Geçen senenin en iyi yabancı film Oscar'ını almıştı. Birkaç yazıda övücü ifadeler okuduğumu hatırlıyorum. Bildiğim kadarıyla bizde sinemada gösterilmedi, DVD'sini gördüm M.'de ödünç aldım, dün gece seyrettim.
Sanat ve hayat çakışması çarpıcı oluyor, bazen.
Bu sabah sevdiğim bir arkadaşımın babasının ölüm haberi geldi. Derken blogu açtım Neolitik Hanım bir ölüm haberi veriyordu.
Yaşlı insanlar, hasta insanlar, ölümü beklenenler, hiç beklenmedik anda veda edenler...
Ya da ansızın sebepsiz yere hayatımızdan çekip gidenler, bizi bilinmezler, hatırlanamazlar içinde bırakanlar...
Aslında oturup size filmi anlatmak için yanıp tutuşuyorum.
Aslında hayatın tokatları hakkında yazmak için yanıp tutuşuyorum.
Beri yandan hayat eteğimi çekiştiriyor, bir arkadaşımın babasının cenazesine gideceğim, bir diğerinin habersiz gideninin aniden ortaya çıkmasına dayanması için ne diyeceğimi bilemeden duracağım.
En iyisi siz şu filmi bulun, bir bakın.
.
Hiç ses yok!
YanıtlaSilBu filmi hiç biriniz -henüz- görmemişsiniz anladığım.
Görünüz lütfen, değecek, inanın.
:)
sevgili film eleştirmenim, en kısa zamanda göreceğim. merak buyurmayınız...
YanıtlaSilOhh! Yüreğime su serptin valla!
YanıtlaSil:)))