Günün başlangıcı için -bir çeşit önyazı olarak- Her Güne Üç Güzel Şey'deki notları okumayı arzu ederseniz buraya bir tık lütfen.
Beşiktaş Meydanında kısa bir tereddüt geçirdim, kahvemi nerede içsem? Çarşı içine mi gitsem, sahile doğru mu insem. Uzaktan ışıldayan denizi görünce, ayaklarım beni deniz kenarına doğru taşıdı.
Beltaş'ta oturdum, sade kahvemi söyledim. Kıyıda demirli tekneler arasından görünen denize, üzerinden geçenlere bakarak kahvemi içtim.
O sırada kızım aradı, ekmek yapacağız tarif verir misin dedi. Armut dibine düşüyor, sanırım.
Beltaş'ı yanındaki motor iskelelerinin yanından açık deniz manzarası,
Giden motorlar, gelen motorlar, deniz süpürgesi, arkada Üsküdar sahili boydan boya uzanıyor.
Denizi soluma alıp, düzenlendikten sonra çok güzel duran Beşiktaş Meydanını seyrederek, Deniz Müzesi'ni geçtim ve Kadıköy İskelesine ulaştım.
Vapur saatine 7-8 dakika vardı.
Vapura koşarak yetişmeyi severim, bir çeşit küçük şehir macerası yaşamak gibi gelir. Diğer yandan vapuru iskelede beklemek, yanaşmasını izlemek, çımacıların palamar vermesini, iskelenin indirilmesi ve yolcuların kimisi telaşlı kimisi ağırkanlı gemiden çıkışlarını izlemek de İstanbul'un en güzel şehir manzaralarındandır.
Tüm bu aşamalardan sonra, bekleyen yolcular gamiye binmeye başladı. Bu defa denize yakın olmak için, gözüme sancak yan açığı kestirmiştim. Oturdum, palamarlar çözüldü, halatlar içeri alındı, vapur hareket etti.
Gemimiz tam yol ilerliyor, Dolmabahçe Sarayını açıktan geçiyoruz.
Hemen ardından Kabataş iskelesi ve arkasında Taksim, sonra Cihangir yamaçları görüntüye giriyor.
Eskiden denizden, yıllarımı geçirdiğim büromuzun bulunduğu binayı çok rahat seçerdim, bugün tahmin ettim ama emin olamadım. Bilemiyorum, gözüm mü seçemedi, aradan zaman geçince alışkanlığımı mı kaybettim acaba?
Hoop! Tam o sırada koskocaman bir tanker bizi dik açıyla kesip bordasını bize göstermeye başlıyor.
Fotoğrafı büyütüp bakmanızı öneririm, tanker o kadar büyük ki, Galataport'ta demirli kocaman yolcu gemisi bile onun yanında maket gibi kalıyor.
Galataport'taki geminin sol tarafında limanın binaları ve arka planda Galata Kulesi görünüyor.
Şimdi yine fotoğrafı büyütmeniz gerekiyor; önce mendireğin hemen arkasında tankeri görmek için, sonra sağdan başlayarak Topkapı Sarayı, Aya İrini, Ayasofya ile Sultanahmet Camii ve son ikisinin arasında sahilde restorasyonu yakında biten, ancak henüz gezip göremediğim Bukoleon Sarayı. yer alıyor.
Haydarpaşa Dalgakıranındaki Abdülhamit anıtı, mimar Alexander Vallaury tarafından padişahın tahta geçişinin 25. yılı anısına yapılmış. Burada ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
Kadıköy çarşısına girince, her zamanki "evime geldim" hissi yeniden can buldu. Kitapçı gezdim, çarşıda bir tur attım, şekerci ve tatlıcıların vitrinini yaladım ve eve doğru yola çıktım.
Başlığa gelince, son zamanlarda ayda bir ancak şehrin uzaklarına gider oldum.
Her gün karşıya gidip gelmeli çalışma yıllarından sonra bu yaşam tarzı hediye mi ceza mı çok emin olamıyorum, doğrusu.
ne güzel bir gezi olmuş. bir de ben duymamışım bile bu bukoleon sarayını yahu. gezelim gezelim :)
YanıtlaSilGezelim cancağızım, epeydir aklımda. Şu havalar bir müsade etse...
Sil3 Güzel’den geldim :) Şahane bir gün olmuş, sanki ben de gezmişim gibi mutlu oldum!
YanıtlaSilSizinle yazışırken Kadıköy'de turluyordum, bir yandan da. Ne yardan geçtim, ne serden. :))
Silyıllar önce biraz yavaş giden dolmuş şoförünü hızlandırmak için de demiştim ki "x saatte kalkıyor vapur yetişir miyiz?" şoför önce direksiyonu iyice kavramış, gaza basmış ve şöyle bir cevap buyurmuştu: "heyecanlı olacak". Herhalde onun da hayatında biraz macera lazımdı.
YanıtlaSilÇok hoş bir anıymış Arpiciğim. :))
SilMetroyu kaçırınca, bu sözü söyleyecek kimse yok şimdilerde. ;)
dolmuş şoförünün cümlesine ve tepkisine bayıldım :))) şahane bir anı olmuş..çok iyi oldu anlattınız.
Sil3 güzellik burada anlatılan ve fotoğraflanan anlarla tam tekmil güzellik oldu...iyi oldu :))
YanıtlaSilbukoleon sarayını bilmiyordum restorasyonu da bittiyse sonbahar istanbul turlarına dahil etmeli..sevgiler
O zaman gelsin sonbahar, İstanbul gezileri başlasın. :))
SilYıllarca deniz kıyısında oturmuş biri olarak fotoğraflarla burnumun direği sızladı. Deniz kokusu geldi sanki. Masmavi deniz, kokusu ve rengiyle görmeyeli on gün oldu. Ne güzel keyiflidir istanbulda vapurla gezmek. Kadıköy için aynı şeyi söyleyemeyeceğim çook kalabalık.
YanıtlaSilKızlar kaç yaşında anaya çekmeye başlıyor, benimkinden fazla umudum yokta..
Kadıköy karşı kıyıdaki pek çok bölgeye göre makul derecede kalabalık geliyor bana, karşısı çok üstüme üstüme gelir oldu zira. :)
Silİstanbul ve vapurları ömre bedel gerçekten. :)
Kızlar önce onsekizi geçince, sonra kendi başlarına kalıp tekrar ana evine dönünce olgunlaşıyorlar bence, ya da bizimki öyle oldu. :)