...sevgiler sunuyorum değerli okuyucu.
Dünkü lodosta tekne gezisi yetmedi bana, bir de lodosu sahilde çaatt çatt dalgaları kayalara çarptırırken izlemek var, kaçırılmamalı.
Öğlen saatlerinde evden çıkarken, iyi ki son dakikada yanıma beremi almışım, güneşi görünce evde bırakacaktım neredeyse. Sahile yaklaşırken rüzgar deli esmeye başladı zira.
Uzaktan açıklardaki yeşerip coşmuş dalgaları görünce, tahmin ettiğim denizi seyredeceğim için keyfim yerine geldi.
Sahilde belediye işçileri kumların üzerini kaplamış yosunları topluyorlardı ki, sanırım bir kaç gün daha bu faaliyetleri sürmek zorunda kalacak.
Bir kaç fotoğraf çektim denize doğru dönüp, gözlerim yaşardı. Hayır hayır, tabiatın güzelliğine dalmakla yaşanan duygu dolu anlar nedeniyle değil, doğrudan sert esen rüzgardan.
Belki fotoğrafı büyütünce daha rahat görebilirsiniz, en sol başta Kınalı'nın ucu gözüküyor,
Onun sağında uzaktan geçen bir yük gemisi, onun da sağında Sivriada,
Burası Suadiye'den Bostancı'ya ulaşan sahil, yine lodos uçuruyor,
Havadaki tek martı istisna, bütün martılar deniz kenarında suyun üzerinde,
Neden derseniz, martılara sorun demem de, öyle işte derim, havada yalpalamaktansa su üzerinde durmak daha ergonomik olsa gerek,
Fotoğrafı çeken ve denizi seyreden Ekmekcikız yürümeye devam ediyor,
Henüz bilmiyor, aslında muhtemelen az önceki dalgalara bakarak tahmin ediyor,
Bir kaç adım ileride kayalara çarpan dalga, yürüme yolundaki Ekmekcikız'ın sağ tarafına serin damlacıklar yapıştıracak,
Sonra, bizim lodos seyircisi amacına ulaşmış mutlu mesut Bostancı'ya yürümeye devam edecek.
Pandemi en çok martılara yaradı sanırım, sürekli martı dönüyor etrafımızda ki bizim kumsal neredeyse boydan boya martı, denizdeler bazıları ama bizim mahallenin martılarının küvet tadında özel bir banyo noktaları var ve çok eğleniyorlar.:)
YanıtlaSilMartıyla yaşamaya o kadar alıştık ki artık, sadece deniz kenarında değil, denizden kaç km içerideki mahallelerde bile apartman çatıları martıyla dolu.
YanıtlaSilOff bir de hep bir ağızdan bağırmaya başlamıyorlar mıııı??!! :))
benim yeni ev mesela, üst katta ya martılarla daha da içiçeyim artık. sabah çığlık kıyamet uyandırıyorlar beni :)
SilSadece sabah uyandırıyorlarsa iyi gene Şulem. Martıların bir de gece gece yer değiştirme operasyonları oluyor, sürü halinde üstelik, benim yerinden zıplamama sebep de o halleri.
SilLodos başını sersem etmese insanın güzel rüzgar :) Biz de bu haftasonu kampını lodosa göre planladık ama gece yarısı eve dönünce, evde keyif gününe dönüştürdük mecbur. Oysa o serin dalgaların sabah yüzümüzü yıkayacak kadar yakınına konuşlandırmıştık mavişi :)))
YanıtlaSilGerçekten sersem ediyor lodos. Biz Bursa'nın Yenişehir ilçesinde yaşadığımz yıllarda, Bursa'ya ilk geldiğimizde çatılardaki taşları görünce şaşırmıştık. Meğer, lodos çatıları uçurmasın diyeymiş. :))
SilBen İstanbul'un poyrazını severim, özellikle baharda ve yazın. İnsanı diri tutar poyraz havası, lodos gibi "balık" yapmaz. :)
artık güneş fayda etmiyor sahil kesimlerinde :)
YanıtlaSilGerçekten kış güneşi pek ısıtmaz, sadece ışığı canlılık veriyor. :)
SilLodos deyince bile başım ağrımaya başlıyor migrenden mustarip bir zavallı olarak :(
YanıtlaSilÇok haklısın Kuyruksuz Kediciğim, lodos denizin üstünde fena çarpar ve fakat, denizden uzakta daha çok perişan eder sanki. Ahh o lodos balığı halleri ve baş ağrısı, yok mu?...
SilLodos da İstanbul. Gözlerim doldu benim :( Renkler ne güzel.
YanıtlaSilGüzel bir yıl diliyorum. Çok sevgiler.
Lodosta başka poyrazda bambaşka olur İstanbul'da renkler.
SilVe İstanbul'u özleyinin gözü dolar, evet.
Sevgiler benden de. :)