Cuma, Eylül 20, 2013

yağmur sesiyle uyanılan sabahlar ve dolunay depresyonu üzerine değerli fikirlerim...

evet evet, sizi bunlardan mahrum etmeyeyim istedim. 
ayrıca dillere pelesenk olan bir konu daha var:
sevdiğiniz bir romanının  filmi çevrildiğinde seyretmeyin, bırakın anılarınızdaki resimler kalsın.

yağmur sesiyle uyanılan sabahlar geldi, hava serinledi, gündüzleri ısı yirmi derecenin altına düşmek üzere.
aman da sıcak, aman da rutubet diyerek pek yakındığımız, kimilerini sinir ettiğimiz mevsim bitti. yaz bitti.
güzeldi geçen yaz. çok olaylı, çok üzüntülü, çok kahkahalı, çok... bir yaz geçti. güzeldi yine de.

dün gece dolunay vardı; full moon!
nasıl da parlak, nasıl da cazibeli.
ay henüz çıkmamıştı, akşam vakti yüzümün yarısına öyle bir baş ağrısı yapıştı ki, tarifi zor. 
üstelik, kızım da aynı halden şikayet etti. eve gidince birer ilaç aldık, bitki çayları içtik, sabah ancak kendimize geldik.
son birkaç aydır dolunay beni fazlaca sarsmaya başladı. artık tevellütten mi, havadan mı, astrolojik bişeylerden mi?


fotoğraf artık anılardaki yaz mevsiminden, gün batarken bir adadan diğerine bakış.

6 yorum:

  1. Cevap veriyorum: Hepsi :))

    YanıtlaSil
  2. :)

    ruhsal gel-gitler, çok doğal sanki...
    İçimizdeki denizlerin aya yolculuğu ya da ay ile yolculuğu...

    Sevgiler efendim.

    YanıtlaSil
  3. evet bende farkettim ve ay çok ama çok yakındı dokunsam tutacak gibiydim...

    YanıtlaSil
  4. Serpilciğim,
    Doğru diyorsun.
    Hepsi! :))

    YanıtlaSil
  5. Fatmacığım,
    İşte aradığım cevap, "içimizdeki denizlerin ay ile yolculuğu".
    Sağol. :)

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Demet,
    Eylül dolunayı özeldir; dünya ile ayın eğimleri açıları vs. derken çok daha parlak ve yakın gözükür.
    Bu defa da öyleydi. :)

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!