Perşembe, Eylül 30, 2021

GÖRÜNMEZ KENTLER

Bu ayın ilk ve son yazılarının kapak kızı demişim ay pardon fotoğrafı aynı kitap.
Ay boyunca aynı kitabı okumak, okurken bir yandan söylenirken elinden bırakamamak, yetmedi ikinci kez okuyup satırlarca altını çizmek, nedenini anlamaya çalışmak, tam anladığını sanırken felsefi bir karmaşa içinde kaybolmak ve dahası, hepsi bu 150 sayfalık seyrek yazılı kitapta.
Bunca karmaşa yetmezmiş gibi, bir de kitabı yazmaya kalktım ya, sonum hayrola, konuyu bağlayabilirim umarım.
Görünmez Kentler'e tatilde başladım. Önce dedim ki, plaj patırtısı içindeyken okunacak kitap değilmiş, sonra dedim ki sessiz bir bahçede de okusan fark etmiyor benim kafam dolu anlaşılan.
Felsefe kitabı mı okuyorum, bir tür şiir kitabı mı, yoksa tamamen yepyeni bir metin denemesi mi bilemiyorum; bir an önceki fikrim diğer sayfaya geçerken değişiveriyor.

On gün önce kitap kulübünden arkadaşlarla yazışırken, konu okuduğumuz kitaplara geldi ve edebiyat doktoru ünvanını henüz almış bir arkadaşımız "ilginç bir kitaptır, seveni de sevmeyeni de çoktur" yazınca, kafamın ve duygularımın karışıklığı konusunda yalnız olmadığımı anladım.
İyisi mi, ben yazarın* ve çevirmenin** sözleri ve altlarına ekleyebilirsem, duygularımla anlatmaya çalışayım.




"İçinde en çok şeyi söylemiş olduğuma inandığım kitabım Görünmez Kentler'dir, çünkü Görünmez Kentler'de  bütün düşüncelerimi, deneyimlerimi ve varsayımlarımı bir tek simge üzerinde yoğunlaştırabildim." 
"Görünmez Kentler'de her kavram ve her değerin iki yönlü olduğu çıkar ortaya; kesinliğin de."
* İtalo Calvino - Görünmez Kentler ve Kesinlik

"Görünmez Kentler, Marco Polo'nun tatar İmparatoru Kubilay Han'a sunduğu bir dizi gezi notu. ....  Ütopik gezgin, dünya yıkıma uğradığı için uçsuz bucaksız gücünün değerini kaybetmekte olduğunu anlayan bu melankolik imparatora imkansız kentleri anlatıyor. ... Size sunulan,   kimi zaman belirli, kimi zaman belirsiz, gelişen modern kent üzerine bir tartışma. ... Onları kent olarak yaşamanın gittikçe zorlaştığı şu günlerde, kentlere son bir aşk şiiri gibi bir şey yazdığımı düşünüyorum. ... "
"Neredeyse bütün eleştirmenler kitabın son cümlesine takıldılar: "Cehennemin ortasında  cehennem olmayan kim ve ne var, onu aramak ve bulduğunda tanımayı bilmek, onu yaşatmak, ona fırsat vermek." Son satırlar olduğu için, herkes onu bir sonuç, masaldan edinilen bir ders olarak gördü. Ama bu kitap çok yüzeyli ve sonuçları da her yerde, ..."
* İtalo Calvino - Görünmez Kentler Üzerine

"Calvino edebiyatını uzmanlar sonsuz bir "yapboz oyunu" olarak tanımlıyor. ancak bu "körebe"yi okurun da oynaması gerek. ... Okur, okur ve yazar olmayı ... öğrenmeli.    Yapısı ve diliyle cehenneme dönüşmüş bir yazıda ortaya çıkan uzlaşmaz "ben-hakikat" ikilisinin sancısını masalda mitik bir dünyada kurmalı."
"Calvino, Okuru iletişim zincirinin ucundaki konumundan koparıp aldı, onu Anlatıcı ile aracısız bir ilişkiye soktu" Segre
"Görünmez Kentler sonsuzlukta, çoğullukta ve tarihsiz bir zamanda yaşanan bir kimlik krizidir."
"Görünmez Kentler insan varoluşuna bir biçim önerisiydi, doğru bir biçim için sorulan bütün sorular yanıtsız kalsa da bir kabalacının dingin ve bilge ellerinde, sayıların eski biliminde yan yana gelerek, öznel bir varsayımlar ormanına dönüşüyordu."
** Işıl Saatçioğlu - Sunuş

Buraya kadar alıntıladığım metinleri okudunuz ve onlar sizin için anlam ifade ettilerse ne mutlu. 
Belki de Calvino'nun Okur'u oldunuz siz de.

Son olarak, kitabın*** 138.-139.  sayfalarından kitapla bağ kurduğum, o nedenle altını çizdiğim ilk satırları yazayım:
"Düşündüm: "Yaşamda bir an geliyor, tanıdığın insanlar arasında ölüler canlılardan çok oluyor. Ve beyin başka yüz hatlarını, başka ifadeleri kabule yanaşmıyor; rastladığı bütün yüzlere eski izlerin damgasını vurup her birine en uygun maskeyi buluyor."
( Kentler ve ölüler 2 )

En bi son olarak, kitabın*** 204. sayfasındaki son paragraftan:
"Biz canlıların cehennemi gelecekte var olacak bir şey değil, eğer bir cehennem varsa, burada, çoktan aramızda; her gün içinde yaşadığımız, birlikte yan yana durarak yarattığımız cehennem."

*** Görünmez Kentler, İtalo Calvino, Yapı Kredi Yayınları  

12 yorum:

  1. Birkaç sene evvel İngilizce çevirisinden okumaya başlamış, sonra vazgeçip İskoç bir arkadaşıma hediye etmiştim. Hem gezgindi hem de şiir severdi. Aldığım dönem Marco Polo diye bir dizi seyrediyordum ve eşlik etsin istemiştim. Sonra okuyacaksam Türkçe olsun deyip bıraktım. Biraz da kaçıştı belki. Şimdi yazınızı okuyunca Calvino'yla ilgili karışık hislerimi hatırladım (Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu). Hem o dehayı görmek hem de pek tutunamamak. Böyle bir iz bırakmıştı bende. Sanırım bu da o kıvamda. Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Neslihan,
      Calvino'yla Ağaca Tüneyen Baron ve İkiye Bölünen Vikont romanlarıyla tanışmış, çok sevmiştim. Saf gerçeği masal dünyasından vermekte üstüne yok diye düşünüyorum.
      Bir Kış Gecesi Bir Yolcu, çok iyi başladığım sonra ucunu kaçırdığım bir kitap oldu.
      Görünmez Kentler ise bambaşka bir kulvarda yer alan bir metin; roman değil, şiir değil, deneme değil. sanki bir tür manifesto olarak adlandırılmadığı için öyle tanımlanmayan manifesto. :)
      Benden de sevgiler. :)

      Sil
    2. Ağaca Tüneyen Baron'u hatırlattığınız için teşekkürler. Okunacaklarım arasındaydı ta ne zamandır, unutmuştum. Şimdi sipariş ettim. :)

      Sil
    3. İşte bu sefer keyifli bir okuma olacaktır, diye düşünüyorum. :)

      Sil
  2. Bir kış gecesi eğer bir yolcu beni etkilemişti, görünmez kentlere henüz elim gitmiyor zamanı değil sanırım. Kış gelsin hele..
    Alıntılar merak uyandırıcı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yukarıda yazdım, Ağaca Tüneyen Baron en sevdiğim kitaplardandır. Her hal ve şartta okunur, okunabilir. :)
      Alıntılar da fazlası da merak uyandırıcı, ancak zor bir okuma.

      Sil
  3. Sevgili Okul Arkadaşım,

    Evet sizin önceki yazınıza benim için anlamını yazmışım. Yukarıda alıntıladığınız cümleleri okudum. O esnada dedim ki allahtan kitapları o anki hislerimle alıyorum; onlarla iletişimimiz kolay, hisler örtüştümü de işlem tamam.:)) Bugüne kadar ki yanılma payımın çok çok az olduğunun altını çizerek kendi yolumda yürümeye devam. İnanın o sözleri okumuş olsam ve sonra kitapla karşılaşsam elim değmezdi kesin, oysa benim en kolay ve en keyifli okumalarımdan biriydi:)

    https://laparagas.blogspot.com/2010/04/bir-suredir-yasadgm-kentin-degeri.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitaplarımı seçerken iç sesimi dinlemeyi ben de severim Sevgili Okul Arkadaşım. :)
      Aslında bu kitapta da iç sesime kulak vermiştim. Ancak, bazen o iç ses umduğunu değil bulduğunu yaşıyor. Bazen de, metinlerle aramızdaki ilişki, ortamdan günlük hayattan etkileniyor.
      Sonuç olarak, yukarıdaki alıntılar sizin dünyanızdaki Görünmez Kentler'le uyuşmadıysa, seçili cümleler karamsar geldiyse, bu durumun Calvino'nun yazdığı metnin iki yüzü oluşunun da payı var. farklı taraftan bakarsanız, distopya ya da ütopya görebiliyorsunuz. Ben bu okumada distopya tarafındaydım, belki de zamanın ruhu okuduğum metne sinmiş olduğundan böyle hissettim.
      Budur maruzatım. :)

      Sil
  4. Okumuştum kitabı, devamlı cümleleri birbirine bağlayacak anlamlar arayarak... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlamlar aramak, anlamlar bulmak için uygun bir metin; öyle oyuncaklı ki! :)

      Sil
  5. Farklı bir okumaya açık olduğunu düşünerek uzun zamandır listemde tutuyorum bu kitabı. Bir gün okuyacağımı biliyorum ama. Bizde Calvino'yu ilk okuyan Orhun'dur. İlkokuldaydı:) Yazarın İkiye Bölünen Vikont'unu almıştım ona. Çok sevmişti, hâlâ saklarız:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Orhun'un okuduğu kitabı ve -yukarıda yazdım, tekrar olacak, ama- Ağaca Tüneyen Baron'u ben de çok severek okudum.
      Hatta, sonradan yayınlanmış bol resimli bir baskısı da vardır, bende. :)
      Görünmez Kentler ilginç bir okuma tecrübesi oldu benim için, fırsat bulunca denemeyi, merak gidermek için öneririm. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!