Bu günlerde kitap okumak konusunda kaplumbağa gibiyim.
Kendimle yarışıyor olmasam da teselli sayılacak bir gerekçem var, İKSV Film Festivali Online sayesinde çok güzel filmler izledim.
Dün gece bu senenin en iyi yabancı film Oscar'ını alan Danimarka filmi Another Round / Drunk / Körkötük filmini izledim.
Yönetmen Thomas Vinterberg senaryosuna da katkısı olan filmde, dört lise öğretmeni arkadaşın belki biraz varoluş bunalımıyla çakışan orta yaş bunalımlarını ve onunla baş etme yöntemlerini anlatıyor.
Baş etme yöntemi olarak bir Norveçli filozofun "insanoğlu kanında dolaşan alkol eksik olarak doğduğundan, düzgün davranabilmesi için o eksiği kapatması gerekir" argümanını test etmeyi deniyorlar. Testin sonuçlarını anlatmayayım, filmi izleyin derim.
Bu arada şunu eklemeliyim, geçtiğimiz kış izlediğim yine Danimarka yapımı TV dizisi "Rita" sayesinde ülkenin eğitim düzenine, öğretmenlerin tavırlarına, gençlerle olan ilişkilerine hemen adapte oldum, yabancılık çekmedim.
Dört arkadaşın tümünü oynayan oyuncular harika performanslar çıkarıyor, Mads Mikkelsen bir tık daha önde.
Film demişken, bir önceki gün izlediğim ve çok etkilendiğim, yönetmen Andrey Konchalovskiy'nin Dorogie Tovarischchi! / Dear Comrades! / Sevgili Yoldaşlar ! filminden söz etmeden geçemeyeceğim.
Filmi izlemeye başladığımda konusuna bakmamış, sadece yönetmenin adını görmekle tamam bunu izleyeceğim, demiştim. Meğerse, bakmalıymışım ki, "bu gerçek bir olay mı" şaşkınlığıyla kalakalmayayım.
Usta yönetmen Konchalovskiy, bu hassas konuyu, iktidarda olmak ve yönetmek açmazlarını, halkın ve bireylerin siyasi düşünceye olan güveninin sarsılmasını ve nedenlerini gayet soğukkanlı ve aynı zamanda etkileyici bir bakışla anlatıyor.
Mutlaka görülmeli, diyeceğim bir film.
Sevgili Okul Arkadaşım,
YanıtlaSilİmrendirici ve de kıskandırıcı filmleri peş peşe sıralıyorsunuz, teşekkürler:) Fakat olay bende size göre tersten gidiyor; kitap okuyabiliyor ama ciddi filmlerden uzak duruyorum. Bir de şu ciddiyetli süreçte ciddiyetli fimlerle germiyeyim kendimi diyorum... Bir gerçeklik algısı sorunsalı sanırım.:)Filmler kanlı canlı gerçek bir an gibi algılandığı için duygular oynaşıyor, aman o karaktere bir şey olmasın falan diyor, önce korku sonra da hüzün gelip baş köşeye oturabiliyor. Oysa bir film değil mi? Sanırım pandeminin yan etkisi:) Fakat kitap öyle değil işte, kanlı canlı oyuncuları yok.
Filmler salonlarda izlenebilene kadar, sanırım, 45 dakikalık dizilerle karşılamaya devam edeceğim bu ihtiyacı:)
Sevgili Okul Arkadaşım,
SilBu dönemde her birimiz farklı bir dala tutunuyoruz, böylece kendimizi sağlıklı tutmanın yanı sıra sağlam akılla kalmak için uğraşıyoruz.
Bir kitabın başına oturduğumda dikkatim o kadar kolay dağılıyor ki, otuz defa iş icat edip kalkıyorum. Film izlerken sürenin sınırlı olduğu bilgisi dikkatimi daha kolay toplamamı sağlıyor.
Her şey yoluna girdiğinde arayı kapatacağınızdan eminim. Belki o zaman siz burada yazdıklarımdan filmler seçersiniz, ben de sizin yazılarınızdaki kitapları okuyabilirim.
Filmleri sinemada izlemek, apayrı bir konu. Tıpkı sahnedeki konseri, oyunu izlemek gibi. Hasretle bekleniyor, şimdilik. :)
Körkütük'ü epey oldu izleyeli, son sahnedeki dans unutulmaz. Lakin Dear Comrades muhteşemdi. Neredeyse izlemeyecektim, Qunegond sağolsun önerdi ve şahane final yaptım Nisan seçkisine. Bugün Mayıs filmlerine başladım, sabahtam Yeşilçam'ı izleyip ardından "Dünyanın En Güzel Oğlanı" belgeselini seyrettim. Venedikte'te Ölüm filminin Taszio'su rolündeki ergenin şu andaki haliyle belgeselini çekmişler, emin olmadan başlamıştım ama izleyince iyi ki dedim. Sonra dr a gittim, prp nin sonuncusu yapıldı, bir bardak ödem çekildi ve şu an ağrıdan geberiyorum. Atalet aradı, bir ilaç önerdi sağolsun, onu kullanacağım bir süre ödem oluşmaması için. İyi ki arkadaş doktorlar var.
YanıtlaSilÇok sevgiler...
Körkötük'te bütün film boyunca o dans olacak mı veya nasıl olacak, hangi anda olacak beklentisini yüklendikten sonra, daha mükemmel bir sahne olamazdı, bence de. :)
SilDear Comrades'i yayına başladığı gün, yanlışkla saatler öncesinden almış, saatini öğrenince üzülmüş, sora yerine başka film izlemiştim. Tekrar fırsat bulup izleyene dek iki gün geçti. İyi ki izlemişim, her bakımdan nefis bir filmdi, bayıldım. :)
Yahu Nurşenciğim, bir bardak ödem nedir!? Vücudun bunu nasıl üretmiş böyle? Çokçok geçmiş olsun, umarım artık ağrın azalarak biter ve kurtulursun. Gerçekten! :(
Kucaklıyorum sevgiyle. :)
İki filmi de hemen listeme aldım. ve evet döndüm sanırım :)
YanıtlaSilHoş geldin Zeldacığım, özledik inan. :)
SilFestivalden bir tek Körkütük'ü izleyebildim. O da Yabancı Film Oscarı'ını aldığı için. Benimki tam bir tembellik. Tabii Mads de izleme sebeplerimden biri:) Filmi izlerken ben de Rita dizisini sık sık andım. Hâttâ bir öğrenci çocuk ikisinde de oynuyordu dikkatinizi çektiyse. Danimarka'ya uzanmak iyi geldi. Hoş bir film.
YanıtlaSilEvet, ben de hatırladım o delikanlıyı. :)
SilOlsun canım, tek film de olsa başlamak iyidir. Belki bu ayın filmlerinden bir iki tane daha seyredersiniz. :)