akşam yemekte oğlumla konuşuyorduk.
liseden bir arkadaşıyla buluşmuş, benden de söz etmişler.
neden? çünkü, oğlum lisedeyken sabah erken saatte kahvaltı yapamaz, okulda ara tenefftüste yemek için ana malzemesi benim yaptığım ekmek olan sandviçler götürürdü. o sandviçler beş - altı sene sonra bile anıldığına göre bir çeşit ün kazanmış olmalı.
d. "annenin ekşi mayası var mı?" demiş.
oğlum "onu bilmem ama kefir mayası var" demiş.
e, oğlum dedim, var ya bak şu un kavanozunun içinde, hem de bozcaada'dan gelme...
iki gündür yine bir ekmeğin kabarmasını bekliyorum. son zamanlarda yaptığım usulde kabarırken buzdolabında tutuyorum, süre uzuyor ama, tadını adeta acılaştıran ekşilik olmuyor.
yarın fırında pişecek kıvama gelir, tahminimce.
yapraklar, mahallemizin küçücük parkından.
geçen sene dikilen birkaç akağacın dibine dökülen yapraklarından bir çift.
aynı ağaçtan iki farklı renk.
ağaçta henüz dökülmemiş yeşiller de cabası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz!