meditasyon duyurusu yapmıştı e.ciğim,
geçen hafta başlamıştı, gün saati uyanın katıldığı küçük, değişken bir grup,
bu hafta pazartesi yapılan gün ortası bir mola aklımdan çıkmış,
ertesi gün fark ettim, hayıflandım, mesaj attım, kaçırdım dedim,
olsun dedi e., perşembe yine var,
bugün sabah egzersiz yaparken aklıma geldi, günün perşembe olduğu,
başka planlarım vardı, yapılacak işler filan,
hepsini bir kenara ittim, saatimi 11:55'e kurdum,
saatinden önce bilgisayarın başına geçtim, zoomu açtım,
henüz gelen yoktu, e.'le azıcık sohbet ettik, onun güler yüzünü görmek beni mutlu etti,
sonra küçük grubumuzun meditasyonu başladı, yönergeleri izledim,
rahatça oturdum, gözlerimi kapadım, nefes alış verişim sakinleşti, düzenlendi,
ekrana açık mavi, pırıl pırıl bir deniz ve gökyüzü yansıyordu,
e., bugün zihnimize takılan düşünceleri hatırlamamızı söyledi,
ufaklı büyüklü taşlar, bazen kayalar gibi düşünceler,
belki o kaya zihnimize bugün oturmuş olabilir, bir süredir oradadır, belki bazen işgal ediyordur,
sonra suyu düşünün dedi,
su nasıl bulunduğu yerin şeklini alır, önüne engel çıkarsa onu nasıl aşar gider,
belki hemen değil, sonunda mutlaka yol bulur,
şimdi su olduğunuzu düşünün, nasıl bir su olurdunuz?
engin bir deniz mi, çırpıntılı mı, sakin mi,
geniş bir göl belki, öylece uzanan,
bir ırmak mı, gürül gürül akan, çağlayandan dökülen,
o ırmağın kolu, ona kavuşan şırıl şırıl akan bir dere mi,
suyun içinde bulunabilecek bir kayayı düşünün,
o kayanın orada olması suyun akışını engellemeyecek, su kayanın etrafından akıp gidecek,
kendinizi hayalinizdeki suyun içinde bir damla olarak düşünün,
suyun içindeki o damla suyla birlikte akıp gidiyor,
hiç bir şey sonsuza dek aynı şekilde sürmüyor,
kaya su tarafından aşındırılıyor, sonunda yumuşuyor ve dağılıyor, kum oluyor,
suyun önüne çıkan engel, zihninize yerleşen o kaya şeklindeki düşünce bile olsa, yine akıp gidecek su.
zihnimdeki su, onu ilk düşündüğümde sakin turkuvaz bir denizdi,
zihnimde suyu hayal etmeye başladığımda deniz, ağaçların arasından şırıl şırıl akıp giden berrak küçük dere haline dönüştü,
suyun, dönüştüğüm su damlasının önüne engel çıktığında ne oldu?
zihnimdeki dere, küçük çakıl taşlarının üzerinden yanından akıp gitmeye devam etti,
deredeki berrak su, zihnimdeki su damlası, önüne çıkan taşların kayaların üzerinden akıp giderken birden hıçkırarak ağlamaya başladım, uzun zamandır böylesine gözlerimden yaş boşanarak, bütün vücudum sarsılarak ağlamamıştım,
zihnimde akan su, küçük dere içimi yıkadı, biriken hüznü akıttı götürdü,
meditasyon sona erdiğinde yavaşça gözlerimi açarken, içimin aydınlandığını hissettim.
yaşanan anı hatırlamak için buraya yazmak istedim.
Bu küçük dere Olympos antik kentinin içinde akmaktaydı.
ay pek imrendim. e.hocam benim haftada bir katılmama izin verirse geleyim ben de! digeri dersimle cakisiyor zira :(
YanıtlaSilBekliyoruz geliniz, ruhunuz ferahlar efen'im. :)
SilNe güzel, ne hoş. Asla beceremediğim bir şey. Kendimi bildim bileli kafamın içini düzenleyemiyorum:)
YanıtlaSilMeditasyon yapmak gerçekten sabır ve bıkmadan deneme istiyor. İnsanın zihnini sakinleştirmesi hiç kolay değil. Neden sonra ancak biraz meditasyon yapabilir oldum.
SilYönlendirenin hocalık yapan da çok önemli gerçekten. :)
Sanırım en çok ihtiyacım olan şey yavaşlamak.. Fakat beni bağlasalar meditasyon yapamam eminim. kimse beni sakince 15 dakika oturtamaz:(( oysa ne severim sessizliğin sesini dinlemeyi bile.
YanıtlaSilKelebekciğim,
SilMeditasyon asla zorla olacak şey değil; insan arzu etmeli, defalarca denemeli, nefeslerini sakinleştirmeli önce, sonra o yavaşlama, derin sükunet kendiliğinden geliyor.
İlk zamanlar ben de düşüncelerimi durduramıyordum, sonra fark ettim ki, zaten sen durdurmaya çabaladıkça onlar koşa koşa geliyor. "pembe fili düşünme" derler ve durduk yerde aklına pembe bir fil gelir ya, onun gibi. :)