HAFTANIN GÜNLERİ

Dün, sevdiğim eski bir çalışma arkadaşımın annesini son yolculuğuna uğurladık. Bu aralar -yılbaşından beri daha doğrusu- her hafta bir cenaze törenine katıldım. Haftanın bir günü ölüm günü oldu, ne yazık ki!

Camiden eve dönerken düşünüyordum, aslında günlerin adı var da bizim için anlamları bu adların önüne geçiyor.
Diyelim Pazartesi bugün; yani, takvimde öyle yazıyor, öyle biliyoruz. Benim için bugünün adı "yaşasın işe gidiyorum günü".
Yarın, "akşamüstü egzersiz için erken çıkacağım" günü.
Sonraki, "babaları çocukları görmeye gelecek bu akşam, ben eve biraz geç gidebilirim, Şule'yi arasam mı" günü.
Perşembe diye bildiğimizin adı biraz uzun benim için, "kızımın dersaneden alacağım, evde de yemek yok, eve gitmeden birşeyler atıştırsak mı" günü o.
Cuma, evet, hepimizdeki bugün son iş günü algısının artık bende de olduğu bir gün; dolayısıyla "bu hafta hangi film başladı, bayan E. ile sinemaya gidelim" günü.

Haftasonu adlar karışabiliyor, yer değiştirebiliyor.
Bazen, "akşama arkadaşlar gelecek, hazırlık yapayım" günü oluyor, bazen "egzersiz sonrası kahve sohbeti" günü oluyor, bazen "annemle kardeşimi görme" günü oluyor.
Pazar sendromuna gelince, tarz ve ad değiştiriyorsa da bir sendrom yine var: "Alışveriş yap, yıka ayıkla dolaba yerleştir, haftanın yemek programını düşün, pişir ve tüm bunları yaparken koştur koştur koştur".
Yani ertesi gün işe gidileceğini düşünüp iç bayılmasına uğramak nerde, tam aksine çalışmaktan helak olma günü!

Haftanın günlerinin sizdeki adı nedir, bir düşünün isterseniz.

 Benim haftama benzemeyen başka bir haftanın çizgileri şurdan.
.