diyerek başlayan şarkı,
" Sakın geç kalma, erken gel..."diyerek devam eder.
Dün şarkının tersine bir yolla, gün batarken yola koyuldum.
Asmalımescit'te kızımla buluşmak için karşıya geçmek üzere Kadıköy iskelesinde motor beklerken bir festival başladı ki adına günbatımı festivali desek hiç hatalı olmazdı.
Bazen günbatısındaki kızıllık bir kaç dakika gönül çalar ve sonra kaybolur gider.
Oysa bu defa renkler turuncu tonlarından başladı, kızıla geçti, bordo ile lacivert karıştı ve sonunda gece siyaha teslim oldu.
İskeledeyken bir kaç fotoğraf çektim, çocuklara ve İstanbul aşıklarına gönderdim.
Motora binince önce alt katta oturdum, gel gör ki dışarıda cümbüş devam ediyor, üst güverteye çıkmak ve açık havada o renklere içinden tanık olmak şart oldu.
Üst güverteye çıkınca gördüm, bu günbatımının büyüsüne kapılmayan yok. Herkes elindeki telefonlarla bir kaç güzel kare yalamanın peşinde.
Bir iki kare çektim ben de, sonra boşver anı ölümsüzleştirmeyi, bak, seyreyle, bu anı kaçırma diyen aklıma uydum, iyi de yaptım.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz!