Bu sabah aklıma geldi, bazı yerleri ağaçlarının kokularıyla hatırlıyorum.
Mesela, çocukluğumun geçtiği 3. kasabadaki 2. evimizin bahçesini, komşu bahçeye bitişik köşesindeki leylağın kokusuyla,
Aşiyan'daki bir bahçeyi, giriş merdivenin başına yan bahçeden sarkan ıhlamurun kokusuyla,
Manavgat'ı Nisan ayındaki bir yolculukta genzimi dolduran portakal çiçeği kokularıyla,
Heybeliada'yı morsalkım, Burgazada'yı mimoza kokusuyla...
Tıpkı bazı filmleri bir oyuncusunun duruşu ya da bakışıyla hatırladığım gibi.
"Bülbülü Öldürmek"i önce çocukluğumda "Arkası Yarın" veya radyo tiyatrosunda dinlemiş olmalıyım.
Oysa benim için o dinlemden ya da romandan çok, Gregory Peck'in canlandırdığı kahraman avukatın varlığıyla etkilendiğim filmiyle anılarımda. Ne çok etkilenmiştim ve ne yakışıklıydı G.P. !
Sonradan romanın yazarı Harper Lee'nin bir tek romanı olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım.
Yıllar sonra "Capote" filminde Truman Capote'nin yakın arkadaşı rolündeki gazetecinin Harper Lee olduğunu öğrenmiştim. "Bülbülü Öldürmek"teki çocuk Dill ise, Capote'nin ta kendisiydi.
Birkaç gündür Harper Lee'nin yeni kitabını -aslında yeni değil, nedeni söylersem olmaz, kitabı okuyun- okuyorum ve sık sık anılara yolculuk yapıyorum.
Mutluluk veren bir okuma, diyeyim.
Burada kitapla ilgili geniş bir tanıtım yazısı var, merak eden için.
Aldı beni bir merak, neymiş bu tespih ağacı, neye benzermiş, görmüş müyüm hiç?
Aradım baktım, Hint Leylağı, İran Leylağı, Mısır Akasyası da denen - Latincesi Melia azedarak - yaprakları dişbudaka, çiçeği dağınık görünüşlü leylaka benzeyen ve özellikle Azadiracha indica denen türü şifalı olan bir sıcak iklim ağacı. (Ayrıntısı burada)
Gelecek sene baharda yazda önemli bir işim var, etrafıma daha dikkatli bakıp ve bir tespih ağacı bulmaya ve onu tanımaya çalışacağım.
Ekmekçim kitabı ben de okudum ve Bülbülü Öldürmek kadar olmasa da sevdim. Tesbih ağacına gelince, Antalya'da o kadar çoktur ki, ben ona baharda Hint Leylağı, kışınsa Tesbih ağacı derim. Leylağın hayli çelimsizi görünümünde, incecik, salkımlı mor çiçekler açarlar ve harika kokarlar. Kışınsa çiçekler ve yapraklar dökülür geriye tesbih tanesi gibi salkımlı tohumlar kalır. Gerçekten tesbih yapımında kullanılırmış. Baharda da, kışında görünümleri çok estetiktir. İnşallah günün birinde Antalya'da misafirim olursun, biz de seninle tesbih ağacının gölgesinde sohbetler ederiz.
YanıtlaSilLeylakcığım,
YanıtlaSilKitabı severek okudum ve haftasonu bitirdim. Kendi adıma, Amerika'nın kuzeyi güneyi ırk ayrımı konularında epey ayrıntı öğrendim, memnunum.
Tespih ağacına gelince, şimdi senin tanımının da yardımıyla gözümde bir şeyler canlanıyor sanki, baharda emin olacağım. ;)
Antalya misafirliği konusuna ben de canı gönülden inşallah diyorum. :)