Cumartesi, Aralık 02, 2023

Geçen Sene Dinlediğim Müzikler Hakkında Kesilen Ahkamlar, Gerçekler vs vs.

Bugünlerde çeşitli kanallarda platformlarda sene sonu dökümleri yapılıyor.
Ne dinleyeceğimize, ne okuyacağımıza, ne izleyeceğimize bizim adımıza karar vermek niyetinde olan yapay zeka bağlantıları önümüze listeler çıkarıp, bir çeşit "sen busun" demiş oluyor.

İki gün önce Y.u.t.b music listemi elime veriverdi. "Acaba ne buyurmuşlar" merakıyla baktım, o kanaldan dinlediğim müziklerin toplam süresi 3156 dakika imiş, 53 saat bile değil. Hadi toplamda senenin iki buçuk günü diyelim. 
Bu sürede dinlediğim müziklerden çıkardıkları sonuca göre,  her moda uygun şarkılar dinlemişim ve fakat en sevdiğim müzik tarzlarına uyumlu olanlar drama ve üzüntü içeren, adım adım gelişen tempolar imiş. 
Yukarıda son cümledeki ifade benim değil, "drama ve üzüntü içeren müzik" derken eksik ifade etmiş olup, dramatik yapılı ve hüzünlü mü demek istiyorlar, emin değilim. 

Müzik tarzlarını tanımlarken benzer bir ifade var yine; dramatik, hüzünlü, düşündürücü, sakin müzikler dinlemişim, yine de son aylarda her şey karmakarışık imiş. 
Sanırım şunu diyor yapay zeka, "kardeşim yıl boyunca hüzünlü şeyler dinliyordun, yılın sonuna doğru deli mi dürttü, ne oldu  her türü birbirine karıştırdın"
Ne denir? Sana ne kardeşim!
Yine de hakkını yemeyeyim, sakin müzik konusundaki tespite katılmamak mümkün değil.



Yılım bir albüm kapağı olsa kırmızılı mavili renkler ağırlıklı olurmuş, albüm kapağındaki resim dinlediğim drama ve üzüntü tarzlarına uygun olarak böyle olurmuş. 
Fotoğrafı sevdim, yalan yok, güzel bir manzara.
Tanımdaki drama ve üzüntü tarzı sözleri fazlaca çeviri kokuyor, pek hoşuma gitmedi. 

Tüm bu tasnifler yapılırken 320 farklı sanatçı, 601 farklı şarkı dinlemişim, bunlar 39 farklı türde imiş. Sırasıyla  klasik müzik, Türk pop müziği, Türk halk müziği, Türkçe rock, caz ağırlıkta imiş.
Bak şimdi, buradaki sıralamaya itirazım yok.  Gerçekten ağırlıklı olarak dinlediğim türler bunlar, eksikler var o ayrı. 

Bu kanalda en çok Ludovico Einadu ve Cem Adrian dinlemişim.
Size öyle denk gelmiş, demek Ahmet Kayaları filan başka yerlerde dinliyordum. 

Marielle Labeque dinleyenlerde ilk yüzde 3 içinde imişim. 
İlginç bir son dakika haberi gibi bu durum, iyi mi, ne demek istiyorlar pek bilemedim. Zira Marielle kardeşi Katia olmadan pek dinlenmez, onlar zamanında İstanbul'da da dinlediğim harika bir piyano ikilisidir.

Neyse, daha fazla polemik yapmayayım ve sizi müzikle başbaşa bırakayım.  Katia & Marielle Labèque bir  Bach konçertosu çalıyor, tık. 

8 yorum:

  1. Yeni dünya düzeni dedikleri bu olsa gerek. Bizler adına her şeyi anlamlandırıp , bizi bizden daha iyi bildikleri iddiasında bulunmak ve bunu süslü sözlerle yaparak bizleri manipüle ettikleri gerçeğini saklamak. En basit şeyden en karmaşık şeye kadar, sistem böyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle değil mi? İşte biz de güya kendimizce duruma uyum göstermiyoruz, direnmeye çalışıyoruz filan.
      İşe yarayacak mı bilmiyorum, yine de denemekten vazgeçmemeli. :)

      Sil
  2. Albüm kapağı çok iyiymiş gerçekten...

    YanıtlaSil
  3. Öyle çeşitli bir dünya dönemi yaşıyoruz ki neyi seçip neyi seveceğimize tam karar veremiyoruz daha doğrusu kendimiz karar veremiyoruz, hep önümüze bir şeyler sunuluyor hatta bazen dayatılıyor.
    Ben uzun süredir şöyle sevdiğim bir yeni müziğe denk gelmedim. Hep eskilerden gidiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dün gece Altın Kelebek ödüllerine baktım biraz, şarkılar ve şarkıcılar hiç tanıdık değildi. Onur ödülü alan Nüket Duru ve en iyi kadın şarkıcı seçilen Melike Şahin olmasa, neredeyim ben duygusuna iyice kapılacaktım. :)

      Sil
  4. Ben de Spotify'da benzer serzenişlerdeyim. Bu sene "Vampir"mişim, karanlıklarda gezinmişim, atmosferik duygusal şeyler dinlemişim, peh peh. Razıyım, razı olmasam n'olacaktı? Sene başını binbir kayıpla açmıştık. Ama bence 2023'te geçen 3 senenin acısı çıktı.
    Velhasıl Katia Marielle Labeque dediniz ve yine buluştuk. :) 90'ların başı olmalı, memlekete CD çalar kavramı da CD'nin kendisi de onu dinlemek de yeni gelmiş, tek tük albüm alıyoruz. İşte bu ikiz piyanistlerin güzel bir albümü vardı bizde. Googlelayıp baktım, albüm kapağından hatırladım. 1989 kayıtlı Bernstein'in West Side Story'sinden senfonik danslar ve şarkılarmış. O zaman çok dinlerdim. Şimdi yeniden dinliyorum. Hatırlattınız, teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de sevdiğim bloggerların ortak özelliği imiş "vampir" olmak, ne demekse? Gerçekten onca kayıp ve felaket sonrasında 2023'te hüzünlü olmamamıza imkan mı vardı? :((
      West Side Story albümlerini hatırlıyorum, yeniden dinlemek ne güzel olmuştur.
      Kardeşleri konserde dinlemek de harikaydı, ben de o günleri özledim valla. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!