Pazar, Nisan 13, 2008

MEVSİMİ GELİNCE...



Bir kaç yüzyıllık bir çitlembik ağacına mor salkım sarılmış.
Onun boyunca yükselmiş, en tepede çiçeklerini açmış.

Bahar, bu işte.

Eskinin, değişmeyenin üzerinde taze sürgünlerin yaşaması ve bunun yeniden yeniden yeniden tekrarlanması.



Kocaman ağacı ancak uzaktan çekip sığdırabildim.
Salkımları yakından görmek için resmin üzerine tıklayın, büyüsünler.




Bu da bahar.
Çayır yemyeşil, papatyalar bembeyaz. Aralarda sarılar var. Ballıbabalar tek tük seçiliyor.
Kargalar aradan akan derecikten su içmeye gelmiş.
Daha sabah. Sessizlik huzur veriyor.


En sevgili erguvanım henüz coşmamış.
Bu daha genç, biraz daha açıklık bir yerde.
Bırakıvermiş çiçeklerini; parlasınlar insanları gülümsetsinler, diye.


Mor mu desem, siyah mı?
Rengin cazibesi bu olsa gerek.
Günlerdir, yollarda bahçelerde bakıp duruyorum zaten; aa, şu renk ne ilginç, ya bunun biçimi ne kadar özel diye diye...



20 yorum:

  1. Ben de az önce uyku öncesi sohbette, ozan'a "bu hafta icinde fenerbahce parkina gidelim, cok guzel olmustur park bahar gelince" demistim ki, sen bugun ordaymissin sanirim :)
    ne guzel gorunuyor erguvanlar, salkımlar ve papatyalar. gozumuz senlendi, sagol canim.

    YanıtlaSil
  2. Oh içim açıldı yahu :) ne güzel resimler bunlar böyle.

    YanıtlaSil
  3. valla ne güzel yaa her yer rengarenk banada lazım o renklerden bol miktarda :)

    YanıtlaSil
  4. mmmm... muhteşem. Kıra bayıra gitmek lazım cidden. Sırt üstü yatıp keyif yapmak bir de...

    marruu

    YanıtlaSil
  5. ekmekçikız, sayfan gözümü gönlünü şenlendirdi canım benim. fenerbahçe parkı demek orası. çok güzele benziyor. ben karşı tarafın park bahçeleri konusunda çok bilgisizim. ama niyetliyim. bahar bitmeden moda, fenerbahçe gibi sziin yakanın bloggerlarından methini duyduğum yerleri keşfetmek istiyorum. günaydın diyeyim dedim. sonra yine uğrayıp haftanın hediyesini bırakacağım. araştırmalarımı tamamlayamadım da daha:) öperim.

    YanıtlaSil
  6. bordo. şarap dökülmüş tohumlarının olduğu toprağa. rengine bakılırsa pinot noir. kalecik karası da olabilir.

    YanıtlaSil
  7. Şulecim,

    Sabah sabah damladım Fenerbahçe burnuna. Henüz, sabah sporcuları gitmemişti, piknikçiler yavaştan gelmeye başlamıştı. Bütün parkı ağır aheste gezdim, fotoğraf çektim. Çok güzeldi.
    Sonra karşıya geçip, film festivaline yetişmek üzere fırladım. :)
    Hafta içi ana-oğul tenha bir saatinde gezin. Laleler bu hafta biter, artık.

    YanıtlaSil
  8. Elifcim,

    Bizim memleketten sizin memlekete bir selam olsun, fotoğraflar. İklim farkı neleri değiştiriyor, değil mi?
    :))

    YanıtlaSil
  9. Diagonal,

    Çok fotoğraf var elimde. Ancak bıktırır mıyım endişesiyle bu kadarını ekledim.
    Lazım oldukça bakarsın.:)

    YanıtlaSil
  10. Misocum,

    Gezdim dolaştım, fotoğraf çektim. O bile keyfimi yerine getirdi. Bir de sırt üstü çayıra çimene uzanıvermek... İşte onun gibisi yok. :)))

    YanıtlaSil
  11. Elektracım,

    Bu haftanın hediyesi harika!
    Bayıldım, sırayla bütün şarkıları dinliyorum. Hep kulağımın aşina olduğu şarkılar, sevdiklerim.
    Aklınla bin yaşa sen!
    :-))
    Sana da iyi haftalar dilerim.

    Not:
    1-Evet, orası Fenerbahçe Parkı.
    2-Bizim kıyının parkları için gönüllü rehberlik yapılır.
    :)

    YanıtlaSil
  12. Simon,
    Bizim belediye öyle kalecik karası filan dökmez tohumların üstüne.:))
    Onlar, hazır yetiştirilmiş alıp dikiyorlar. Her sene Avrupa lale izliyoruz, yani. Güya bu sene geçen senenin soğanlarını saklayıp onları da kullanmışlarmış(?). Bilemeyeceğim...

    YanıtlaSil
  13. aaa, asıl ben bir şey yazmayı unuttum. aşağıda kalan bir yorum yanıtımda bir de bir şeyler olunca anlatırım demişsin??? çatlarııııım:) dur bakayım sezeyim...yurt dışııııı????

    YanıtlaSil
  14. Elektragül,
    Pess diyorum, başka da bişey demiyorum.
    :-))

    Peki yahu, Simon'un tebrike konu olayı nedir?
    Orada sordum, burada da sorayım bari.
    Ben hiç bi şey anlamıyorummm.
    Galiba çok film seyretmekten gerçek dünyayı anlamaz oldum.
    Bühü bühüüü!
    :))

    YanıtlaSil
  15. :)))) bildim mi???? hehehehe. valla sen bana bilici demiyor musun? adımı hakediyorum yani:)
    simon'un olayı, anladığım kadarıyla hayırlı bir olay. kızmasın şimdi bize aman:)dedikodu gibi olmadı di mi???

    YanıtlaSil
  16. a, evet, evlendim:) öyle birden esti.
    tam dedikodu olmuş ama onun da iyisi var, kötüsü var:)

    YanıtlaSil
  17. Yapmadık dedikodu filan... :-))
    Tebrikler, mutluluklar dilerim; ömür boyu birlikte olunuz. (Ki, olacaksınız artık, kurtuluş yok!)
    :)

    YanıtlaSil
  18. tebriklik bir durum valla daha.

    YanıtlaSil
  19. Simon,
    Boşa gitti bütün tebrikler, uçtu gitti yazıyla.:-))

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!