2016 yazı için taa kışın ortasında mavi yolculuk tarihi belirlerken, başlangıç günü olarak 16 Temmuz'u seçmişiz meğerse! 15 Temmuz olunca, hiç bir yere gidemedik, İstanbul'da kalıverdik, yolculuk için ödediğimiz kaporalar yandı gitti.
Bu sene kış ortasında mavi hayaller kurarken pek tedirgindik, "aman bir aksilik olmasın da!"
Bu yaz günü gelince, tekneye Bozburun'dan bindik.
Bozburun'a ulaşmak zahmetli, önce Dalaman'a uçak, sonra minibüs veya benzeri bir araçla Bozburun.
Yemyeşil, çam ormanlarıyla dolu yerlerden kıvrıla kıvrıla geçen yollar ve sonunda denize kavuştuk.
Tekne yolculuğu için yiyecek alışverişini yaptık, yiyecek içecekler bavullar ve biz tekneye yerleştik sonra yola koyulduk; vira bismillah!
Neden bir hafta boyunca tekne gibi göreceli olarak küçük bir mekanda, deniz üstünde ayağımız karaya basmadan bir yerlere gitmeyi seviyorum/z?
İşte, tam da yukarıdaki deniz renginde saklı bu sorunun cevabı.
En fazla bir iki teknenin daha olduğu sakin ve çoğunlukla karadan ulaşılamayan koylar, pırıl pırıl parlayan "ben temizim" diyen berrak bir deniz, teknenin etrafında gezinen balık sürüleri, sıçrayan birbirini kovalayan balıklar, maskeyle bakılan hayran hayran seyredilen bir deniz altı dünyası...
Yetmedi!
Sabah 7:30'da gözünü açar açmaz denize atlamak, gün boyunca saatlerce ve defalarca denize girmek, gece yıldızları, sabah gün doğumunu, akşam gün batımını seyretmek..
Denizde yaşamak kısacası.
Bir de, deniz üstünde oradan oaraya gitmek, değişik ve güzel kara parçalarını, onların denizle uyumunu izlemek var ki, o da ayrı bir eğlence.
İşte güneş çekilmiş, deniz durulmuş, esinti kesilmiş.
Ay yandan hafif göz kırpıyor. Biraz sonra o da batacak ve yerini milyonlarca yıldız ve samanyolu alacak.
Şanslıysanız, uyumadan önce bir kaç yıldız kayması seyredip, dilek de tutabilirsiniz.
Bir gece daha başlıyor.
Komşu teknenin ışıkları denize yansıyor, akşam yemeği hazırlığındalar belli ki bütün kamaralardan ışık geliyor.
Şanslıysanız o gece güzel müziklere kulak misafiri olabilirsiniz, ya da parası bol görgüsü az bir komşu tekneye yakınsanız, ertesi sabah kahvaltıda konuşacak, yandakileri çekiştireceksiniz, demektir.
Bazen aksilikler de olur, tabiyatıyla.
Gürültücü bir komşu tekne, iyi bağlanmamış halatın kopması, denize sintine boşalttığını farkettiğiniz bir densiz, sakin olacağını sandığınız koyun başkaları tarafından da keşfedilmesi, rüzgarın fena esmesi, arı sinek vb. canlıların size yakın olmak istemesi, vs. vs.
Yine de teknenin arkasını karaya verip, böyle yeşil bir kıyıya bağlandıysanız ve pırıl pırıl denize kendinizi atmak için can atıyorsanız, gelecek seneye kadar anılarda sadece bu an yaşayacaktır, artık.
Ne güzel anlatmışsınız, yaşadım resmen :) Fotoğraflar ise kendine çekiyor insanı...
YanıtlaSilLovehouse, teşekkür ederim çok. :)
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim mavi yolculuğu.