... neler yaparmışım acaba?
Eskiden dediğim, 10-12 sene öncesinde henüz çiçeği burnunda bir blog yazıcısı olduğum günlerde diyordum.
Biraz bakındım, mesela İstanbul Film Festivaline gidermişim. Şuraya bir tıklayınız, mesela...
Sonra seyahate gidermişim, uzaklara, yurtdışına. Daha önce görmediğim yerleri görmeye, başka kültürlerle tanışmaya. Burada bir adaya yapılan güzel yolculuğa ait yazıların başlangıcı var.
Size güveniyorum, devamını okumak isterseniz bir yolunu bulursunuz elbet.
Hepimizin yaptığı kayıp zamanın peşinde koşmak eylemlerinden de eksik kalmazmışım, fotoğraf albümlerine bakarmışım.
Sonra o eylemin getirdiği duyguları yazarmışım. Şuradaki yazı. .
Okuduğum kitaplardan söz eden yazılar yazarmışım. Kitaplarını çok severek okuduğum Barış Bıçakçı'nın bir kitabını yazmışım burada, Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra.
Bazen şehir içinde gezermişim, alır başımı gidermişim, o ada senin bu ada benim yelkovan kuşlarının peşi sıra... Nereye mi?
Şehirde işe gidip gelirken ve gündelik hayat akıp giderken yaşananları anlatmak da var bazen. Şimdiki her güne üç güzel şeyin ön hazırlığı bir çeşit.
Nisan gelmiş, doğayı gözlemeden olur mu? Genellikle erguvan peşinde, bazen de ada mimozası bir adım öne geçmiş.
Unutuyordum, bir de ekmek ve türevlerini yapmak, yedirmek ve tariflerini yayınlanmak varmış. Bu yazı da o eyleme bir örnek olsun.
Böylece bu sıkıcı yazının sonuna gelmiş bulunuyoruz değerli okurlar, sabrınız için teşekkür ederim.
Ne Nisanlarmış, onlar!
Bu nostaljik Nisan yazısını fotoğrafsız, ama ille de erguvan fotoğrafsız bırakmaya gönlüm razı olmadı.
Nisan erguvandır ve çok daha fazlasıdır.
Önümüzde çok var daha Nisanlar, mesela şu an itibariyle 22 tane daha gün, arkasında henüz jelatini açılmamış Nisanlar:) Pek keyifliydi yaşananlar ki dilimizi ısırıp yaşanacakların teminatı diyelim. Bir de Trabzonspor seyircisinin bir sloganı vardır "Bize her yer Trabzon" diye, eğer illa da Nisansa söz konusu, bize her ay Nisan denebilir mesela:)
YanıtlaSilSevgili Okul Arkadaşım,
SilGerçekten güzel bir slogan oldu bu, evet "Bize Her Ay Nisan!" bundan böyle. :)
Yaşananları böyle arka arkaya sıralayınca, bir yerde ilk baştaki hüzün yerini umutlu bir bekleyişe bırakmış oldu.
Haydi gelsin Nisanlar! :))
erguvan demek, hele de fenerbahçe parkındaki erguvan demek ekmekçikız demektir :)
YanıtlaSilBugün bizim mahalledeki en genç erguvanın açmaya başladığını memnuniyetle müşahade ettim, canım arkadaşım. :))
SilNe iyi oldu sizin eskilerde dolaşmanız, Film festivalleri için İstanbul'a ve Ankara'ya yaptığım tren yolculuklarım geldi aklıma, sokaklarda sabahlardık. Ada zaten ince çizgim, bir de o Portekizli sürahi ve rokalı, semizotlu, sarımsaklıi bol ekşili salata, rakı içirtir adama :)))
YanıtlaSilBir ara ne çok ekmek yaptık değil mi? Mısırlı, tam buğdaylı, glutensiz derken :)))
Erguvan, mimoza, Manolya... İstanbul'dur benim için. Bebekteki o manolya ağacı, adaların mimozaları ve erguvanları... Ne vakit yine özlemle doldu taştı işim acaba.
Sicilya için de budur der tek geçerim. Meraklandırması hoş bir yazı olmuş. Kaptım taktiği :)))
Evrenciğim,
SilEski Nisan ayları nasılmış diye okumaya başladım, sonra bir kaçından söz etmek arzusu düştü içime, diğer yandan tembelliğim tuttu, uzun uzun hikayelerini anlatması zor, zaten yazılı duruyorlar, en iyisi bağlantı vermek dedim.
Meraklandırıp okuttuysa, hem de benzer anıları çağrıştırdıysa, ne mutlu bana. :))