Nerden esti, aklıma geldi.
Gerçi malum, bana esmesi için öyle beş altı şiddetinde lodos poyraz filan gerekmiyor, hafif bir meltem bile hoop aklımı gezdirmeye yetiyor.
Bu defaki, aldı beni Barselona'ya götürdü.
Doğrusu, bir gün o gezinin tamamını yazmalıyım; Paris'ten başlayıp, Arles, Avignon, derken Andorra, Barselona, San Sebastian'dan geçip Bordeaux üzerinden yine Paris'e ulaşılan unutulmaz araba yolculuğunu.
Belki de bir yerden kulağıma bir melodi çalınmıştır, anımsama zincirini başlatan odur.
Evet, büyük ihtimalle öyle oldu.
Bir zamanlar "The Alan Parsons Project" vardı, Vikipedi, 1975-1987 arasında faal oldular, diyor.
Bayılırdım, müziklerine. Elektronik ağırlıklı çalışırlardı. Uzun uzun parçalar yazarlardı, dinle bitsin, geçsin gitsin değildi müzikleri. Etkileyici, uyarıcı, düşündürücüydü.
Edgar Allen Poe'dan, Philip K. Dick'ten, Antonio Gaudi'den, onların eserlerinden esinlenmiş müziklerdi bunlar.
Yayınlanmış son albümlerinin adı Gaudi. 1987 tarihli albümün ilk parçası La Sagrada Familia.
Sagrada Familia, Barselona'nın en bilinenlerinden.
1882 yılında Gaudi tarafından yapılmaya başlanıp, inşaatı bir türlü bitirilememiş, halen süren bir kilise. (Teknik ayrıntısını bilemeyeceğim, bazilika diyorlar, özel olarak.)
Şehre giden turist, mutlaka kıyıcığına bir uzanır. Hatta, cesareti olan o büklüm büklüm merdivenlerden tırmanıp, kuleden şehre kuşbakışı göz atar, "vay be, nasıl da tırmandım" diyerek, böbürlenir.
Doğrusu, tam da bunu yapmıştık; tepeye tırmanıp, Japon turist geleneğini de ihmal etmeyip, poz verip fotoğraflatmıştık, kendimizi. O yolculuğun tarihi 1990 mıydı, 91 mi, yoksa. Demek ki, parçayı bilerek tırmanmışız tepeye.
Buyrun, dinleteyim size de.
Uzun olduğunu (8:48 dakika) ve başlangıcında kilise ortamından alınmış başka sesler de bulunduğunu, hatırlatarak. Sabırlı olun, lütfen.
.
Bencede o gezinin ayrıntılarını yazmalısınız:)Değişik deneyimler okumak oldukça zevkli...
YanıtlaSilAlakasız olacak ama, şu header'a baktıkça içim açılıyor. Miss! :))
YanıtlaSilo şehirlerin adını yazmışsın ya, hepsi kulağıma büyülü bir isimmiş gibi geliyor:(
YanıtlaSilPembeçikolata hoşgeldiniz!
YanıtlaSil:)
İlk fırsatta yazayım, peki.
Sevgili Sanem,
YanıtlaSilİç açmayacak gibi değil ki (değil miş ki) orası...
Ben görmedim de, o nedenle -mişli konuşuyorum.
Arkadaşımdan arak o fotoğraf!
:))
Elektracığım, Canım,
YanıtlaSilYahu üzülme sen!
Şansım mı vardı o vakitler neydi, yeni evli/sevgili olarak gezmiştik o diyarları.
Gel gör ki...
Aman ya!
Hiç hüzün bastırma kendine, sen de gezeceksin.
:))
Ekmek yapmak dışında da marifetlisiniz vallahi bravo.On parmağınızda on marifet..Sagrada Familia-Antoni Gaudi Katalan bir mimardır ve Katalanlığıyla övünür.İspanyol değildir.90 yaşına kadar yaşamış ve hiç evlenmemiştir(akıllı vallahi)..GBahsettiğiniz kiliseyi yaparken dilenmiştir sanırım onun için bu Tanrı ve kendisi arasında bir tutkuya dönüşmüş.Bu kiliseyi yapmayı bir çeşit cennetin kapısını aralamak gibi görmüş olmalı(bu benim yorumum).Son yılları dilenerek geçmiş bu büyük mimarın çünkü yaşadığı çağda kıymeti anlaşılmamış.birçok mühendislik harikası var mesela yola merkezkaç şevi vermeyi doğruya yakın ilk o hesaplamış ve uygulamış.Keza telden maket yapar ve binaların strüktürel dengesini bu yaptığı tel bina maketlerini ters çevirerek anlayabildiği ilginç zeka gösterileri vardır.Oldukça yakışıklı bir adamdır ve dediğim gibi kadınlarla işi olmamış(evlenmemiş anlamında söylüyorum)..Özellikle demir işleri önemli(ferforje)..Fazla bilgi vermeyeyim daha fazla..Mesleğim icabı fazla detaya girebilirim fakat sıkıcı olabilir.Sevgiler
YanıtlaSilBarselona denilince akla Gaudi gelmeden olur mu hiç...ben Park Güell'e de bayılmıştım.La Sagrada Familia'ya tırmanırken ölüyorum sanmıştım...ahhh ahhhh tekrar gitmek var ya....neyse :-))
YanıtlaSilBu masalar oh, gel otur diyor,
YanıtlaSilkırkahvesi edası
Deniz olmasa da olur engin mavisinde göğün
..şöyle yeşil bir dağ uzanmalı göz alabildiğine
sıralı
ve yayla evleri kızılkara serpilmişse eteğine tek tek
...
"- Otur diyor"
çardağında üzümleri asmanın,
küçük çeşmenin yalağına akışı serinlikler türküsüyle buram buram
ah sen su kokusu !..
Ve kumrular çam dalları arasında sevişiyor
Gu guk gu guk gu guk..
-Zafer De..-(anlık bir şiir çıktı içimden)
Zafer Bey,
YanıtlaSilGaudi ile ilgili olarak verdiğiniz ayrıntılar, daha önceden hiç bilmediklerim. İlginçmiş, uzun ömür, hiç evlnmeme, dilenme... Katalan evet, İspanyol değil zinhar!
Bir de en ilginç mimari dehalardan olsa gerek, siz daha iyi bilirsiniz.
:))
Bayan E.ciğim,
YanıtlaSilSenin böyle komple atlet gibi onun tepesine tırmandığını hayal etmek, beni çok güldürdü!
:)))
Valla, gülmeye devam ediyorum, kusura bakma.
Kısmet olur da bir daha sefere birlikte gidersek, bu defa tırmanırken tekrar gülme tutacak, beni. :o)
Zafer Bey,
YanıtlaSilİçinizden gelen bu anlık şiir için, tepedeki fotoğrafa teşekkür borçluyuz.
:))
Oh şiirim epeyce berbat.Fakat ilk çıkışı ham halidir.Bir yıl demlenmeli eklemeler çıkartmalar onu başka bir hale koyacaktır.Ben bir yere kaydettim.Düzelecek :))
YanıtlaSilDemlenmiş halini de yayınlarız, efendim. :))
YanıtlaSilçocukluğumun fon müziklerinden biri bu şarkı, çok eskiye gittim birden. progressive müziksever bir ablanın kardeşi olunca çocukluk melodileri de böyle oluyor işte. nefis bir şarkı bu, çok da özlemişim, çok teşekkürler.
YanıtlaSilSevgili Doli,
YanıtlaSilAblanın dinlediği müzikleri hatırlatmak ne güzel! Ben de kardeşimle aynı duyguları yaşardım.
APP'in diğer parçaları da tekrar tekrar dinlemeye değer. Ben de tekrar dinlemeye başladım, onları.
:))
Bana Dom katedralini anımsattı.Gezi konusunda berbatım:) ama Almanyayı Türkiyeden daha çok gezdim. Oraya benzettim.
YanıtlaSilEbrucum,
YanıtlaSilGezi konusunda berbat olamazsın.
Çünkü, bir gezi severler vardır benim gibi, başkasının gezisine bile maydanoz olan, bir de normal insanlar vardır. Bu da berbat bi durum değildir.
Doğru diyorsun ayrıca, Dom Katedraline (Köln'dekini kastediyor olmalısın) benziyor. Andırıyor mu desek aslında?
:)))