce kahvaltısını sonra sandviçini hazırlamış, 06:20'de servise binerken pencereden bakmıştım.
ve bütün bunları hafif bir baş dönmesi eşliğinde yapmıştım ki, hiç alışık olmadığım bir durum...
sonradan vatzap'dan arkadaşıma yazarken "havanın üç gün üstüste ani değişiminden olsa gerek" demiştim arkadaşıma.
sonradan...
bu kısmı açmalıyım,  akşam iş sonrası pilatese gitmeyi planlıyorum. eve gelince yemek hazırlama telaşı, sofraya geç oturma stresi olmasın diye yemek hazır olsun istedim. domates çorbası, kıymalı karnıbahar, zeytinyağlı bamya pişirdim. neyse ki, malzemenin bir kısmı buzluktaydı, bir kısmı hazırdı. mutfak faslını çabuk çabuk hallettim.
kahvaltı yapmak üzere çayı demlemeye başladığımda saat 07:30 gibiydi.
o sırada mesaj yazdım, sabah  marifetlerimi anlatıp, bu sabah biraz  başım döndü dedim.
arkadaşım  "yazdıklarını okuyunca ayna tutulmuş gibi oldum, benzerlerini ben de yapıp sonra yorgun düşünce şaşırıyorum. senin tansiyonun yaptığın ve yapacağın işlerin listesi nedeniyle oynamış olamaz mı?"
"üstüne bir de işe gideceksin. çalışan kadın olmak 24 saat durmamak anlamına geliyor."
haklı.
haklıyız.

bu sene pek az yılbaşı kartı geldi. bu onlardan birisi.

ursula stadler-lanker'in "at home"