Pazar, Ekim 30, 2022

Mardin Diyarbakır - 3. Gün

Sabah kahvaltı için otelin terasına çıkmadan önce, bavulumu topladım. Bugün öğlende Diyarbakır'a gitmek üzere yola çıkıyoruz.  
Kahvaltı sonrası kalan zamanda kendimizi Mardin sokaklarına vurduk, Murathan Mungan'ın aile evini, ilkokulunu gördük; Ulu camiiyi gezdik.
Mardin anısı ufak tefek alış veriş yaptık, dibek kahvesi, kaçak çay, çörek aldık.
Bu arada bir de resim sergisi bulup onu da gezdik. Yurtdışında çalışan  Lolita Asil'in eserlerinin yer aldığı Yer-yüzü Gök-yüzü sergisi ve sergilendiği tadilatı süren eski Alman karakolu binası çok ilginçti. 


 

Mardin'de mahalle arasında bir pide fırını, taze çıkmış pideler, karnımız tok yine de o vitrin kendine çekiyor.

Eski Mardin'de resmi adıyla Artuklu ilçesinde kalbimizi bırakarak, Mardin'in sekizyüz küsür bin nüfuslu ana yerleşim yeri yakınlarından geçerek ve yer yokmuş gibi kocaman kocaman dikilmiş apartmanlar ve diğer binalar nedeniyle şaşkınlıklara düşerek Diyarbakır kara yoluna girdik.



Diyarbakır'ın girişindeki Dicle nehri kıyısındaki mesire yeri çok kalabalıktı ve  On Gözlü Köprü olarak bilinen Dicle Köprüsünün yanından geçerek Mardin Kapı tarafından Suriçi'ne girdik.

Araçtan indikten sonra ilk gittiğimiz yer Dört Ayaklı Minare (yanındaki Şeyh Muhattar Camii) oldu. Fotoğrafa minarenin ayaklarını sığdıramadım, yukarıdaki linkde görebilirsiniz.
Ardından Suriçi'nin önemi yapılarını sırayla gezdik, önce yakındaki Surp Giragos Ermeni Kilisesini gördük, yakın zamanda onarılmış, büyük ve güzel bir yapı. 



Bir süre aradıktan sonra, kapısının önünden geçip farkedemediğimiz Hasanpaşa Hanına girdik. 
Bazı dizi ve filmlerde eski durumunu, boş halini görmüş olduğum için kalabalığa şaştım kaldım. 
Şu yukarıdaki fotoğrafı çekebilmek için bir kaç dakika bekledim, yine de şadırvanın boş bir anını bulamadım. 




Bir başka önemli merkez, Ulu Camii idi.
Diyarbakır'ın ünü bazalt taşlarıyla yapılmış, mimarisi ve minaresi alışık olduğumuz cami yapılarından farklı, (aslı kilise imiş ve M.S. 639 yılında camiye dönüştürülmüş gerçekten ulu bir yapı ve ziyaretçisi çok bol, kalabalık bir mekandı.




Dağ Kapı tarafına doğru yürüyüşümüzü sürdürdük ve önceki gün rehberimiz tarafından önerilen Ciğerci İbo'yu bulduk, avlusuna yerleştik ve kebaplarımızı yedik. 
Servis edilenlerin fotoğrafını daha önce Her Güne Üç Güzel Şey'e eklemiştim, tekrar etmiyorum. 

Yemekten sonra tekrar gazi Caddesi üzerinden Mardin Kapıya doğru dönerken etraftaki dükkanları seyrettik, satılanları gözledik ve Sülüklü Han'a bir girip yine kalabalık bulduğumuz için, bir dahaki sefer otururuz diyerek çıktık. 




Havaalanına doğru yola çıkmadan önce kalan zamanımızda, yorgunluk çayı içmek için oturduğumuz yer, gördüğümüz tüm mekanlara göre çok daha sakin olan Kervansaray (Deliller Hanı) oldu. İpek yolu üzerindeki büyük kervansaraylardan biri olan bu han, şimdilerde otel olarak hizmet veriyor.

Diyarbakır havaalanında önce İstanbul havaalanına uçacak arkadaşlarımız işlemlerini yaptırdı ve vedalaşıp ayrıldılar, sonra da biz Sabihacılara (!) sıra geldi, biz de uçağımıza yerleşip dönüşe geçtik.


12 yorum:

  1. Enfes bir gezi olmuş :) Yediğiniz içtiğiniz size, gördüğünüz bize oldu! Yıllar önce gittiğim yerleri hiç değişmemiş ama kalabalıklaşmış buldum! Çok ilginç geldi bu bana..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gezi enfesti gerçekten C.ciğim. :)
      Mardin'in eski halini bilmiyorum, ancak anlatıldığına göre eski yapıların onarımı, renovesi özellikle son senelerde artmış. Diyarbakır'ı 35 sene öncesinde görmüştüm, bazalt taşlı binalar kalmış aklımda, ama sanki o zaman da en azından merkez kalabalıktı. Memleketin nüfusu hızla artınca, her yer kalabalık oluyor.

      Sil
  2. Ne iyi yapmışsınız. Yıllar önce görmüştüm. Gezimizde Hran Dink'de vardı. Eşimin katıldığı insan hakları derneğinin düzenlediği geziydi.O günleri hatırladım. Gezmek güzel. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir gezi olmuştur sevgili Zehra. :) Gezmek güzel, memleketimiz güzel... Benden de sevgiler. :)

      Sil
  3. Dönüp dönüp baştan okuyorum Sevgili Okul Arkadaşım. Pandemiye yenik düşen üç hedefimizden biriydi kendisi ki biri yurt dışı olmak üzere aslında ilk hedefimiz trenle, ama Kurtalan Ekspresi ile en uca, Kurtalan'a gitmekti. Önümüzdeki günlere bakıyoruz artık, baharı bekleyen kumrular gibi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh! Anlıyorum sizi pandemiye yenik düşen gezi planları konusunda Sevgili Okul Arkadaşım. Benim Mardin merakım yıllara yenik düşmek üzereydi ki, güneş doğudan yükseliverdi. :)
      Sizin Kurtalan planı da pek cazipmiş, umarım en yakın zamanda gerçekleşir. :)

      Sil
  4. Ne güzel bir gezi olmuş, hayranlıkla okudum, fotoğraflara baktım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, güzel oldu gerçekten Sevdacığım, pandemi sonrası için bir tür piyango diyelim. :)

      Sil
  5. Mardin yine gitmek istediğim beş şehirden birisi, iki mekan dışında Diyarbakır 'ı bilmiyorum. Ne güzel geziniz olmuş, güzel anılarla yaşasın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeniden ve yeniden gitmek istediğim pek çok şehir var, daha da fazla sayıda hiç değilse bir defa görmek istediğim şehir var. :))
      Teşekkür ederim, güzel anılarla gezelim her zaman. :)

      Sil
  6. Ah ah, lisans derslerinde calıştığımız Artuklu mimarisi... İnsan bunca zaman gidip görmez mi? Ne çok deneyimlenecek şey var dünyada. Bu yazı dizisi iyi geldi:) Emeğinize sağlık!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Coğrafya ve üzerindeki kültür, mimari hepsi çok ilginçti. Bazen böyle oluyor, bir türlü denk düşmüyor, kısmet . :)
      Teşekkürler ve sevgiler. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!