Cuma, Nisan 07, 2023

Şili şaraplarının iyi olmasının varmış bir sebebi

Şili, ya da İspanyolca yazılışıyla Chile kelimesinin kökeni, genel kabule göre yerli  Aymara dilinde "dünyanın son bulduğu diyar" anlamına geliyormuş. 
İspanyollar Güney Amerika'nın sömürgeleştirilmesinin başlangıcından itibaren Atacama Çölü'nün güneyindeki toprakları Chile olarak adlandırmışlar.
Güney Amerika kıtasının batısında kuzeyden güneye Antartika'ya kadar uzanan, yüzölçümü yaklaşık Türkiye kadar olan bu toprakların ortalama genişliği 180 km imiş. İnce uzun coğrafyasıyla çeşitli iklim yaşayan ve bitki örtüsü barındıran bu topraklara tezatlar ülkesi deniyormuş.

Şimdi, ansiklopedik bilgiye ara verip, Şili hakkında bilgi toplamaya neden merak saldığım konusuna geleyim.
Bir kitap okudum, uzun zamandır bu kadar akışına kapılarak ve keyifle kitap okumamıştım.
Güney Amerika kökenli (Venezuellalı anne, Şilili baba, Fransa'da doğmuş, Portekiz'de büyümüş) genç yazar (1986 doğumlu) Miguel Bonnefoy'un romanı Miras'tan söz ediyorum.
Ve bu kadar severek okumamda, kitapçıda gezerken kitabın kendini bana gösterip oku beni dercesine göz kırpmasının mutlak etkisi olduğunu düşünüyorum.  

Kitap tam bir Şili tarihi romanı. Tarih derken, olan biten bu kadar mı akıcı, bu kadar mı macera dolu anlatılır, büyülü gerçekçilik bu kadar insanı alır götürür... Okursanız, bu coşkuma hak vereceğinizi düşünüyorum. 

İspanyolların Güney Amerika yerlilerine acımasız davranışlarını çoğumuz okumuşuzdur, duymuşuzdur. İşte 19. yüzyıldan itibaren çoğunlukla Basque bölgesinden olmak üzere sonraları göçen İngiliz, İrlandalı, Alman, İtalyan, Hırvat, Filistinliler ve torunları bugünkü Şili nüfusunun  %95'ini oluşturuyormuş. Yerliler, nüfusun sadece %3,2'i imiş.
 




Hah, şimdi geliyoruz başlıktaki keşfimin nedenine...
Kitapta anlatılan ailenin Şili topraklarına ulaşan ilk ferdi aslında oraya yanlışlıkla gelmiş  bir Fransız bağcı. Kader sayesinde yolunun düştüğü Şili'de ürettiği bağlar ve şarap, muhtemeldir ki günümüzdeki ünlü Şili şaraplarının temeli olmalı.
Onbeş yirmi sene öncesinde Şili şarapları ve bazı üzüm çeşitleri ülkemizde belirdiğinde şaşırmıştım. Miras'ı okuyunca yaşadığım aydınlanma ondan sebep.

Kitabın arka kapağından aktarıyorum:
"Fransa'daki bağları amansız bir salgınla kuruyup giden bir bağcı sağ kalan son asma kökünü cebine koyar ve onu California'ya taşımasını umduğu gemiye biner. 
Fakat hayalleri talihiyle bağdaşmaz. Karahumma olup gemiden Valparaíso Limanı'nda inmek zorunda kaldığı gün, yola çıktığı Fransa ve ayak bastığı Şili'yi bekleyen kader, gümrükteki bir yanlış anlama sonucu soyadı Lonsonier olacak ailenin de kaderi olacaktır."


4 yorum:

  1. Geçen yıl okuduğum en iyi kitaplardan biriydi, ben de kapağının güzelliğine aldanarak almıştım, yüzümü kara çıkarmadı. Yazarın adını görmesem Isabel Allende yazmış sanırdım, o derece benziyor tarzları. Şimdi merakla yeni bir kitabının basılmasını bekliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Leylakcığım,
      İsabel Allende hissi bende de oldu. Artık, üsluptan mı, olanı yazdıran memleketin hallerinden mi, büyüsünden mi bilinmez, ama güzel yazılmış bir romandı. Bonnefoy'un yeni kitabını ben de bekliyorum, doğrusu. :)

      Sil
  2. Evet kitap alınacak, elbette bir de Şili şarabına servet ödenecek bugünün koşullarında... okurken belki dünyaya geldik bir kere, şarkısı da söylenir bu vesile ile :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah hiç sormayın Sevgili Okul arkadaşım, gerçekten eskiden uygun fiyatlı Şili şarapları şimdi servet ödenecek hale geldi, bakıp geçiyorum, eskilere sayıyorum.
      Kitapta sadece şarap değil, bir orkestra, bir kuş cenneti, bir pilot hikayesi daha neler var neler... :)

      Sil

Hoşgeldiniz!