Bugünkü öğlen kaçamağım Pera Müzesi'ne idi.
"JPMorgan Chase Sanat Koleksiyonu'ndan Modern ve Çağdaş Eserler" başlıklı sergi yeni başladı.
Çağdaş sanattan payımıza neler düşmüş acaba, dedik, ressam arkadaşım S. ile ve Pera'ya uzandık.
Kendi payıma, örneğin çağdaş heykel konusunda son durağımın Henry Moore olduğuna, bir kez daha ikna oldum. Daha ilerisine, berisine geçmeme algılamam izin vermiyor.
O nedenle sergideki heykel tarzı eserler konusunda hiç yorumda bulunamayacağım.
Resimler konusunda da tutucu ve çekimser davranıyorum, sanırım.
Sergide en çok sevdiğim resimlerden biri aşağıdaki SÜPÜREN KADINLAR'dı.
AMY CUTLER
Ressamın diğer eserlerine göz atmak isterseniz burada. Çizgileri hoşuma gitti; zarif, naif mi, endişeli gibi mi pek bilemedim ama...
Bundan başka bir resim (taşbaskı mıydı, eskiz miydi) çalışması ilk görüşte hoşuma gitti.
Sanatçının ismine bakınca aşinalığın sebebini anladım ve gülümsedim.
Yıllar önce Hollanda'da açık havada sergilenen kocaman işi-heykelini gördüğüm Jean Dubuffet'in çalışmasıymış, meğerse.
Unutulmaz Kröller Müller Müzesi gezimizde, heykel bahçesinde onun heykellerine hayran kalmıştım. Bir yerlerde, eski albümlerde fotoğrafım olacaktı, size göstermek isterdim. Ancak bulmak derin bir arkeolojik çalışmayı gerektireceğinden, vazgeçtim.
Yine de şansım yaver gitti ve benim de benzer bir fotoğraf çektirmiş olduğum heykeli buldum.
JEAN DUBUFFET
Eh, bir güne bu kadar sanat ve anı hiç fena değil, doğrusu.
İstanbul'da bu kadar yeni müze olduğu için, çağdaş sanatın havasını biraz koklayabildiğimiz için şanslıyız, desem?
Iıh, yetmez!
Sanat sözkonusu olunca, azla yetinmemeli.
ne güzel ekmekçikız, ben de bu sergiyi görmek istiyorum. pera müzesi ilk açıldığında orada olan sergi neydi biliyor musun? Jean Dubuffet!! ben de o sergiyi gördüm, sonraki Cam Altı Resimlerinden oluşan dünya koleksiyonunu. Dubuffet sergisinde bu heykele benzer eserler de vardı, çok enteresandı.
YanıtlaSilyaşasın sanat !!
Ekmekçikız, ben de ne zamandır Pera'ya gitmeyi düşünüyordum, Osman Hamdi Bey'in Kamplumbağa Terbiyecisini görmek için. Hatırlatma iyi oldu. Hem de bu sergiyi görme fırsatı bulurum.
YanıtlaSilGülçin'in 'Gecelere Akmak' yazısına da ilham olduğun için teşekkürler bu arada:))
Viva ars!!
Hakikaten azla yetinmemeli! Yasasin sanat! :o)
YanıtlaSilIstanbul'da bir hareketler var artik. Cok seviniyorum ben.
www.elifsavas.com/blog
Ekmekçikız'cım yazını okurken ağzımın suyu aktı. Ben de ne zamandır gitmek istiyorum Pera Müzesi'ne, ama araya hep birşeyler giriyor. Yakın zamanda yapılacaklar listesinin ilk 2 sırasını 'Kefaret'i izlemek, ve Pera Müzesi'ne gitmek paylaşıyor. Paylaşımın, ve dolayısı ile hatırlatman için çok çok teşekkürler :)))
YanıtlaSilİyi pazarlar
Not: İşyerinin yerini kıskanıyorum, haber vereyim dedim ;) Sevgiler
Gülçincim,
YanıtlaSilAnlaşılan o ki, Pera'nın açılış sergisini kaçırmışım, aklımda Dubuffet'e dair bir iz kalmamış.:)
Tabii ki, yaşasın sanat!
Sem, hoşgeldin!
YanıtlaSilBeğenin için teşekkür ederim.
Pera müzesinin bu yeni sergisi üç kata yayıldığı için, Kaplumbağa Terbiyecisi'ne yer kalmamış sanırım.
Eski kolleksiyonun bir kısmı zaman zaman yer değiştiriyor veya geçici olarak kaldırılıyor.
Haberiniz olsun.:)
Evet Elifciğim,
YanıtlaSilDoğrusu eskiye göre çok hareketli bir sanat yaşantısı var, İstanbul'da.
:)
Yine de, daha da çoğu olsa ne iyi olur. Herkesin keyfine göre...
Sndrnellacığım,
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun, daha kış yeni başladı; grip hemen yakana yapışıvermiş.
Bence, seni işe gidip-gelme yolları hasta etti.:)
Doğrusu, git-gel köprü geç hiç eğlenceli durumlar değil, ama, merkezi oluşu farklı konulardaki erişimi kolaylaştırıyor.
Bu da iyi bir şey.
:)