Çarşamba, Nisan 05, 2017

işte öyle...

ayy! sinir oluyorum, itiraf edeyim de içim şişmesin. nasılsa burada biz bizeyiz. 
ilk önce davranışlarına kızmıştım. kendi çıkarları için en yakınındakileri acımasızca kullanmaktan çekinmeyen, küstah hareketler.
sonra yüzkitabının kamuya açık sayfasında rastladığım sözleri cahilce geldi,
güya  fikirleri var ve onları ifade ediyor, ama gör nasıl bir ben dedim doğru budur edası.
insanların dünya görüşü olabilir tabiatıyla, iyi de bunu karşındakini hiçe sayarak söylemezsin.
üstelik bunu yapan okumuş, eğitim almış, meslek sahibi olmuş da neylersin ki kafa geçen yüzyılda örümceklenip kalmış.
gerçi ben niye onu önemsiyor ve kızıyorum? 
bu da ayrı konu!
demek ki, kendime iğneyi batırmalıyım yoksa çuvaldızı batırmak böyle, olmayacak.




balkonun mutfak tarafındaki penceresinde nisbeten ılıman bir mikro iklim var.
bu karanfil ve küpe saksıda nerdeyse kış boyu açtı.
eh, bahar gelmiş artık açmaya devam edilmez mi?

2 yorum:

  1. Of, ben de bugün başka türden evet hayır lı bir yazı yazmıstım oraya. sanırım bu ıkı kelımeden nefret edecek duruma geldım zira meselem o degıldı yani siyaset. yaşadığım bir olumsuz olay yüzünden yazdığım yazıda kadınların- kızların daha cok hayır demekten uzak olusuydu meselem. ne bıleyım maılıme dusen yazınızdan sonra sızı de mı ıcerlettım dıye ıcımde kalmasın dıye sormak ıstedım.

    Yagmur

    YanıtlaSil
  2. Yok yok Yağmurcuğum, hiç seninle ilgili değil bu yazdıklarım.
    Bu yazı geçmişte kalmış, arada sırada hortlayan ve dolaylı olarak beni ilgilendiren hatta belki de ilgilendirmeyen biri hakkında.
    Senin sözünü ettiğin bugünkü yazını görmedim, zaten profiline tıklanınca bir bloga ulaşamadığım için başka yazılarını da göremiyorum, esasında.

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!