Çevremizdeki canlıların ne kadarını tanıyoruz?
Diyeceksiniz ki, çevremizdeki insanların kaç tanesini gerçekten tanıyoruz?
Daha hiç oralara gelmeden, aynı ortamda yaşadığımız bitkilerden, hayvanlardan söz etsek diyorum.
Mesela "ailanthus altissima"dan.
Eminim, çoğunuz yol kenarlarında, bahçelerde, en olmadık yerlerde arsızca biten, tüm yaz boyunca yeşil kalan bu ağacı görmüşsünüzdür.
Yine eminim, çoğunuz onu "ağaç" diye tanımlıyorsunuzdur. Adını, mevsimsel değişimlerini, meyve verip vermediğini bilmiyorsunuzdur.
Ben de bilmezdim.
Sonra, yıllar geçip ben önce büyürken sonra değişirken çevremdeki başka canlıların da benzer değişimler gösterdiğini farkettim. Canlı diye adlandırdığım toplum içinde ağaçlar daha çok ilgimi çekmeye başladı.
O vakit onlarla ilgilenmeye başladım; hangi mevsimde yapraklandıklarını, ilk çiçeklerini ne zaman açtıklarını, meyve verip vermediklerini, yapraklarını birden mi yoksa önce kızarıp sararıp daha sonra mı döktüklerini... Bunları izlerken adlarını öğrenmeye başladım.
İstanbul'daki ilk evimizin bahçesinde tanımıştım ilk aylandızı.
Anneanneme adını sorduğumda, "aman canım osuruk ağacı işte!" demişti.
"Ay, olur mu öyle anneanne, peki, pis koku ağacı olsun" diye yeni bir ad takmıştım, ağaççığa.
Meğer, kokarağaç denirmiş. Yapraklarının, çiçeklerinin cazip kokusu olmadığı gibi, elimize alıp mıncıklarsanız nahoş bir koku yayarmış, ama, bu sayede de sinekleri uzak tutarmış.
Neden sonra, Selim İleri'nin bir yazısından adının aylandız olduğunu öğrendim. Tesadüf bu ya, gülibrişim adını da ondan öğrenmiştim.
Aylandız'ın tek iyi tarafı sinekleri uzak tutması değil tabii ki. Sık ve bol yeşil yaprakları sayesinde havayı çabuk ve kaliteli temizlemesi, bulunduğu ortamda oksijen çoğaltması, Karayolları idaresinin de keşfettiği bir cazip tarafı. Dikkat ettiyseniz, son yıllarda özellikle yol kenarlarına bol bol dikildiğini görmüşsünüzdür.
Türkçe kaynaklarda hakkında bilgi pek az. En geniş bilgi Vikipedi'de:
" Kokar ağaç (Ailanthus altissima), Simaroubaceae familyasından mayıs-haziran ayları arasında yeşilimsi sarı renkli çiçekler açan, kötü kokulu bir ağaç türü.
Yaprakları bileşik, 15-40 yaprakçıktan meydana gelir. Çiçekler büyük bir salkım halinde toplanmışlardır. Taç ve çanak yaprakları 5 parçalıdır. Meyveleri önce yeşil, olgunlaştıktan sonra kırmızı renklidir. Vatanı Uzakdoğu'dur. Buradan Avrupa ve Anadolu'ya yayılmıştır.
Yapraklar reçine, tanen ve C vitamini; gövde kabuğu tanen ve acı maddeler ihtiva eder. İshal ve dizanteride, çayı kabız edici olarak kullanılır."
Yabancı kaynaklarda çok daha bol bilgi var. Burada ağacın çeşitli mevsimlerdeki görünümlerine ait fotoğraflar var.
Şurada ise, meraklısına göre yazı, foto var. Yazıdaki fotoğrafları da oradan aldım. Yukardaki fotoğraftaki ağaç mevsim başındaki görünüş, aşağıda ise mevsim sonuna doğru olan. Nihayetinde Kasım'da bütün yapraklar dökülmüş ve sık cılız dallar kupkuru kalmış oluyor.
Anavatanı Çin olan bir bitkinin taa buralara kadar gelmesi ve kocaman ağaçlar haline dönüşmesi ne kadar ilginç değil mi? Bildiğim bir aylandız var Beyoğlu'nun orta yerinde, Beyoğlu sinemasının üstündeki terastan görebileceğiniz arka avluda, diye yerini de tarif edeyim. Yolu düşen olursa bir bakar, belki.
.
bazen de bakıyoruz ama görmüyoruz . ağacın ismi ilgimi çekti acaba ay ile yıldız mı diyememişler de aylandız olmuş merak ettim şimdi akşam akşam :)
YanıtlaSilFundacım,
YanıtlaSilKaynağını bulursan bana da söyle.:)
Bana sanki aylanduz gibi daha gırtlaklı birsöyleyişi mi vardı acaba, diye düşündürdü.
:)
sabah mutfak penceremden bahceye bakiyordum, aaa dedim birden benim agacima golge yapan agac aylandizmis meger, adini daha once bilmedigim icin bir anlam yuklememisim agaca. oysa dut,erik ve kiraz agaclarimizi anar dururum bilirsiniz. bizim bahcede bir de aylandiz varmis meger :)
YanıtlaSilŞulecim,
YanıtlaSilSenin "meğer aylandızmış" tepkinin benzeri çok olacak sanırım.
Bu sabah, eski evin bahçesindeki aylandızdan bahsettiğimde, kardeşim de benzer bir şaşkınlık ifade etti.
:)
Bayılıyorum senin şu bitki sevme hallerine:) Öyle de şevkle anlatıyorsun ki.
YanıtlaSilArzu yahu!
YanıtlaSilÇok mu heveskar duruyorum?
:))
Severim yeşilleri...
:)
bende kaba tabiri ile osuruk ağacı diye bilridim aylandız haa vay be karşı bahçe doluuuu gölgesi gayet serin altında çay keyfi iyi gidiyor ama kokusuna aldırmazsanız :D
YanıtlaSilDiagonal,
YanıtlaSilKaba tabir değil de, daha çok anlamsız bir "ayıp" söylemi olsa gerek. Yoksa nedir ki; osuruk?
:))