Dün akşamüstü kuzenim bir fotoğraf gönderdi.
Fotoğrafın ortanca dayımın müthiş düzenli ve geniş kapsamlı bir koleksiyon gibi olan kutularından çıkmış olduğu besbelliydi.
Fotoğraf hakkında kısaca konuşurken, dayımın oğlu babasının vefatından beri hep düşündüğü konuda benzer şeyleri söyledi "evi ne yapacaksın sorusundan daha önemlisi evin içindeki eşyaların ve anıların ne olacağı, kimin için saklanacağı veya belki de saklanmalı mı?"
Daha önce konuştuğumuzdakine benzer sözler söyledim, dedim ki bu fotoğrafların, eşyaların, anıların senin için benim için dayımı tanıyan yakınları için anlamı var. Biz gidince, onu doğrudan tanıyan torun vb ikinci nesilden şans eseri ilgilenenler de gidince kimin için ne anlamı olacak bu kalanların?
Sabah annemle kahvaltı yaparken ona gösterdim ilk olarak. Ne yazık ki gözündeki ilerlemiş sarı nokta nedeniyle, ne kadar büyütsem de ayrıntıları göremedi, benim anlattıklarımla yetindi.
Kardeşime ve çocuklar yeğenler grubumuza gönderdim sonra. En büyük ilgi kardeşimden geldi haliyle, çocuklardan bir iki cılız "ne kadar gençler!" beğenisi ve kalp aldık, konu kapandı.
Dayılarıma, teyzeme ve kuzenlere de gönderdim.
Fotoğrafta o sırada henüz on yaşında olduğu için bulunmayan küçük dayım cevap yazdı:
"Sanıyorum gazino benzeri bir yere gitmişlerdi. O dönem ses sanatçılarını dinlemek için öyle şeyler yapılırdı. Fotoğrafı biliyordum ancak onyıllardır görmemiştim. Annen, teyzen daha iyi hatırlar."
Teyzeme tekrar sordum, kısa cevap geldi:
"Zannediyorum Gar gazinosu veya Karpiç, hey gidi gençlik."
Beş dakika sonra fotoğraf biraz daha incelenmiş olmalı ki şu cümle eklendi:
"Annenin boynundaki yaprak kolyeyi İstanbul’dan dayın getirmişti."
Ortanca dayımın kızı vefat eden babasının gençlik fotoğrafını görünce "babamı çok özledim" yazdı.
Teyzemin kızları "çok güzel fotoğraf" dediler.
Soldan başlıyoruz, ortanca dayım N. 25 yaşında, teyzem P. 16'sında, annem İ. 22 olmuş, büyük dayım İ. 27
yaşında.
Fotoğrafta olmayan küçük kardeş O. 10 yaşında olduğun için gezmeye götürülmemiş belli ki.