Eskiden 1 Nisan'larda kendi kendimize eğlenceler yaratırdık.
Sıradan, anlamsız da olsa gülümseten yine de...
Son iki senedir bir buruklukla geçiyor gün, değil şaka yapacak şaka kaldıracak hal olmadan.
Böyle zamanlarda yola devam edecek gücü bulabilmek için doğaya bakmaya çalışıyorum.
Nice ölümlerden sonra yaşamayı başaran nice kavgalardan sonra ayakta kalan ölmez ağaçları bana yol gösterir umudundayım.
Bugün umutsuz uyandım, ağladım.
Şimdi başımı doğrultup devam etmek için önüme bakıyorum.
*Ölmez ağacı, herşeye rağman yaşamayı başaran zeytin ağacının diğer adı.
Bu ağaç Cordoba Mezquita'sının avlusunda, içini dışına çıkararak taze sürgünler vererek hayatta, ayakta.
Yazık ağaççığa, insan gövdesine dolgu yapar onarır. Öylece bırakmışlar garibimi .. !!
YanıtlaSilaynı duygular içindeyiz.
YanıtlaSilDeğil mi Zafer Bey?
YanıtlaSilKaç asırlık ağaç, gövdesi doldurularak doğal akıştan bir güzel uzaklaştırılmalıydı.
Neyse ki, o ağaç insana hiç güvenmeyip kendi fidanını kendi gövdesinin yanından filizlendirivermişti. :)
Sevdacığım,
YanıtlaSilBindik bir alamete...
İyi olur sonunda, umarım.
aynı durumdayım dememe gerek var mı ki...
YanıtlaSilYok şekerim, maalesef... :(
YanıtlaSil