Perşembe, Aralık 18, 2025

ARA-LIK 8. Yazı - Müze Gezisi Ardından İçilen Bir Fincan Kahve

Bugünkü havada yapılacak en iyi iş kapalı mekanda olmaktı, öyle yaptım ve 25 sene önce eski bir elektrik üretim merkezinden dönüştürülerek açılmış Tate Modern'i gezmeye gittim.
Gezdim dolaştım, çıkmadan bir yorgunluk kahvesi içeyim dedim.

Türk kahvesi içmeye tercih ederdim, yoktu, Cafe için eksiklik bence.
Aman canım, ben de capucino içerim.
Klasik eserlerin sergilendiği müzeleri gezerken daha az yoruluyorum, modern sanat müzelerinde çağdaş sanatçının neyi anlatmak derdinde olduğunu anlamaya çalışmak zihnimi yoruyor. Gerçi bacaklarım her türlü yoruluyor o ayrı.

Türk kahvesi demişken, "Guerilla Girls" isimli anonim bir sanat oluşumunun eserlerinin yer aldığı yerde şu yukarıdaki çalışmayı görmek hoş  bir tesadüf oldu.


Müzeden karşı kıyıya Snt. Paul Katedraline bakış.
Hava öyle kapalı ve yağmur bulutları o kadar yere yakın ki görüntüye grinin beş tonu diyebiliriz, renk yok zira.


Müzeden sonra nehir kıyısından yürümeye devam ettim ve pek ünlü yiyecek içecek pazarı Borough  markete ulaştım.
Benim gibi yiyecek çeşitlerine meraklı ve dünyanın diğer ülkelerinde insanların neler yediklerini öğrenmek isteyen birisi için hazine değerinde bir yer olduğunu söylemeliyim; beklediğimden daha iyiydi. 

Bugünün gezmesi hem göze hem damağa şenlikti, kısacası.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz!