Salı, Temmuz 13, 2010

ÇILDIRMIŞ OLMALIYIM!

Aynen öyle!
Ben tamamıyla delirmiş, çıldırmış olmalıyım!
Nasıl yaptım, nasıl böyle boş bulundum da, "olur, çok iyi fikir, tabii ki!" dedim, demekle kalmayıp uygulanması için destek oldum?
"Aman ne güzel! Kuzenlerle tanışacaklar, aile büyükleriyle görüşecekler, yeni yerler görecekler; bundan iyi tatil mi olur?"


Hepsi doğru, hepsi heyecan verici. Gel gör ki, şimdi yüreğim öyle demiyor, işte!
Dünden beri, an be an içime bir sızı yerleşti ki, nasılını anlatabilmem için bir değil, bir kaç Nobel almış olmalıyım.
Bebelerim, yarın babalarıyla birlikte çok uzak bir ülkeye gidiyorlar. Uzak deyince öyle Disneyland gezmesini, Yunan adalarını filan kastettiğimi sanmayın. Yolculuk tee, Amerika kıtasına kadar! Onun da yakın yerine değil, dokuz saatlik zaman dilimi olacak aramızda...


Çocuklarımın henüz çok küçük olduklarına dair, anne yeminleri etsem başım ağrımaz.
Görüyorum oysa, bir süredir kendi başlarına kararlar veriyorlar, arkadaşlarıyla daha çok vakit geçiriyorlar, özgürlüklerinin peşindeler. Bana bağımlı olmaktan uzaklaşıyorlar, kendileri oluyorlar.
Böyle olması gerekiyor, doğrusu bu biliyorum. Ne kadar özgür bireyler olurlarsa, o kadar yakın ve gerçek ilişkim olacak çocuklarımla.


Ne var ki, doğduklarından beri ilk kez, bu kadar uzun süreyle, bu kadar uzakta olacağım bebelerimden.
Şu anki duygum sadece bu: Buna izin verdiğim için çıldırmış olmalıyım!


.

27 yorum:

  1. son cümleyi değiştiriyorum: buna izin verdiğin için sana bayılıyor olmalılar! şimdiden allah kavuştursun ekmekçikızcım.

    YanıtlaSil
  2. haklısın! ben olsam göndermezdim hatta :)

    YanıtlaSil
  3. Şişşt, hiç Ekmekçi kıza uygun bir yazı değil. Ne iyi ettin de izin verdin onlara. Sen annesin güzel kardeşim, İzmit'e de yollasan yüreğin pır pır eder, bırak uzak ufuklara kanat açsınlar sen pırpırlanırken. Yıllar önce okuduğum, Amerika'da yaşayan Japon bir yazarın kitabının girişindeki ithaf şöyleydi: "Anneme; gitmeme izin verdiği için"
    O gündenberi bu söz düsturum oldu. Güle güle gidip gelsin kuzucukların, sen de serinlet yüreğini...

    YanıtlaSil
  4. aaa çok iyi yapmışsın artık daha çok anne değil daha çok kanat kanat lazım onlara ..hoş gitsinler gelsinler

    YanıtlaSil
  5. güle güle gidip dönsünler kuzular.

    YanıtlaSil
  6. canım, yüreğini ferah tut, dediğin gibi artık böyle olacak, uzaklaşacak ama sonra hasretle sana dönecekler. hem sen şimdi kendine mis gibi programlar yaparsın, gelsin konserler, gitsin filmler, tünel'de öğle yemekleri felan ;) anladın sen onu.

    YanıtlaSil
  7. Kayginiz her ne ise, bence yersiz. Sakin olun...

    YanıtlaSil
  8. Ah keşke giderken benimkileride götürseler. Sevinçten çıldırırdım kesin. :))
    Çünkü bugün beni gerçekten çıldırttılar. Büyük kız küçüğü babaannesinin banyosuna kilitleyip koşa koşa eve geldi evin anahtarını içerde unutmuş epey bir süre uzun merdiven aradım, buldum ama balkon kapısı sıkı sıkı kapalı olunca açamadım. arabaya atlayıp çilingir aramaya çıktım aval aval etrafa bakarken arabayı hafif çarptım fazla uzağa gidemeden geri dönmek zorunda kaldım pet şişeyi kesip kapıyı açmaya çalıştım ( çilingir sormak için girdiğim elektrikçi bu fikri verdi) açamadım tabi. kapıyı kırmak zorunda kaldık. Şimdi babaannelerini bekliyoruz dananın kuyruğunun kopması için.

    yok yok şekerim sizin gibi çıldırmaya çok ihtiyacım var şu aralar.

    YanıtlaSil
  9. 6.sınıfa giden kızımı 5-6 arkadaşı ve öğretmeniyle birlikte İngiltereye yolcu ettiğimde aynen senin gibi hissediyordum.Hatta uçak havalandıktan sonra bağıra bağıra ağladım.
    Ama iyiki göndermişim.....Sevgiler

    YanıtlaSil
  10. Sevgili komşum, ne kadar güzel bir karne! hediyesi bu böyle! Eminim çok memnun, mutlu ve ufukları açık dönecekler. Anne olmadan atıp tutmak kolay işte ama yüreğinizi ferah tutun, güle güle gitsinler ve dönsünler! İstanbul sizin inanılmaz programlarınız için hazır ve nazır!

    YanıtlaSil
  11. saryoşam :))))
    ekmekçi kız :))))

    efenim, anne değilim ki empati yapayım. ama şunu söyleyebilirim bir evlat olarak. en iyi anne en iyi anlayandır. onlara bu gencecik vakitlerinde eşsiz bir zaman dilimi armağan ettin, ömür boyunca bunu unutmayacaklar. bence yüreğini ferah tut ve saryoşanın dediği gibi biraz kafanı dinle :) -empati kuramadığımı söylemiştim-

    saryoşam, yolla bana o kızılcıkları, sen de kafanı dinle :)

    YanıtlaSil
  12. JoA'cım,
    Yaptığım doğru da, şimdi gidişleri nedeniyle duyduğum yürek çırpıntısı, eğri yerden bakmama neden oluyor.
    Bayılma durumuna gelince, bazen bayılıyorlar, bazen bayıltıyorlar!
    :)

    YanıtlaSil
  13. Aslıcım,
    Dök benzini ateşe!...
    ;)

    YanıtlaSil
  14. Leylakcım,
    Yüreğim, sen ve senin gibi sıcak arkadaşlar sayesinde serinliyor.
    Dediklerin doğru, tabii ki.
    O sözü ben de okumuştum sanki, bir yerlerde...
    Doğru mu doğru!
    :)

    YanıtlaSil
  15. Sağol Fundacığım,
    Kanatları uzun ve güçlü olsun diye uğraşıyoruz.
    Umarım öyle olur.
    :)

    YanıtlaSil
  16. Metin Beyciğim,
    Sağolunuz! Evet, güle güle dönüp anlatsınlar.
    :)

    YanıtlaSil
  17. Neocuğum,
    Yaratıcı fikirli sevgili arkadaşım,
    Program için katkılarını bekliyorum. Neresiymiş bu görülecek, gezilecek yerler öğrenelim, bakalım.
    :))

    YanıtlaSil
  18. Sevgili Eleştirel,
    Benimki kaygıdan çok, anne yüreği çırpıntısı ve özlem karışımı bir son dakika paniği/hüznü.
    Geçecek!
    :)

    YanıtlaSil
  19. Sevgili Sarya,
    Daha demincek birbirlerine girdiler benimkiler de!
    Öyle çıldırmalar her daim var. Yine de özlem bastı şimdiden, n'apayım?

    Size kolay gelsin, dananın kuyruğu acısız kopmuştur umarım.
    :)

    YanıtlaSil
  20. Sevgili Minik,
    Siz benim eski memleketlerimden birinden yazıyormuşsunuz!
    Ne güzel!

    Ben de gidip geldiklerinde "iyi ki..." diyeceğim de, şimdi mır mır ediyorum işte!
    :)

    YanıtlaSil
  21. Sevgili Komşum,
    Siz tatile gitmeden bir program da seninle yapsak!
    Artık, balkonda çay sefası mı olur, Ada'ya filan mı gideriz? Nasıl?
    :)

    YanıtlaSil
  22. Fatmacım,
    Yolları açık olsun, yerlerine kavuşsunlar, ben de bakacağım kendime ve de çevreme, elbet!
    ;)

    YanıtlaSil
  23. Fatmacım kızlarımın okuduğu okulda yaklaşık 3.000 öğrenci var. Öğrencilerden herhangi birine ' su ve naz hangi sınıfta?' diye sorsan sana hemen söyleyeceklerdir.
    (tabi bu arada sorduğun öğrenci muhakkak kızlarımdan ya dayak yemiştir yada dayak atmıştır sabırla dinleyeceksin şikayetlerini)

    'Bana gönder' derken bir kez daha düşün diye dedim. :))))

    YanıtlaSil
  24. Program mı dediniz? Ne zaman? ne zaman?

    YanıtlaSil
  25. Fatmacım,
    Nerdesin? Bak, şeytan çekici iki şahane arkadaş seni bekliyor, anladığım!
    :)))

    YanıtlaSil
  26. Komşum tatlım!
    Ne zaman arzu ederseniz!
    Hemen...
    :))

    YanıtlaSil
  27. :) gözümü korkutamazsınız. yaramaz çocukları daha bi severim zaten. doğrusu merak ettim, üç bin öğrencinin tanıdığı bu kızılcık yaramazlar nasıl bi şeymiş yavf :))

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!