Demiştim az önce, kurtuluş yok hemen. Şunun şurasında bir haftalık tatile gittin demeyin, göstermeliyim her birini, sokağını...
...bütün bir duvarı kaplamış çarkıfeleğin çiçeklerini...
...kilisesinin yenilerde onarılmış çan kulesini...
...mendirekteki süslü yatlar arasında değil, bir kenarda sakince duran teknesini...
...plajın teee en ucundaki kayalıkların cazibesini...
...ve tepedeki fotoğrafta görülen sokağa düz devam ettiğinizde sağ tarafta çıkıveren sokağı da göstermeliyim.
Göstermeliydim, değil mi?
.
Tabii ya göstermeliydin. Daha çoğunu da görebilirdik aslında:)
YanıtlaSilHah, çok yaşa Leylağım!
YanıtlaSilBen de böyle gaz verilmesini bekliyorum ki, şımarayım.:))
evet :)
YanıtlaSilmendirekte süslü yatlar mı var artık? :( eskiden bir tane bile göremezdiniz onlardan, sadece balıkçı tekneleri olurdu.
YanıtlaSilne kadar bozulduğunu görmeyeyim diye gidemiyorum valla korkumdan. aşık olduğum bir yerdi çünkü eskiden. hafızamdaki görüntüsünü bozmak istemiyorum.
Cok tesekkurler paylastigin icin. Biraz evvel not biraktim ama server hatasi verdi. umarim bu kazasiz belasiz ulasir. :-)
YanıtlaSilBu resimlerin ruhunda yarattığı mutluluğun resmini koyabilir misin aynı yere Ekmekçikız,
YanıtlaSilişin kolayına kaçmadan ama:))
Hem de daha cok anlatmalisin bence...
YanıtlaSilI like your style, the particular inescapable fact that your webpage is a little bit different tends to make it so useful, I get tired of discovering same-old-same-old almost all of the time. I have I just stumbled on this page by you Thank you.
YanıtlaSilAda sahillerinde bekleyen birinin fotoğrafı yok mu peki? Ne biçim ada bu ;) Yesari Asım & Necmi Rıza
YanıtlaSilFatmacım "evet" ne?
YanıtlaSilKolay kurtulamayacağınız mı?
:))
Aslıcım,
YanıtlaSilBozcaada'yı yirmi senedir biliyorum, bu kadar adı anılır olmadan beri yani. Ada bozulmadı! Evet biraz kalabalıklaştı, hatta eskiye göre rahatça oh-ha! denecek kadar kalabalıklaştı; ancak buna bozulma demeyi tercih etmem. Değişmeyen yer var mı dünyada?
Yatlara gelince, canım öyle dizi dizi değil, üç-beş tane var, balıkçı tekneleri hâlâ sayıca onların hayli üstündeler.
Kaldı ki, deniz kenarına pist yaptırıp adaya uçağa ile gelen bile var!
Yaa, buna ne dersin?
......
Eleştirelcim, ulaşmış işte sağol!:)
YanıtlaSilİlk notta ne yazıyordu, merak buyurdum şimdi, yahu?!
:))
Zihni Bey,
YanıtlaSilZor yerden sormuşsunuz, hocam!
:))
Bu resimlerin ruhumda yarattığı mutluluğun resmi...
Hımm, bi bakalım bakalım...
Şöyle bir sözel tanımlama olur mu acaba?
Dönüşümün ertesi günü iş yerindeki arkadaşlarımdan biri "parlamışsın" dedi. Sanırım yüzüm ışıldıyordu, aldığım enerjinin etkisiyle.
:))
Mehtapcığım,
YanıtlaSilOooo!
Daha ne malzeme var elmde bilsen!:))
Birisini ekmek bloguma ekledim, mesela; ramazan pidesi.
Bir-kaçını kışın likörlerim olgunlaşınca anlatırım, şimdilik sır!
;)
Sevgili Adsız,
YanıtlaSilHoşgeldiniz!:)
İfadenizden dolayı, Türkçe anladığınızı varsayarak yazıyorum cevabı:
Sanırım, ilk kez İngilizce yazılmış bir kompliman alıyorum blog için.
Teşekkürler.
:)
Sevgili Oya Hanım,
YanıtlaSilOlmaz mı?:)))
Ada sahillerinde bekleyen dostlarımız Ümit, Nejat ve Cem vardı.
İzinleri olursa fotoğraflarını eklerim.
:)
"evet", göstermekle çok iyi etmişsiniz kuzum. kevgirlik bir çeşit ruh hali sanırım.
YanıtlaSil"hep gitmek" gibi :)
Fatmacım,
YanıtlaSilTam zamanında burdasın!
:))
Elimden gelse, kevgir olmakla kalmam, tel süzgeçe dönüşürüm gide gele, gide gele...
Ruhum öyle gezgin, gündelik hayat ayaklarımı çokça bağlasa da...
ah, eveet, zamanlama ne güzel olmuş :)
YanıtlaSilbu kadar yakınken, sevgilerimi gönderiyorum efenim.