Cuma, Mayıs 14, 2021

Gecelere Akamıyorsak Geçmişe Akarız


İnsan hafızasının  zayıf tarafı unutmasıdır, derler. Oysa bazen bu zayıf tarafa bilerek geçmek gerekebiliyor, unutmak, yaşamak ve ayakta kalmak için gerekli olabiliyor.
 
Diğer yandan, insan kötü olayları unutur silerken, yanı sıra silinmesi gerekli olmayanlar da gidebiliyor ve bu kayıp ancak fark edilebilirse acı veriyor. En çok sevdiğim, etkilendiğim filmlerden olan Eternal Sunshine of the Spotless Mind / Sil Baştan'da anlatıldığı üzere...

Unutmak-hatırlamak konusu nereden çıktı derseniz,  son yazımda fark ettim, orada link verdiğim 2009 tarihli eski yazıda anlattıklarımı, ancak yazıyı okuyunca hatırlayabilmiştim. 
Doğrusu "hatırlamak istediklerimi yazıyorum" demekte  haklıymışım. Yazmakla, blogda yazıp paylaşmakla kendime büyük iyilik yapıyormuşum. 

Şimdiki kapanma halinde, malumunuz, nerede gecelere akmak, gündüz dışarı çıkmak bile karneyle, ancak sınırlı sayıda gereksinim karşılamak amacıyla yapabildiğimiz bir hareket.
Bir anda deseler ki, tamam kısıtlamalar bitti, yürüyün gidin oynayın sokakta, serbestsiniz filan, uyum sağlayabilecek miyiz, doğrusu merak ediyorum.

Diyeceğim o ki, bir zamanlar gece dışarı çıkardık, konsere giderdik, lokantada yemek yerdik, kulüplere giderdik, hatta tüm bunları bir gecede yaptığımız olurdu. Gerçi, şimdi buradan bakınca hepsini bir gecede yapmak acımasız bir israfmış, yazık yani.


O yazıya eklediğim video, aradan geçen zamanda nedense yayından kaldırılmış. 



12 yorum:

  1. Mirkelam'ın şarkılarını da Göksel'in buğulu sesini de çok severim.
    O gürültü de ne yorulduysanız uyuyakalmışsınz:) Vücut böyle bir şey,hemen dinlenmeye alıyor kendini demek:)
    Gece hayatıyla hiç aram yoktur, mümkünse tüm gideceğim yerleri gündüz tercih ederim.Bizim çocuklar hevesle bekliyorlar''Mekan''ların açılmasını, hatta neredeyse ümitlerini kaybetmişler, bunlar gece mekanlarını açmaz artık , diyr düşünür olmuşlar:(

    YanıtlaSil
  2. Günaydın Mehtapcığım,
    Gürültü ve çok yüksek volümlü ses bana hiç iyi gelmiyor oldum olası.
    O günkü geceye akmak faaliyeti uzayınca dayanma sınırımı kat kat aşmış oldum.
    Yine de bunca sene sonra hâlâ anlatır güleriz, nasıl uyuyabilmiş olduğuma. :))

    YanıtlaSil
  3. Eski yazını okudum da, ben daha blogu açmamaşım o zamanlar. Ne çok yorum, ne çok tanımadığım isim ve blogların altın çağı. Ne güzeldi, aile gibiydik. Şimdi dağılan aileden geriye kalan üç-beş kişi yeni katılanlarla toparlamaya çalışıyoruz :)
    Demek onca gürültüde uyudun ha, çok iyi anlıyorum. Geceler boyu rahat yatağımda uyuyamayan ben sinema salonlarında hayatımın en güzel uykusunu uyurum. Hele de film biraz ağır tempoluysa değmeyin keyfime. Bir festivalin son günü arkadaşlar tarafından zorla "Fadolar" diye bir filme sürüklenmiş, salon boş olunca ikili koltuğa yerleşmiş ve ilk fadodan sonra uyumuştum. Son fado söylenirken yan tarafta mı, arkamda mı hatırlayamadım şimdi, Serra Yılmaz ve Tuğrul Eryılmaz'ı görmüş, ışıklar yanınca "Horladım mı?" diye sormuştum ahahaha :) Yaşasın mekan uykuları :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Leylakcığım,

      Yazı bir yana yorumlarla ilgili olarak ben de aynısını düşündüm. Oraya yazanların çoğu şimdi yazmıyor, ne güzel günlerdi. Gerçi ben şimdiki halimizden de memnunum, az ve öz güzel dostluklar var, bu işi seven sürdürüyor.

      O filmi biliyorum, gitmedim, adını duydum. Bol müzikli bir film olsa gerek, tam uyumalık. Anısı olmuş işte, ne güzel. :))

      Sil
  4. ben de nasıl olacak salgın bittiğindeki halimiz diye düşünüyorum bazen. o kadar uzak geliyor ki o günler. öte yandan o kadar özledim ki konserleri, yemekleri, gezileri...gelsin yine o günler de arada uyuklayalım, boşver :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne diyeceğim, yorumlarda sen de yoksun, biz o zaman tanışmamıştık anlaşılan? :)
      2008 miydi bizim tanışmamız?

      Sil
    2. ya evet ben de ben nasıl yorum yapmam ekmekçime diye düşündüm önce ama biz 2006da blogger olarak tanıştık diye hatırlıyorum. netekim araştırmacı gazeteci kişiliğimle bakındım ki iki önceki paylaşımına gayet "sizli bizli" ve karşı apartmandaki kişiler siz misiniz acaba şeklinde yorum yazmışım zaten :P demek ki o paylaşıma bir şey yazmamışım sadece :P

      Sil
    3. Bak o zaman, "ben mi hatırlamıyorum, karıştırıyorum" filan deme hiç! Her şeyi pek güzel hatırlıyorsun. O unutkan kişi bendenizim. :))

      Sil
  5. İyi bayramlar Ekmekçi Kız :))))
    Ben geç tanıyanlardanım sizleri.
    Bazen bende ne yazmışım diye bakıyorum ve şaşırıyorum.
    İyi ki yazıyoruz. :9
    İyi geceler, selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bayram kutlamanıza cevap vermekte geç kalmış oldum, kusura bakmayın. :)
      Gelecekte sarılmalı bayramlar yaşamak dileğiyle, diyeyim o zaman. :)
      Bence de iyi ki yazıyoruz, yaşananı hatırlamak, hatta sadece doğru hatırlamak bile güç olabiliyor, bazen.

      Sil
  6. "unutmak rahmettir" sözünü kıymetli bulmaya başladım bir süredir:)
    Bazen keşke unutsam dediklerim, bazen de nasıl yani nasıl unutmuşum bunu dediklerimle yanyana içiçe yaşıyorum:9

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel sözmüş, anlamlı hem. :)
      Aslında hepimiz biraz böyle karma duygular içindeyiz, bazen gerekli olan unutuluyor, bazen gereksiz olan hatırlanıyor. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!