Gitmeyi, yeni yerler görmeyi severim. Severim sevmesine de göç etmek istemezdim.
Göçmek, zorunlu olarak gitmek... Gidilecek ama dönülmeyecek!
Bu diyardan göç etmek, memleketten göç etmek, öteki tarafa göç etmek...
Acı veren zorunluluklar.
En az acı vereni göçmen kuşlarınki desek, o da mevsim değişmesinden zorlaması.
Çelıncın 9. sorusu düşündürdü bunları bana.
Diyor ki, "göçmek zorunda kalsan hangi ülkeye giderdin?"
Çocuklukta, babamın tayini çıkardı, memleket içinde yer değiştirirdik. Yeni kasabaya alışmaya çalışırdık. Alışırdık da.
Memleket aşırı gidilecekse illa ki, yeni yere alışmak zor olmasın diyerek, iklimi, insanı benzer yerlerden başlamak en iyisi. Yunanistan'dan başlardım, İtalya da olurdu belki.
Yok mutlaka kıta aşırı gidilecekse, en uzağa gidelim o vakit! Bir zamanlar Kanada'ya Vancouver'a yolum düşmüştü. Denizi, dağı, insanı, iklimi ile yaşanacak yerdi.
Şimdi şu ağaca bakınca, göç etmek de neymiş diyesim geliyor.
Nasıl sıkı sıkı tutunmuş toprağa, kayaların arasından yol bulmuş köklerine, uzatmış sarılmış.
Olympos'un çınarına selam olsun!
Ülkemizde huzurla yaşayalım yıllarca inşallah
YanıtlaSilBen de Yunanistan dedim.. Elbette gönül olmamasından yana ama her zaman bir yedek olmalı insanın kafasında
YanıtlaSilMavianne,
YanıtlaSilOrtak dileğimiz bu, inşallah! :)
Mavi,
YanıtlaSilEvet, Ege, Akdeniz, tercihlerin en uzağı İspanya galiba. ;)
Göç etmek zor bilirim... Biz de babamın tayini sebebiyle birkaç yer gezdik. Yeni insanlar, yeni ortam, yeni ilişkiler. Çabuk alışırdık alışmasına da geride bıraktığımızı çok özlerdik hep...
YanıtlaSilYaş gereği sanırım ben de kök salmayı sever oldum :)
Şebnem doğru diyorsun, geride bırakılanlar çok özlenir.
YanıtlaSilKöklenmek en iyisi. :)