Çarşamba, Mart 24, 2021

"Artık asla olamayacağımız zamandan bir şey kurtarmak."

Dün not almıştım, kendime. Henüz kitabın yarısındaydım, yavaş yavaş okumakla, çabucak okuyup bitirmek arasında bocalıyordum. Şöyle bir not:
Geçmişe bugünden bakan bir metin okurken, bugün olanların da anlamlarını kavramak ilginç.

Ne demek istediğimi anlatmak için biraz öncesine gitmeliyim.
Ocak ayında bir kaç kitap siparişi vermek için yayınevlerinin yeni kitaplarına bakınırken hiç tanımadığım bir Fransız yazarın (Annie Ernaux) romanı Seneler bana göz kırptı. Aslında kitapçıda kitap bakıyor olsam, önüme atladı derdim -böyle tanımladığım kitaplar, okuyup bitirdikten sonra en sevdiğim kitaplar olmuştur- .
Kitaplar geldi, üzerine tarih attım, önce ilk kitabı okudum, sonra araya başka kitaplar girdi ve "Seneler"i okumak iki ay ertelenmiş oldu.
Başlayınca romana hemen ısındım ve tadını çıkararak okumaya devam ettim.  
( Bu arada, Her Güne Üç Güzel Şey bir tür günlük gibi olmaya başlamış, baksanıza referanslarım oradan. )

Yukarıda yazının başlığına yazdığım, bu sabah bitirdiğim "Seneler"in son cümlesi. (Sf. 224)
Öncesini şöyle bağlayayım, "...her şeyden çok istediği, artık bir daha göremeyeceğimiz yüzlere vuran ışığı yakalamak, yok olmuş yiyeceklerle dolu sofralara vuran, çocukluğunun pazar anlatılanlarında orada olan, yaşanmış şeylerin üzerine her daim vurmaya devam eden o ışığı, kadim ışığı yakalamak. Kurtarmak." (Sf. 223)

 "... bir hayatı hikâyeleştirmeyi, kendini açıklama anlatısı yaratmayı amaçlayan bir anımsama çalışması olmayacak... Kendi içine sadece dünyayı, dünyanın geçmiş günlerinin muhayyilesini ve hafızasını görmek, fikirlerin, inançların ve hassasiyetlerin değişimini, öznenin ve kişilerin dönüşümünü kavramak için bakacak." (sf. 222)

"... Geçmiş günleri anlatma sırası şimdi ona gelmiş de anlatıyor gibi, bir tür gayrişahsi otobiyografi olarak gördüğü bu anlatıda, tek bir birincil şahıs, "ben", olmayacak, sadece belirsiz özne ve "biz"..." (Sf. 222)

Ne  tuhaf değil mi? Alıntıladığım cümlelerin sayfa numaralarına bakarsanız, bitirdiğim kitabı sondan başa giderek anlatıyormuş gibiyim.
Belki de o cümleler yazarın kitap üzerine yaptığı bir röportajda söylenmiş olmalıydı. Oysa, yazar, kendi metninin içinde neyi, neden, nasıl yaptığını açıklıyor. Metin, öylesine tamamlanmış ki, üzerine konuşup açıklama yapılması gereksiz.

Annie Ernaux'un metinlerinin "toplumsal bellek" yazını olarak nitelendirilmesi boşa değil. Kişisel hayata ilişkin anlatı, içinde yaşanan toplumun, giderek dünyanın "o" zamanıyla tamamlanmış, bütünleşmiş durumda.
Şimdi burada kitabı anlatmamak, bir dünya alıntı yapmamak için kendimi zor tutuyorum. Bu metni, yapılması amaçlananı, anlatım şeklini ve anlatılanları öyle beğendim ki, elimde kalem ders kitabı okur gibi altını çizdim durdum.

Son söz olarak şunu söyleyebilirim, bir roman yazmak arzum olsaydı, zamanın ruhunu ve varlığımızın şu hayattaki yerini anlamak konusunda benim için son derecede zihin açıcı olan böyle bir metni yazabilmiş olmayı isterdim, doğrusu.



Yazar 1940 Normandiya doğumlu,  bir işçi ailesinin çocuğu, üniversite okuyup, edebiyat öğretmeni olmuş. 
Bu kitap Fransa'da  2008 yılında basılmış.
Türkçesi Can Yayınları'nda Ocak 2021'de yayınlanmış.
Kitabın çevirmeni Siren İdemen, alışılmışın dışında anlatımı olan kitabın çevirisini bence ustaca yapmış.
Tek itirazım, referansların "Sonnotlar" başlığıyla kitabın sonunda yer almasına. Tam 130 taneler. Dönüp dönüp bakmak okumayı biraz bölüyor.

12 yorum:

  1. Ben bayıldım kitaba. Ama sonnotlara belli bir şeyden sonra bakmaz oldum. okumayı bölüyor çünkü bunlar.

    YanıtlaSil
  2. İlgimi çekti doğrusu. Teşekkür ediyorum ve hemen not alıyorum.

    YanıtlaSil
  3. Bana da bugün geldi jet hızıyla, şaşırdım, dün sabah sipariş etmiştim oysa, Babil ve Yurtiçi kendini aştı. Beğendiğine sevindim, ben de beğeneceğim demektir...

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Pelinpembesi,
    Kesinlikle haklısın, ben yine de vazgeçmedim baktım. İlginç notlar vardı. :)

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Sezer,
    Umarım okur ve keyif alırsın.
    Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
  6. Leylakcığım,
    Yazar, neredeyse bütün hayatını böyle bir kitap yazmak fikriyle geçirmiş gibi geldi bana.
    Bireyi tarihi olayların ve zamanın akışının içine yerleştirmesi, adeta türler arası bir geçişle bunu başarması çok hoşuma gitti.
    Seversin bence de. :)

    YanıtlaSil
  7. Not ettim hemen alışveriş listeme. Sıra ne zaman gelir bilmiyorum ama tam zamanında geleceğinden eminim ;)

    YanıtlaSil
  8. Şebnemciğim,
    Tam olarak öyle, sırası gelince okuman dileğiyle. :)

    YanıtlaSil
  9. Ben kaçırmışım "Her Güne Üç Güzel Şey"i, ismi bile güzel, hemen takip edeyim :) veee, bu yazını da bir tavsiye olarak ele alıyorum, Seneler'i okumalıyım bence :)

    YanıtlaSil
  10. Sevgili Mimoza,
    Ben kitabı çok sevdim. Tavsiye etmenin riskleri(!)ni göze alarak yazdım. :)

    YanıtlaSil
  11. Güzel bir yazı, teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  12. Eğitim Pınarı,
    Ben teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!