Çarşamba, Temmuz 02, 2025

Şarkılarını Kaybeden Cadde

İstiklal Caddesini bir uçtan diğerine yürüdüm bugün. 
Her şey aynı gibiydi, bazen kalabalıktan kaçmak için birinden dalıp diğerinden çıktığım sokaklar yerli yerindeydi.
Kalabalık da eksik değildi, çoğu turist gibi görünen insanlar geziyor, alış veriş ediyordu. 
Yapı Kredi Yayınevi kitapçısına uğradım, kitapları seyrettim, açtım baktım, biraz göz gezdirdim.
Çiçek Pasajı'nın yanından Balık Pazarı'na girdim, şöyle bir dolaşıp İngiliz Konsolosluğu tarafından çıktım.
Her şey tamamdı da bir tat mı eksikti acaba?

Şimdi düşünüyorum da caddede ne eksikti biliyor musunuz? 
Müzik sesi! 
Uzun yıllar boyunca hiç eksik olmayan ve herhangi bir mevsim veya günün hangi saatinde olursa olsun, caddede yürürken kimi kez bir plakçıdan, kimi kez bir kitapçıdan gelen ve yol boyu sizi takip eden şarkılar artık yok.
Çünkü önce plakçılar bir bir kapandı, dijital ağır bastı, çağ değişti, biz ne olduğunu anlamadık.
Sonra kitapçılar bir bir kapandı, veya yerleri değişti, küçüldü, ne olduysa oldu ve biz müziksiz kaldık.
Caddenin sesi kayboldu, gitti.



Caddenin müziği kaybolurken-teselli sayılır mı bilmem- resimleri çoğaldı, sergi mekanları arttı.
Borusan, Salt, Meşher, Aksanat; İş Bankası Resim Heykel Müzesi, yapı Kredi Kültür Sanat, Casa Botter...

Bugün Casa Botter'de Burhan Uygur sergisini gezdim.
Sergide gördüğüm yukarıdaki resim ve altındaki yazı içimi titretti. Resim Burhan Uygur'un eşi Vesile Uygur'un resmi, Burhan Uygur elinden çıkmış. sayfanın altındaki not da sanatçının kaleminden, şöyle diyor:



12 yorum:

  1. resim güzel ama not da şahane bence :)

    YanıtlaSil
  2. bazen insanlar yorum bırakıyor ya, bazen de bırakmıyorlar ama yine de içlerinden bir dolu söz geçebiliyor, ifade etmesi zor sözcükler, o yüzden sessizce geçiyor gidiyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğen tuşu olsaydı basmıştım, "ifade etmesi zor"un eşliğiyle, "sessizce geçip giderken", hem şu yoruma hem yazıya. İkisi birarada oldu sayın sevgili küçük Joe ve Ekmekçikız.

      Sil
    2. :) Neslihan!!! Sarıldım...

      Sil
    3. Joe'cuğum,
      Neslihancığım,
      Caddenin sesini, neşesini nasıl kaybettiğini anlamak ve bunu ifade edebilmek, gerçekten bir aydınlanma anıydı benim için.
      O kadar uzun zamanım o civarda geçti ve o kadar çok farklı yüzünü biliyorum ki alıştığımız cıvıl cıvıl seslerin kaybolduğunu anlamak bu kadar uzun zaman almamalıydı aslında...
      Yine de ifade ediyoruz ve sessiz kalmıyoruz diye biraz teselli bulabiliriz.
      Öpüyorum sizi. :)

      Sil
  3. İstiklal caddesinde eşimle yürürken İstanbul Senin tabelası dikkatimizi çekmişti bir tanesine kalemle "di" eklemişler yani İstanbul Senindi olmuş en güzel bu anlatıyor sanırım. hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet gerçekten yerinde bir ekleme bu.
      Her şeye rağmen İstanbul direniyor, çünkü görmüş geçirmiş bir şehir.
      Ama sıkı tutmazsak ellerimizden kayacak gibi.

      Sil
  4. Vay be, benim yorumum "Ne kocalar var şeklinde" oldu. Gidip adamın yakasına mı yapışsam acaba, bak eller karısına neler deyyor diye :))) Resim de, not da şahane gerçekten ve dediğini gibi ilk geldiğim İstiklal ile son gördüğüm İstiklal arasında dağlar var :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sergide bir video vardı, Vesile hanım da konuşuyordu, ressam eşi olmak çok zor, ama yine de aynı hayatı yaşardım minvalinde sözler söylüyordu.
      Demek ki sevgileri karşılıklı imiş diye düşündüm. :)

      Sil
  5. Merhabalar.
    Ben İstanbul'u da İstiklal caddesini de pek bilmem, ama bir seferinde bir tören münasebetiyle İstiklal caddesini görmüştüm. Sokak şarkıcıları, müzisyenleri de mi olmuyor? Oysa, İstiklal caddesine bu tür müzik faaliyetleri de çok yakışır değil mi?
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız Recep Bey, eskiden sokak müzisyenleri de olurdu, en azından Çiçek Pasajından geçerken ya da Tünel civarında çalarlardı. Son zamanlarda onlara da denk gelmedim, bilmiyorum artık izin verilmiyor mu?
      Olsa, dediğiniz gibi, canlılık verirdi caddeye. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!