Pazar, Mart 13, 2022

Karda Ayak Sesleri

Geceden karar vermiştim, sabah erken uyanıp yürüyecektim. Akşam kar başladıktan sonra sokağa çıkanlara,  bomboş sokaklarda kar topu oynayanlara, yürüyenlere imrenerek bakmıştım. 
Sabah onlar uyurken attım kendimi dışarı, kimsesiz sokakların keyfini çıkardım, yürüdüm yürüdüm...

Erkendi daha, yeni uyanmıştım, belediyenin kar temizleme aracının homurtulu sesini duydum, sokağın ortasındaki karları önüne katıp silip geçti, kaldırımlara dokunan olmadı.

Saat dokuzu az geçiyor, sokakta yürüyen tek tük; köpek gezdiren bir iki kişi var, belki bir ikisi de markete, fırına gidiyor, o kadar.
Karda ayak seslerimi dinleyerek yürüyorum, başka ses yok. Kalın tabanlı botlarımla attığım her adımda dün geceden kalan kara ilk basan insan izini bırakıyorum. Aralarda bir kaç kuş ve kedi köpek ayak izi görüyorum.
Aman! Uyuyun siz! Yatak sıcaktır şimdi, rüyanızda karda yürümek keyfi görüyorsunuzdur, arada selfie çekmeyi unutmayın. Sokaklar bana kalsın, yürüyeyim.
Kızım dün sormuştu ya "efsane 87 kışı döndü mü", sahi nasıldı o günler?




Ona sorarsan pek mutlu değil, o sıralar. Bir seneden fazla zamandır kalbini hoplatan, ne zaman elimi tutar diye beklediğinin sözü "seninle ilgili olarak bencilce düşünmüyorum" olmuş. Hayal kırıklığı ve kızgınlık dönüşmüş, zamanla hüzünlü anılar bir kenara itilmiş, derken karar verilmiş, kendi bilir.
Kış geçiyor, arkadaşlarla konsere gidiliyor, gezilip tozuluyor, küçük flörtler var, çekememezlikler eksik değil, samimi bir arkadaşın "arkadaşlığa sığmadığı" düşünülen davranışlarının kırıcı oluşu, yakından tanınan bir gencin intiharının verdiği korkunç acı, bir arkadaşla dostluğa dönüşecek yakınlaşmalar... 

"İşte, tam bu sırada kış en koyu ve güzel şekliyle, hem de tam "artık bahar gelir" diye düşündüğümüz Mart başında kar, kar, kar, kar  olarak geldi, tüm yaşantımızın baş köşesine yerleşti. 3 Mart 1987 gecesi başlayan kar yağışı, neredeyse aralıksız bir hafta devam etti.
Yıllardır İstanbul böyle kış görmemiş, ben hayatımda ilk kez böyle kış gördüm. İlk gün işten eve dönerken belediye otobüsünde altı saat kaldım. 
Sonraki günlerde aşırı  kar yağışı ve buzlanma nedeniyle hiç kimse yerinden kıpırdayamadı, konserler, spor karşılaşmaları, duruşmalar iptal edildi, işe gidemedik. Bir haftanın sonunda ilk kez, askere gitmeye karar verdiğini söyleyen A.'nın evindeki veda partisine gitmek üzere sokağa çıktım."

Sonuçta, A. o sene askere gidemedi, on günün sonunda kar hüküm sürmekten vazgeçti, kış bitti, bahar kendini göstermeye başladı,  Nisan geldi, erguvanlar açtı, İstanbul Sinema Günleri başladı, ormanda yürüyüşe gidildi, Kavaklar'a vapur sefası yapıldı.
Derken öyle bir ilkyaz geldi ki, altı ay önce onu hasretiyle delirten,  bir öğlen vakti onu ve öbürünü elele İstiklal Caddesinin başında gördüğünde ağzı açık bakakaldı, diğer ikisi ona selam verip geçti gitti.




Caddeye kadar inme ve sokak simidi alma planımı revize ettim; oralar daha kalabalıktır, karlara basılmıştır, iyisi mi mahalle tenhayken keyfini çıkarayım. Simidi minibüs caddesindeki buraların en eski ve bilinen fırınından alıveririm, iyi onlarınki de. 
Aşağıdaki küçük parktan geçiyorum, uzun kulaklarını sallayan cocker merakla yanıma geliyor, koşturarak geri dönüyor. Ağaçlardan biraz kar dökülüyor, bir kaç karga hareket halinde, dala konup kalkıyor.

Karda boş sokaklarda yürümek, ayak  seslerimi dinlemek, eve yaklaşırken başlayan karın keyfini biraz daha sürmek için yolu uzatmak uğruna eve sekizler çizerek dönmek...

Epey çabalasa da henüz efsane1987 kışındaki on günü yakalayamayan, efsane adayı 2022 kışının anıları arasına bunlar yazılsın, şimdilik.


14 yorum:

  1. Ne güzel anlatmışsınız. Dün akşam bende biraz yürüdüm karda. Eğlenen çocukları görmek beni çok neşelendirdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah, yazmayı unutmuşum; sabah sokakta bir kaç tane de çocuk vardı, kartopu oynuyorlardı. Büyük keyif onlarınki. :)

      Sil
  2. Ne güzel yazmışsınız. Ankara'da o kadar yağmadı. Bende erimeden ağaçlarda kar yoktu. Sabah yürüyüşünü erken yapıp eve döndüm. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ankara'ya bu defa belki daha az yağdı, ancak epeydir olmadığı kadar kış oldu bu sene sanırım. Neyse, olsun varsın, kar iyidir. :)
      Benden de sevgiler.:)

      Sil
  3. üzerinden ne çok zaman geçti o kışın. ne güzel anlatmışsın. ben lise 1'e gidiyordum o yıl. endişelerim fizik dersini anlamak ile ailemin izmir planlarının gerçeğe dönüşeceği endişesi arasındaydı sadece...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Off! Gerçekten çok zaman geçti. Paralel evrenlerde başka endişelerle yaşıyormuşuz o vakit. Henüz arayı kapatmadan önceki yıllar. :))

      Sil
  4. Artık düşme korkusuyla karda yürüyemeyeceğimi düşündüm de, biraz hüzünlendim. Neyse ki bu şehre kar yağmıyor. Ayrıca ilk andaki seyir sonrası çile olduğunu düşünürüm ama o ilk yağıştaki çirkinlikleri örten duruluk güzeldir doğrusu.
    Hasta oldum Ekmekçim, kendime nazar ettim. Dün açık havada çok rüzgar yedim. Gece midemle başladı, sabaha kadar istifra ettim, şimdi de bütün kemiklerim kırılmış gibi ağrıyor. Covid desem, sanmıyorum, sanırım fena çarpıldım rüzgara.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Leylakcığım, çok haklısın ve evet, iyi ki kar şehrinde kışı geçirmiyorsun. :)
      Kar, dün gece on beş dakika içinde her yeri yeniden kapladı. Sokakların, ağaçların bembeyaz oluşu ve karın o sessiz güzelliği başka hiç bir şeye benzemiyor. :)

      Tekrar geçmiş olsun canım, umarım çabucak toparlanırsın. :)

      Sil
  5. 8 yaşındaydım ben de, hayal meyal hatırlıyorum daha çok annemlerin çektiği fotoğraflarda sokak çetesi kurmuşuz yine mahalle arkadaşlarımla, afacan afacan gülümsüyoruz karların içinden.. Çok özel bir anım yok fakat zaten Bursa’da kış çok olurdu, şanslıydık biz..
    Maalesef kar ilk yaparken güzel de, sonrası perişanlık. Dikkatli yürüyün e mi kaygan buzlu sokaklarda <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. C.ciğim,
      Bursa'lılara her kış eğlence hazır, Uludağ'a çıkıvermek yeter. Çocukların kar keyfi bir başka oluyor, insan en çok onların eğlencesine imreniyor. :)
      Kar sonrasında en güzeli, bayıltmayan bir lodos ve yağmur, ohh, tertemiz. :)

      Sil
  6. Biz bu sefer İzmir'e kaçıp, karın soğuğu ile idare ettik. Bursa'ya dönüşte tırsmadık değil ama Susurluk dışında karla karşılaşmadık. Bu yıl kış bana yetti zaten. Soğuklar geliyor lafını duyunca bile titreme geliyor bana :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Titreme gelmekte haklısın Evrenciğim. :)
      Bu yıl kış en kışseverimizi bile doyuracak kadar ciddi ve uzun oldu. Baharı özledik artık, zamanıdır. :)

      Sil
  7. Karda yürümek oh mis...
    Blog'umdaki son yazım kesinlikle ilgini çeker, tv-sinema sektörü üzerine :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Mert :)
      Okudum, ne değerli bir çalışma olmuş, artması dileğiyle.

      Sil

Hoşgeldiniz!