Cumartesi, Eylül 20, 2025

RUTİN DIŞI - 13

Rutin dışı serimiz bugün sona eriyor. 
Bir ay nasıl geçti, hiç anlamadım desem pek klasik bir laf etmiş olacağım biliyorum -son yıllarda zaman hep bi çabuk çabuk geçmekte, zaten- ama öyle oldu, göz açıp kapayıncaya dek bir ay geçmiş oldu.

Tabii ki gerçekte öyle olmadı, bir dolu olay yaşandı hem dünyada hem memlekette hem kişisel hayatlarımızda. Şu üst paragraftaki sanrı aslında sadece bir his. Bazıları için bu bir ay hiç de öyle kuş gibi uçup gitmedi, belki yordu, belki üzdü, belki deldi de geçti derler ya, öyle oldu.

Rutin dışı yazılarını rutin olarak bir deniz/seyahat manzarası ile ve okuduğum bir araştırmadan rutin dışı bir alıntıyla bitiriyorum.
Burada söz edilen kişilik skorları konusunda bazı insanların skorlarını merak edebileceğimi itiraf ediyorum şahsen, ama o kadar.
Yazının sonu için önerim,  herkesin kendisi için serbest çağrışımla yorum yapabileceği...

 

Gümüşlük, Eylül denizinde Eylül rüzgarı...


"Beş faktörlü kişilik modeli genel kişilik yapısını belirlemek için kullanılıyor. 
Doğum sıralamasını araştıran psikologlar kardeşleri aşağıdaki özellikler üzerinden ölçüyor: 
Dışa ya da içe dönüklük 
Uyumluluk  
Sorumluluk 
Duygusal denge 
Deneyime açıklık 
Bu testte daha iyi skor alanların başkalarını manipüle etmeye, kurallara karşı gelmeye ya da kendilerini her şeyi hak ediyormuş gibi hissetmeye daha az eğilimli olduğu varsayılıyor. 
Düşük skor alanlarsa kuralları ihlal etmeye daha meyilli ve kendilerine daha büyük bir önem atfediyor olabilir. 
Yumuşak başlılık ölçeğinde ise yüksek skor alanların daha affedici, başkalarını yargılamakta hoşgörülü, ağırbaşlı ve ödün vermeye açık oldukları varsayılıyor. 
Düşük skor alanlarsa, daha kinci, daha çabuk öfkelenen ve diğerlerine karşı daha eleştirel bir kişi olabiliyor."


10 yorum:

  1. Merhabalar.
    Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduğunuz için tşekkür ederim Recep bey. :)

      Sil
  2. ben bu yazdan da bu son aydan da sıcaklar dışında memnunum. beni çok yormadı, üzmedi doğrusu kişisel anlamda. tabii toplumsal anlamda çöktüm, o ayrı konu :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdan memnuniyet konusunda ehh! diyorum, zira sıcak hava beni hareketsiz bırakıyor ve de sonuçta memnuniyetsiz oluyorum. :(

      Sil
  3. Zaman algımız yaş ilerledikçe nasıl değişiyor. Zor ya da kolaydan bağımsız bana artık yıllar çok hızlı geliyor. Gün, hafta, ay derken hop yılın dokuzuncu ayının sonuna koşuyoruz.
    Kardeşlere dair araştırmada doğum hiyerarşisiyle ilgili (abla/ağabey olmakla küçük kardeş olmak) bir şey var mıydı merak ediyorum. Ben de bir yerlerde ortaklık ya da evliliklerde büyüklerle küçüklerin birbirini daha rahat bulduğunu okuduğumu hatırlıyorum. Bey ve ben, annem ve babam öyleyiz mesela, ama bu tesadüfi bir denklik belki.
    Beraber yazmak, yayınlamak, okumak yine keyifliydi, rutinlerin dışında içeri içeri bakmak. Yine kavuşacağızdır. :) Teşekkürler, sevgiler Ekmekçikız.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zamanın akışı hızlandı diyenlere inanmak gerekiyor, sanırım. :)
      Araştırma uzun ve kapsamlı, BBC'de okudum, link vermeyi unutmuşum, pardon, yazının sonuna ekledim.
      Bende büyüklerle büyüklerin küçüklerle küçüklerin birbirini bulduğuna dair bir inanış oluşmuş, neye dayanıyor, emin değilim. :))
      Öncülüğün için çok teşekkür ederim Neslihancığım, yeniden yazarak buluşmak üzere, sevgiler benden de. :)

      Sil
  4. Bu yaz beni her anlamda çok yordu, oysa en sevdiğim mevsim, biterken çok üzülürüm ama artık bitsin ve evime gideyim istiyorum.
    Zaman göreceli hızlanıyor bence, mutluyken çabuk geçiyor, endişeliysen upuzun sürüyor.
    İyi yazdın, iyi ki çok yazdın ve iyi ki varsın. Bu yıl görüşemedik, kul kurarken kader güldü yine ama Antalya davetim her zaman baki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizi yordu bir şekilde, aslında mevsimden sebep değil, belki de, zamanın ruhu böyle...
      Zaman göreceli oluşuyla meşhur zaten, şimdilerde biraz daha öyle sanırım. :)
      Canım Leylağım, çok teşekkür ederim, sen de iyi ki varsın. <3
      Görüşeceğiz elbet, buluşacağız orada ya da burada. :)

      Sil
  5. Ben üç çocuklu evin en küçüğüyüm ve sanırım işler öyle bir gitti ki sorumluluk bende kaldı:) Yazılarınız, fotoğraflarınızla dinlendim düşündüm bende ki anısına gittim geldim. Siz önden ben geriden gelince ballı kaymağı yiyen ben oldum çünkü bana harika kareler ve yazılar kalmış. Az önce kaçırdıklarımda durdum ne iyi geldi bu seri de yazmak iyi ki ve nicelerine sevgilerimle.. Özge

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Sevgili Özge, yazılar ballı kaymak gibi geldiyse, daha ne isterim? :)
      Güzel bir seri oldu, enerji verdi bana. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!