... düşündüm, bu olanı hiç unutmayacağım, unutmamalıyım.
Şehir hatları vapuru Karaköy'den sonra Eminönü iskelesine de uğramış Kadıköy'e doğru rota tutmuştu.
Vapurda genellikle arka üst güvertede oturmayı tercih ederim, bu defa altta pencere kenarında oturdum, denizi göz hizasından seyrediyorum.
İki müzisyen geldi, yerlerini aldı, gitar ve flüt çalıyorlar.
İlk parçaya fazla dikkat etmedim, ikinciye başladıklarında Kızkulesi açıklarına ulaşmıştık.
Fikret Kızılok'un unutulmaz parçası Gönül'ü çalıyorlar, nasıl inceden içe işliyor, nasıl güzel çalıyorlar...
Pencerden görüyorum,
Üsküdar'dan kalkan arabalı vapur Sirkeci'ye gidiyor,
Önü sıra Kadıköy Beşiktaş vapuru tam yol gidiyor,
Kabataş'tan kalkan Üsküdar motoru yanlarından geçiyor,
Havada bir dolu martı dönüp duruyor,
Denizin üstünde yelkovan kuşları tek sıra uçmakta,
Gökyüzünde hafif tüy gibi bulutlar, deniz sakin,
Ve gözümden süzülen iki damla yaş...
Vapurumuz Eminönü'nden henüz ayrılıyor, yukarıdaki satırlarda anlatmaya çalıştıklarım bu andan sonrasına ait.
Şuraya en mavisinden bir kalp bırakıyorum sayın. xx
YanıtlaSilAynı kalpten ben de bırakıyorum...
YanıtlaSilen sevdiklerimden...
YanıtlaSil