Sevgili Blog,
100. Yıl Mahallesi, Ankara'nın ODTÜ'ye en yakın yerleşim yeri. Bu nedenle öğrenciler arasında çok popüler, bir yandan da emlakçiler çok hareketli piyasayı ek olarak şişiriyorlar, dolayısıyla kiralık daireler kapanın elinde kalıyor.
Kızımın arkadaşıyla birlikte tuttuğu ev, mahallenin "çok katlı" diye tanımlanan bölgesinde. Şehre kuş bakışı bakmayı önce biraz yadırgadım, sonra gün batımlarının güzelliğine tav oldum.
Kaç günkü yorgunluğun üstüne dünkü sırt ağrısı sonunda beni bitkinlikten uyuyamaz hale getirince, dün geceyi internette gezinerek ve müzik dinleyerek sakinleşmeye çalışarak geçirdim. Sabah biraz geç vakitte uzun bir kahvaltı yaparak güne başlayınca, kendimi daha iyi hissettim.
Sonra yine usta geldi, matkap sesi, eşya itip çekme ve tozları temizleme hareketleriyle dolu iki üç saat geçti.
Akşamüstü kendimizi dışarı atıp, teyzemi ziyarete gittik. Hiç değilse bu sayede Kızılay'dan geçtik, bir iki tanıdığım ya da aşina olduğum yer, bina gördüm filan da sonunda kendimi Ankara'ya gelmiş gibi hissedebildim.
Gece eve döndükten sonra biraz daha dolap yerleştiren Çiçekkız -onca yorgunluktan olacak- kaybolan bir çantanın faturasını bana çıkarmayaydı iyidi ya, neyse artık...
Hoşgeldin çirkin Ankara'ya :)
YanıtlaSilO kişilikli şehiri nasıl böyle bir taşra ucubesine çevirdiler ben anlayamadım, anlayan varsa da beri gelsin. Kızılay'da sanırım tanıdık tek bir bina gördün, Emek işhanı. Onun da alt katını Mahmutpaşa'ya döndürüp rahatladılar. Nerede Kuzgun Acar'ın rölyefi, Set Kafeterya'nın özeni, üç katlı eski taş binalar. Yine de o terasa cafe açılmış, şimdilik iyi gidiyor, yaz buluşmalarımı hep orada yaptım.
Eh artık mayıs sonları, haziran başları kızını ziyarete gelirsen buluşuruz. Çiçek kızın bir sıkıntısı olursa kardeşim yardımcı olur, aklında bulunsun, bana bir haber ver yeter. Sevgiler...
Leylakcığım sağol! :)
YanıtlaSilBen evime döndüm bile. Ancak, son iki senedir İstanbul'a her dönüşümde senin Ankara için söylediklerini ben de İstanbul için tekrarlıyorum, içim acıyor o çirkinliklere.
Evet, bu sene buluşabiliriz bence. Anlaşılan o ki geçen seneki İstanbul yolcusu bu sene Ankara'daki evinde oturacak ve annesi arada gidip hasret giderecek.
Teyze desteği için çok teşekkürler. :)
Büyük kızım istanbulda okuyor ben pek severim istanbulu. Küçük kızımda bu sene Hacettepeyi kazanınca pek sevindim Ankara öğrenci şehri İstanbuldan daha kolay okuturuz diye kazın ayağının öyle olmadığını gelince anladım. Ankara hayal ettiğimden çok farklı ve öğrenci okutmak istanbuldan çok daha zor olacak sanırım.
YanıtlaSilkısıtlı imkanlarla okuyan çocuklar hep dualarımda. anne babalar maddi olarak zorlanıyor ama o çocuklar o kadar çok şeyle mücadele etmek zorundaki :(
YanıtlaSilSevgili Sarya,
YanıtlaSilAnkara son senelerdeki acayip büyümesine rağmen, yine de İstanbul'a göre daha kabul edilebilir büyüklükte bir şehir, bence. Ancak, her ikisi de öğrenci şehri değil. Başta çok pahalılar, imkanları kısıtlı olanlar için yaşam çok zor, trafik ciddi bir sorun, vb.
Çocuklarımıza kolay gelsin, bize de onlara destek olmak için güç kuvvet dilerim.
Sevgiler.