Ekim'di, galiba.
Bir Cuma akşamı iş çıkışı oğlumun dersanesindeki veli toplantısına katılmış, çıkışta Kadıköy'ün serin sonbahar akşamı cazibesine kapılıp Şule'mi aramıştım. "Hadi bir sinema yapalım" demek için.
"Olurdu, ama olmaz, annem hamsili pilav yaptı, onu yiyeceğiz" dedi. Hemen ardından her zamanki cömertliğiyle ekledi, "sen de gel".
Ben de her zamanki teklifsizliğimle "olur" deyiverdim.
İyi ki evet demişim, tadı sadece damağımda değil, aklımda da kalan çok güzel bir yemek yedim. Ben de yapayım istedim ve sevgili arkadaşımın anneciğinden bir güzel tarifini de aldım.
Gel zaman git zaman, bir kısmet olmadı hamsili pilav pişirmek, üstünden kış geçti.
Baktım, vakit geçiyor. Sonbaharda yediğim yemeği yapsam yapsam ilkbaharda yaparım, dahası yok.
Bu arada tarifi unutmuşum. Şule'ye hatırladığım kadarını yazdım, arkadaşım annesine sordu, eksikler tamamlandı, düzeltildi.
İlk gün hamsi aldım, ayıkladım dolaba kaldırdım. İkinci gün pazı aldım, yıkadım doğradım, dolaba kaldırdım. En nihayet diğer malzemeyi de tamamlayıp yemeği pişirmek kısmet oldu.
Pişirmesi çok kolay, ancak zamanı sıkışık ben gibiler için, hazırlaması zaman alıcı bir yemek. Ne var ki, bütün zahmetlere değiyor, deneyin mutlaka.
HAMSİLİ BAHAR PİLAVI*
Malzemesi:
-1 kg hamsi
-1 demet pazı
-2 su bardağı pirinç
-1 bağa yakın yeşil soğan
-1/2 demet maydanoz
-Biraz taze nane
-Az dereotu
-Karabiber, tuz
-100 gr. tereyağı
-1 kahve fincanı zeytinyağı
-1 limon suyu
Yapılışı:
Hamsileri, kılçıklarını çıkararak ayıklayıp ikiye bölünüz.
Pazı, soğan, maydanoz, nane, dereotunu ince ince doğrayınız.
Yayvan bir pilav tavasına yeşillikleri ve hamsiyi sırayla yerleştirip, tuz, karabiber koyunuz.
Pirinci sebze ve balıkların tam ortasını açarak (göbeğine) koyunuz, üstünü sebzeyle kapatınız.
Limon suyunu üstüne gezdiriniz, ayrıca su eklemeye gerek yok, sebzeler suyunu salıyor.
Önce harlı sonra kısık ateşte, pirinç yumuşayana dek pişiriniz.
Altını kapatırken, tereyağını eritip, üzerine gezdiriniz. En son servis öncesi az zeytinyağı da ekleyebilirsiniz.
*Pilavın adını ben uzattım, Şuleler Hamsili Pilav diyorlar.
İçindeki bol yeşillikten ilhamla "bahar"la tanımlamak geldi, içimden.
Asıl tarifte zeytinyağı ve limon yok, ben ekledim. Yakıştı, bence.
.
Şuleler "hamsili pazılı pilav" diyorlar hatta. Esas hamsili pilav bu değil tabi, bu gürcülerin yaptığı bir tür. benim kanımda da bir miktar gürcülük var malumunuz :)
YanıtlaSilO vakit doğrusu "Hamsili Pilav, Gürcü Usülü" olmalı, hani literatür açısından diyorum.
YanıtlaSil:))
süpersiniz efendim :)
YanıtlaSilHarika gorunuyor...
YanıtlaSilEfendim bir fıkra vardır, hamsidenmi daha çeşitli yemekler yapılır patlıcandanmı üzerine..Nedense Temel "ha uşşağum hamsili pilav yedin mi?" dediğinde hamsi galip ilan edilir hemencik. Ancak, patlıcanın reçeli yapılır ama ben hiç hamsi reçeli yapıldığını duymadım. Belki cahilliğimdendir bilemem.. Velhasıl, patlıcana karşı mağluptur bu yolda galip :))
YanıtlaSil..Ve efendim hünkar beğendi'nin yanına pek hamsi sokulamaz sanırım. Ne de olsa hünkar beğendiğine göre saraylı oloOOR, değil mi canım efendim?.. :P
Şulem,
YanıtlaSilSüper oluş varsa, katkınızladır, ef'feem!
:)
Eleştirel,
YanıtlaSilSizin diyarda malzememnin ne kadarını bulabilirsiniz bilmiyorum da, balık çok sevmeyen çocukların bile seveceği bir yemek oldu.
:)
Zafer Bey,
YanıtlaSilBizde fıkralarda olan rekabet yok efendim! :))
Hamsinin de çeşidi hoşgelir, patlıcanın da...
Kim, hangisine, nasıl lezzet katmışsa mutfak maceralarına eklenir.
Belki hamsi denemesinden hünkarımız da memnun kalacaktır.
:)
aynı malzemelerle ama pişirmede biraz oynamayla risotto'ya da dönebilir rahat. dolgun bir pirinci (arborio'ya gerek yok illa, bildiğin baldo ile de yeterince iyi oluyor) bol su-beyaz şarap-balık suyu ile pişirip gerisi bildiğiniz gibii.
YanıtlaSilHımm, olabilir evet!
YanıtlaSilNe var ki, o zaman Hamsili Pazılı Pilav ya da Hamsili Pilav-Gürcü Usulü diyemeyiz, adına.
:))