Bi koşu gittim geldim, Ankara'ya.
Otobüs yolculuğu molasız cinsindendi, biraz yordu beni. Belki de nevazil oluyorum diye direncim düşmüştü, halsizdim; yorgunluk hissi ondan sebepti.
Geçen hafta giderken hava pırıl pırıl ve açıktı. İzmit civarında yol kenarındaki vadilerde erguvanlar coşmuş açmıştı.
Bozkıra yaklaşırken yeşil azaldı haliyle, onun yerine şunun gibi bir kaç bulutu seyrettim durdum.
Ankara'da zaman, orada oluş nedenime uygun olarak, kızımın evi için yiyecek alış verişi yapmak, yemek pişirmek, buzluğu doldurmak, buzdolabını kalabalık hale getirmekle geçti.
Cumartesi günü, birlikte evden çıkıp ODTÜ'ye yürüdük. Kızım topluluk çalışmasındayken ben deli gibi patlayan bahar dalları arasında gezindim.
Bu sene bahar Ankara'ya -ılık geçen kışın etkisiyle olsa gerek- erken ve tüm coşkusuyla gelmiş, sanırım. Ben oradayken hava da ılık ve güneşli geçti, tam bahar şenliği oldu.
Bir akşamüstü Kızılay civarından başlayıp, Esat, Tunalı diye devam eden bir tur yaptık.
DOST kitapevine gittik, küçük butikleri ve hediyelik eşya dükkanlarını dolaştık. Sonra Esat'a geçip, bin tane kadar olan ASPAVA'lardan birinde, bol ikramlı bir yemek yedik. Bulunduğumuz yerin anneannem ve teyzemin eski evlerine ne kadar yakın olduğunu fark edince, yemek sonrasında kızımla o sokaktan geçtik, eski evi gösterdim ona ve çocukluğumun anılarını anlattım. Oradan ver elini Tunalı, nasıl da cıvıl cıvıldı yine...
Güzel bir Ankara akşamı yaşadık, birlikte.
Sadece bahar dalları değil, leylaklar da mis gibi açmıştı, bahçeler dolusu.
Mor salkımların eli kulağındaydı.
Ve en çok sevindiğim iki erguvan gördüm şaşkınlıkla; biri üniversitenin bahçesinde kuytu bir köşede, diğeri Arjantin ilkokulunun karşısındaki apartmanın bahçesinde.
Oluyormuş demek!
Ankara'nın en güzel zamanına denk gelmişsin. Normalde Nisan başı pek soğuk olurdu ama bu sene ülke geneli kış görmedik. ah leylaklar, eskiden her bahçeden fışkırırdı, kentsel dönüşüm ya da otopark uğruna ağaç da kalmadı. Bizim evin yanındaki tüm evler bahçeli ve leylaklıydı, şimdi 2-3 tane ya var, ya yok, hepsi otoparka çevirdi bahçelerini.
YanıtlaSilErguvan ben de görmüştüm, iklim yumuşadıkça Ankara'da flora da değişiyor sanırım.
Sevgiler Ekmekçim...
Evet güzell erguvanlar var, Bahçelievlerde’de bolca görülüyorlar. Ailemin sağlık sorunları nedeniyle Ankara’da geçirmek zorunda kaldığım bir kaç baharda en büyük tesellim onlardı, İstanbul’un baharlarının yerini tutmasa da.
YanıtlaSilLeylakcığım,
YanıtlaSilAnkara'da da İstanbul'da olan eskiden iz bırakmama hastalığı var zamanın ruhsuzluğu nedeniyle, ancak, daha az etkili ya da büyüklük farkı nedeniyle daha az çarpıyor galiba. Bilemedim.
Kızımın mahallesinde geniş bahçeli apartmanlar var ve her birinden fışkıran yeşiller çiçekler göz alıcıydı.
Evet iyi zamana denk geldim. :)
Işıncığım,
YanıtlaSilSizin de Ankara'yla aile bağlarınız varmış, bizim gibi.
Ankara hakkında karar veremiyorum; bazen samimi ve güzel buluyorum orada yaşamayı, bazen renksiz ve sıkıcı. Galiba İstanbul'u ne kadar özlediğimle ya da ondan ne kadar uzaklaştığımla bağlantılı bu duygular. :)
Bi dahaki gelişine kahve içelim Sevincim! :)
YanıtlaSilElifciğim,
YanıtlaSilBen de çok arzu ediyorum, biraz daha uzun kalabilsem onu da başaracağım, sanırım.
Sevgiler. :)