Pazar, Aralık 11, 2022

İstanbul'u gezmeye başlamışken, devam edelim

Ertesi gün bir aile buluşması ve yemeği vardı. Büyük dayım ev sahibiniz benim demiş ve gelebilenleri Bebek'te bir balık lokantasına davet etmişti. Biraz fireyle on kişi olarak buluştuk. Biz yakındaki kuzenimle Marmaray'la Üsküdar'a gittik, motorla Beşiktaş'a geçtik, taksiyle Bebek'e ulaştık. Denize bakarak oturduk, karabatakları martıları seyrettik, birlikte olmanın, sohbetin, yemeğin keyfini çıkardık.
 
Yemek sonrasında yavaş yavaş ayrılanlar oldu, biz kalanlar sahilden Aşiyan'a kadar yürüdük. Hisarüstü, Boğaziçi Üniversitesi finiküleri açılmış. İtiraf ediyorum, binip nasılmış görmek istedim, içim gitti. Diğer müjdeli haberi veriyorum, Aşiyan - Üsküdar ve Aşiyan - Küçüksu / Anadoluhisarı motor hatları açılmış ve çalışıyor. Bizim taraftan Boğaz'a gitmenin en trafiksiz yolu bu, değerlendirmek lazım.

Aşiyan Mezarlığında  aile büyüklerimizi ziyaret ettik. Kuzenlerimin anne ve babası (ortanca dayım ve yengem), anneannem, büyük yengem, onun çok erken çocukken vefat eden oğlu (küçük kuzenim) ve yengemin annesi oradalar. Sırayla hepsini ziyaret ettik, bu arada yazın vefat eden İlhan İrem'in de orada toprağa verilmiş olduğunu gördük. 
Kabristan ziyaretinden sonra, mezarlığın bunca sene sonra  ilk defa varlığını öğrendiğim alt kapısından Rumeli Hisarı'nın yamacına çıkıverdik. Oraya bu kadar yakın gelmişken, Hisar Cafe'ye gitmemek olmazdı. Gerçi, Hisar Cafe kardeşimin ve kuzenimin  öğrencilik yıllarından bildiğim halinden çok farklı artık, ama olsun. Baktığımız deniz -çok sular aksa da- aynı deniz, Boğaziçi.




Hisar ve Aşiyan'dan sonra Bebek yönünde yürümeye başladık. Akşam yavaştan iniyordu, caddedeki trafik artmaya başlamıştı. Haydi şuradaki trafiği de atlatalım diye diye Arnavutköy'ü geçtik, Kuruçeşme'yi geçtik. Bizimkiler cengaver, yürümek onlar için nedir ki? Dağlarda bisiklete binip kilometrelerce pedal basan insanlar onlar!

Sonunda ayaklarım isyan etti, benden bu kadar artık bir araca binelim dedim. İyi ki dedim ve bindik, çünkü bu anı bekler gibi yağmur başladı. Taksi şoförü tutturdu, Beşiktaş'tan ileriye gitmem de gitmem! Meydanda inince, yol yakınken kendimi Kadıköy iskelesine attım, bizimkilerle vedalaştık. 
Ben evime gidip ayaklarımı uzattım. Onlar üstüne Sultanahmet'e kadar gidip gezdiler ve köfte yediler.
İstanbul gezginliği neymiş, bize de gösterdiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz!