Derken, geceden okulların tatil olacağı müjdesi geldi.
Ertesi sabah kalktığımızda havayı görüp yol durumlarının bilgisini alınca, biz de işe gitmeyip tatil ilan ettik kendimize.
Uzun zamandır böyle görmemiştim sokağımızı, bahçeyi, yolları...
Evde ekmek bitmiş, fırına gidip almalı mı üşenmeyip mayalamalı mı?
Yapmışken iki somun birden yoğurmalı, değil mi?
Kartopu oynadık, basılmamış karlarda gırç gırç sesler çıkararak yürüdük, içimizden bazıları kara yatıp şekil çıkardı, bazıları kartopu cephanesi stokladı.
Kuşlara kırıntı ekmek çıkardık, balkona.
Sonra bir de baktık ki, kar onları da örtmüş.
Sardunyalar bu defa gafil avlandılar, erken açmış olarak.
Yine de donmaya direndiler, şanslılarsa başardılar.
Son kar gününün son faaliyeti muffin yapmak.
Beğenilmiş olmalı, kızım ve arkadaşı ben arkadaşıma uğrayıp bir kahve içenedek yarısını silip süpürmüşler.
Ne güzel sen işe gitmedin diye ben bile sevindim, muffin bulan gençler de sevinmiştir herhalde :))
YanıtlaSilKar manzaraların harika, kendi mahallenin ağacını fotoğraflaman iyi olmuş, başka fotolara bakıp yanılmazsın :D
ne güzel yağdı ama. bir de biz de tatil olduk ya ben bir sevindim, sorma gitsin :)
YanıtlaSilSerpilciğim,
YanıtlaSilKar günleri başlayalı bir hafta oldu bile. Yolculuk eziyetleri olmasa yine yağsa diyeceği geliyor insanın.:-)
Bu arada, mahalledeki ağaçlarla verdiğin tiyoya teşekkürler, aksi halde biz Elektra'yla daha çook kafa patlatırdık. ;)
Şulem,
YanıtlaSilSanırım değerli eski blogcu Aslıhayvanı'mızın tesbiti doğru; çocukken sevindiğimiz için, şimdi bile kar tatiline sevinme geleneğini sürdürüyoruz. :))
ama ben bi de işim gereği tatil de oluyorum :) daha ne istenir ki :)
YanıtlaSilBilir misin Şuleciğim, "bundan iyisi Şam'da kayısı" derler! ;)
YanıtlaSil(Eski Şam kastediliyor herhalde.)