henüz bir durak gitmiştik ki, dolmuştan gelen seslerin langur lungur olanları arttı, yandan geçen bir aracın şöförü arkada biryerleri işaret etti. bizim şöför indi baktı ve kafasını sallayarak, "lastik patlamış, sizi başka dolmuşa aktaracağız" dedi.
iyi ya! zaten lodos gününde başka işlerin yolunda gittiği nerde görülmüş ki?
trafik akışkan bir yoğunlukta seyrediyor.
böyle diyorlar ya yol durumunu tarif ederken, aklıma hep "lüzuci" kelimesi geliyor, yapış yapış sanki.
kulağımda müzik var, dolmuş şöförünün köprüye karmakarışık yollardan ulaşma çabalarının sıkıntısından uzak tutuyorum, kendimi.
yanımdakinin yanında oturan genç kadın sürekli blackberry'siyle konuşuyor. nasıl da ahenkli, tatlı bir sesi var. sesi güzel olanların dolmuşta cep telefonuyla biteviye konuşma hakları var mıdır?
boğazın rengi havaya uyum sağlamış, buzlu gibi soluk yeşil.
lodos marmara'yı kabartmış ama, burada deniz üstü sakin gözüküyor, altı kaynıyor olmalı.
kaçıncı bin kez olmalı, yine hayranlıkla seyrediyorum boğaziçi'ni, kıyılarındaki yapıları, gemileri, tekneleri...
çok yıl geçti aradan, arkadaşlarla bir konserden dönüyorduk, gece.
kaçıncı bin kez olmalı, yine hayranlıkla seyrediyorum boğaziçi'ni, kıyılarındaki yapıları, gemileri, tekneleri...
çok yıl geçti aradan, arkadaşlarla bir konserden dönüyorduk, gece.
bu mevsim olmalı yine.
boğaz köprüsünden geçiyoruz. kar başladı. belliydi yağacağı.
biraz önce sahilden geçerken, martıların deniz kıyısına doğru öbek öbek birbirleri üzerine kanat kanat yığıldıklarını görmüştük.
arabanın camlarını açtık köprüden geçerken, istedik ki yüzümüze değsin kar taneleri.
biraz önce sahilden geçerken, martıların deniz kıyısına doğru öbek öbek birbirleri üzerine kanat kanat yığıldıklarını görmüştük.
arabanın camlarını açtık köprüden geçerken, istedik ki yüzümüze değsin kar taneleri.
masal gibi yağıyordu kar, lapa lapa, üşütmeden, uçucuymuşcasına...
bu senenin kar yağışları böyle bir mutluluk anısı bırakmadı aklımda, hep rüzgârla deli deli yağdı kar. üşüttü.
bugün böyle.
nuri bilge ceylan'ın en çok sevdiğim istanbul fotoğraflarından birisi bu.
daha çok nbc fotoğrafı için, bir tık.
.
bu senenin kar yağışları böyle bir mutluluk anısı bırakmadı aklımda, hep rüzgârla deli deli yağdı kar. üşüttü.
bugün böyle.
nuri bilge ceylan'ın en çok sevdiğim istanbul fotoğraflarından birisi bu.
daha çok nbc fotoğrafı için, bir tık.
.
ne kadar güzel bir foto bu gerçekten de..sağol.
YanıtlaSilBişidiil!
YanıtlaSil:)))
Biliyor musun, ruhuma iyi geliyorsun Ekmekçıkızcım :) Hem sohbet ederken, hem de yazdıklarını okurken. Ellerine sağlık :)))
YanıtlaSilKocaman öperim,
Sevgiler
Snderciğim!
YanıtlaSilSohbetin etmenin tadına doyulmaz oluşu tek kişilik bir beceri değil ki...
Teşekkür benden.
:))
evet, bu sene yağan kar, hiçbir yerime iyi gelmedi. ne ruhuma ne gözüme ne... neyse... martılar içinse hiçbir şeycikler demiyorum...
YanıtlaSilistanbul benim için büyülübir orman gibi. ama büyülü ormanda bir gece geçirmekle bir ömür geçirmek baya farklı olmalı. bu anlattıkların bana, iç anadolunun bozkırında yaşayan biri için ne kadar farklı geldiğini anlatamam.
YanıtlaSilElektracığım,
YanıtlaSilMartılar bu işi biliyorlar, bizden çok daha iyi hem de...
:)))
Sevgili Guguk Kuşu,
YanıtlaSilBozkır, kendine özgü bir başka deniz.
Geceleri özellikle, çok başka...
Yine de haklısın, İstanbul büyülü, öyle başka ki, her anı değişik, her anı nefes alıyor; yeter ki sen o nefes alışlara bırak kendini.
:))