Pazar, Haziran 08, 2025

İzdüşümleri / Yedinci Yazı

Hayatımızdaki izdüşümleri üzerine yazmak fikri gelmişti aklıma.
Sonra tutuldum kaldım, fikir uçtu gitti, ben bir beyaz sayfaya bakıp oturdum.
Eh bugün yazı günü, boş geçmek içime sinmedi. Sonra dün çektiğim karanfil fotoğrafına bakarken aklıma Edip Cansever'in güzelim şiiri geldi.
Öyleyse...


Yerçekimli Karanfil

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.

Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.

Yerçekimli Karanfil,1957

Edip Cansever

Cuma, Haziran 06, 2025

Uzaktan Yakından / Altıncı Yazı

Hiç tarihe filan baktığım yok, ikide bir serisi yol arkadaşlarım yazınca fark ettim.
6. yazı 6. ayın 6. gününe dek gelmiş.
Eh, ben de not edeyim bari...



İstanbul,
Başımızın püsküllü belası,
Vazgeçemediğimiz aşkımız,
Bu fotoğrafa ilk baktığınızda yakın zamandan bir an olduğunu düşünebilirsiniz. Oysa fotoğraf Haziran 2011 tarihli, misafirlerimi gezdirirken çıktığımız Galata Kulesinden çekmiştim.
Aradan geçen 14 senede bu görüntüdeki şehir değişti, hepiniz biliyorsunuz. O kadar çok değişen var ki şehirde, ülkede, hayatlarımızda...
Oysa şöyle uzaktan bakarken sadece "ah İstanbul zalımsın ve illa çok güzelsin" diyoruz, o kadar.

Çarşamba, Haziran 04, 2025

Çarkıfelek / Beşinci Yazı

Son senelerde iklimdeki genel değişimlerden payımızı almaya başladığımızı düşünüyorum.
İstanbul'un zaten daha yeşil ve çiçekli olan Anadolu yakasındaki bitki örtüsündeki değişimleri örnek verebilirim size. 

Mesela eskiden bu kadar çok yasemin olduğunu hatırlamıyorum. Tek tük bazı bahçelerde yasemin görülürdü ve duyunca ah yasemin koktu denirdi. Şimdilerde bizim mahallede yürürken caddeye dek hemen her bahçede kesintisiz olarak öbek öbek yasemin var.
Haspam bir de tutunuyor ve yayılıyor ki bir kaç sene içinde kapı üstlerini kaplıyor, bahçe demirine sardırıldıysa bahçe boyunca yürümeye başlıyor, istilacı birlik gibiler.
Ha, derseniz sana bir zararı var mı? Yok tabii, buyursun yayılsın. 

Gerçi böyle dedim ama, botanikçi değilim ne de olsa, belki de türlerden birinin bu kadar baskın olması çevredeki diğerleri için hoş değildir. 
Aklıma hanımeli geldi, acaba yaseminin bu kadar çok yayılabiliyor olması, eskiden daha çok aşina olduğumuz hanımelinin azalmasına yol açmış olabilir mi?
Ne dersiniz?



Çarkıfelek namı diğer passiflora çiçeği,
Onun da ana bitkisinin bir sarmaşık olduğunu biliyordunuz değil mi?
Sarmaşık hali epey yayılıcı, ama meyvesini üretmek için bitkiyi nasıl idare ediyorlar hiç fikrim yok.
Bu fotoğrafı mahalledeki bir bahçe duvarından çekmiştim, 
Daha sonrasında üzerinde olmuş meyvesini gördüğümü hatırlamıyorum, nedense.

Pazartesi, Haziran 02, 2025

Zıtlar Birbirini Çeker mi? / Dördüncü Yazı

Üçüncü yazıda Özge'nin yorumuna cevap verirken "zıtların biraradalığı üzerine düşünebiliriz" demiştim. Demiştim ya, şimdi konu başlığını geliştirecek bir fikir gelmedi aklıma.

Kendime dönüp baktığımda, bana benzeyenlere daha çok çekim duyduğumu düşünüyorum. Benzerlikleri paylaşmak, benzer noktalardan yola çıkarak kendini geliştirmek, aynı zamanda karşılıklı olarak, birlikte ilerleme sağlıyor.

Diyelim ki ben sinemayı seviyorum, sinemadan hoşlanmayan birisiyle uzun süre vakit geçirsem, değil bir film hakkında konuşmak birlikte film bile izleyemezsem anlamsız bir ilişki olmaz mı?
Şöyle olabilir mesela; arkadaşım roman seviyordur da ben öykü tercih ediyorumdur. Yine bir ortak paydamız var demektir, edebiyat üzerinde düşünüyoruz. 

Pişman olmama ve konu başlığını değiştirmeme ramak kaldı, arkadaşlar.
Bu konuda fikir jimnastiği yapmayı beceremedim. Aİ hazretlerine sorsam bir cevap alırım belki ama, henüz  yapay zeka ile hemhal olmayı benimseyemiyorum. 

En iyisi, aşağıdaki renkler uygun bir şarkı ekleyerek yazıyı toparlayayım ve usulca huzurdan ayrılayım.



Purple Sensation adını görünce "budur" dedim, meğer sarımsak çiçeği de denirmiş.
Siz beğenin artık, hangisi?

Cumartesi, Mayıs 31, 2025

İkisi Bir Arada / Üçüncü Yazı

Bir aklımıza gelen diğerini çağrıştırıyorsa, ak deyince kara aklımıza geliyorsa mesela, bu ikisi bir arada olmak değil midir sizce de?
İkisi bir arada olan neler var hayatımızda? 

Bir düşünelim gelin, benim ilk aklıma gelenler mutfak tarafından.
Mesela kuru fasulye ve pirinç pilavı, bezelye ve bulgur pilavı, enginar ve iç bakla ilk aklıma gelenler.
Simit ve çay en sevdiklerimiz, kahve ve lokum ağız tadımız, rakı ve beyaz peynir sohbetin baş tacı diyerek çeşitlendirebiliriz.

Hayat sadece yemekten ibaret değil ya, çeşit çeşit olayları var. Mesela oğlunuz evlendiğinde gelininiz yeni bir evlat olarak hediye geliyor. İşte bir başka ikisi bir arada durumu.

İstanbul'dasınız vapura bindiniz arka güvertedesiniz, dümen suyunun köpüklerini seyrediyorsunuz; işte size ayrılmaz bir ikili. 
Eğer vapurun süzülüşünü uzaktan izliyorsanız diğer ikili gözünüzü alır, vapuru izleyen  martılar.

İstanbul'un ikililerinden devam edelim, tarihi kulelerimiz var; Kız Kulesi ve Galata Kulesi. 
İstanbul'un köprüleri diyecektim vazgeçtim Boğazdakiler ve Haliçtekiler üçlendi bile. 

Aklınıza gelen başka ikisi bir arada var mı?



Marmara'nın ve şehrimizin incileri olan adalar manzaranın ayrılmazı yelkenli teknelerle ikisi bir arada yazısını denizde süzülür gibi sonlandırayım.