DOĞUMGÜNÜ REVANİSİ

Bugün anacığımın doğumgünü.
Sabah kendisini öpüp "özel bir isteğin var mı, anneciğim" dediğimde, her zamanki gibi "hiç bir şey istemem" dedi önce. Üsteleyince, "canım revani çekti" dedi. Yemeğe gideceğimiz yeri seçerken, revanisi olan bir lokanta bakalım, dedim. "Gerek yok canım, öylesine söyledim işte geçer şimdi" dedi.
Kardeşime bu konuşmayı aktardım, daha sonra. Düşündük, ancak, bizim yakada çocuklarla gidilebilecek ve annemin de revani yiyebileceği bir yer bulamadık.

Daha önce anlatmıştım. Bir süredir mide-pankreasla ilgili sağlık sorunları var, annemin. İlaç alıyor, her istediğini yiyemiyor. Mesela, doğumgünü şerefine pasta yiyemez. Eh, revani yiyebilir.

Öğleden sonra kardeşimle birtakım alışverişlerin peşine düşmemiz gerekti. Bu arada, bir markete çalıp-almaca daldığımızda, Tukaş-Revani yazılı bir paket gözüme çarptı. Hoop, alındı hemen. Ne olur ne olmaz işi sağlama almak gerek, lokantada revani bulamazsak, bu paket iş görür.

Akşamüstü mutfakta enginar, patlıcan ile uğraşırken revaniyi de yaptım.
Çok kolay; paketlenmiş hazır karışımı 3 yumurta, 120 ml. süt, limon kabuğu rendesi ile karıştırıp, çırpıp, tepsiye döküyorsunuz. Bu arada 3 bardak toz şeker ve 6 bardak su ile şerbetini kaynatıp, soğumaya bırakmış oluyorsunuz. Yarım saat sonra revani kızarıp fırından çıktığında, ılınmış şerbeti döküp, çekmesini ve soğumasını bekliyorsunuz.
Sonra dilimleyip, servis yaparken ister hindistan cevizi ile süsleyin, ister kaymak veya taze krema ile servis yapın. Keyfinize kalmış.

Tahmin ettiğim son oldu.
Lokantada revani yoktu. Doğumgünü pastası almamıştık. Onun yerine evde revani yedik.



Doğum günün kutlu olsun, anneciğim!